Omuz çıkığı belirtileri neler? Omuz çıkığına yol açan 5 neden

Omuz çıkığı belirtileri neler? Omuz çıkığına yol açan 5 neden nedir? Ani bir kol hareketi sonrası omuz çevresinde başgösteren şiddetli ağrı, kolu hareket ettirememe ve şekil bozukluğu… Omuz çıkıkları genellikle bu belirtilerle kendini gösteriyor. Peki neden oluyor?

omuz çıkığı belirtileri

Omuz çıkığı belirtileri neler? Omuz çıkığına yol açan 5 neden

Ülkemizde son üç aydır günlük yaşantımızı tepeden tırnağa değiştiren, sosyal hayatı bitiren ve hareketsizliği had safhaya çıkaran Covid-19 pandemisi, omuzlarımıza ayrı bir yük daha bindirebilir!


Acıbadem Maslak Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ata Can Atalar “Hepimize çok zor günler yaşatan Covid pandemisinde üç aylık sürecin ardından sosyal hayat kontrollü bir şekilde normale dönmeye başlarken, bugünlerde fiziksel sağlığımız açısından da en küçük bir hareketimize dahi çok dikkat etmemiz gerekiyor.

Örneğin; en basit bir gol sevincinde kollarınızı ansızın yukarı kaldırmanız bile bir anda omzunuzun çıkmasına neden olabilir! Üstelik ilk çıkık sonrası çıkığın tekrarlama riski, genç yaştakilerde daha yüksektir!” diyor. Prof. Dr. Ata Can Atalar, omuz çıkığı sorununa yol açan 5 nedeni anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Sık düşmeler

Sık sık düşüyorsanız yanlış giden bir şeyler var demektir. Sık düşme nedenlerinden baş dönmeleri, denge problemleri çoğu zaman stres ve yetersiz uykudan kaynaklanabilse de bazı hastalıkların ilk belirtileri olabilir. Bu durumda hekiminize başvurmaktan çekinmeyin. Düşmeye neden olan hastalık kısa zamanda tedavi edilemeyecek ise ev ve ofis ortamında bazı düzenlenmeler yapmanız gerekli olabilir. Etrafın daha iyi aydınlatılması, halıların azaltılması, kaygan zeminlerin ve fark edilmesi güç basamakların elden geçirilmesi faydalı olabilir.

Yetersiz ısınma

Hele de üç aylık Covid pandemisi sürecinde vücudumuzun çoğunlukla hareketsiz kaldığı göz önüne alındığında, spor öncesi sakatlanmaları önlemek için yeterli ısınma ve germe egzersizleri yapılması çok daha önem taşıyor. Özellikle baş üstü aktivitelerin sık yapıldığı sporlarda omuzun maruz kaldığı tekrarlayan yüklenmelerle omuz ekleminin çıkmaması için uyum içerisinde çalışan kas gruplarına ve kararınca esneyebilen bağlara ihtiyaç olduğundan, ısınma çok önemli. Ancak ısınma tek başına yeterli olmayabiliyor.

Yetersiz kondisyon ve yanlış teknik

Isınmanın yanı sıra ilgilenilen spor için sıkça kullanılan kas gruplarının yeterince güçlü olması gerekir. Bunun için ilgili kas gruplarının spora özgü doğru teknik ile kullanılması çok önemlidir.

Ders çıkarmamak

Toplumda omuz çıkık riski en fazla olan grup daha önce omuz çıkığı geçiren kişilerdir. Bilimsel çalışmalarda bir kez omuz çıkığı geçirenlerin tekrar omuz çıkığı geçirme riskinin oldukça yüksek olduğu bildirilmiştir. İlk kez omuz çıkığını 25 yaş altında geçiren kişilerin hayatlarının ilerleyen döneminde tekrar çıkıkla karşılaşma olasılıkları yüzde 50’nin üzerindedir. Bu durumda tekrar çıkık riski yüksek olan kişilerin hem günlük hayatta hem spor sırasında bu durumu göz önünde bulundurmaları ve ona göre davranmaları çıkık riskinin önlenmesinde büyük önem taşıyor.


Kendimizi yeterince tanımamak

Hiperlaksitemiz varsa mesela çocukken bacaklarımızı çok kolay yanlara (şpagat) pozisyonunda açabiliyorsak, biraz fazla aktivite yapınca çeşitli eklemlerimiz sık sık ağrıyorsa, başparmağımız kolayca kolumuza değebiliyorsa ve biz bu esnek yapımızın farkında olmayıp ona göre davranmıyorsak omuz çıkığı riskimiz artıyor demektir. Esnek yapıya sahip olan kişilerin eklem hareket açıklıklarını güvenli aralıklarda tutmayı öğrenmeleri omuz çıkığı riskini azaltabilir.

Omuz çıkığı belirtileri neler?

Omuz çıkığı belirtileri: Ani bir kol hareketi sonrası omuz çevresinde başgösteren şiddetli ağrı, kolu hareket ettirememe ve şekil bozukluğu… Omuz çıkıklarının genellikle bu belirtilerle kendini gösterdiğini belirten Prof. Dr. Ata Can Atalar sorunun tedavisinde izlenen yolu ise şöyle anlatıyor:

Yuvasından çıkmış olan kol kemiğinin üst yuvarlak bölümü hekiminizce uygun manevralar uygulanarak yerine oturtulur. Ağrı, ödem ve yaralanmanın şekline göre işlem öncesi ağrı kesici, kas gevşetici, sakinleştirici veya genel anestezi uygulamak gerekebilir.

Omuz eklemi çıkık kaldığı sürece şişlik artabilir ve bu durum redüksiyon olarak adlandırılan yerine oturtma işlemini güçleştirebilir. Bu nedenle mümkün olduğunca erken müdahale edilmelidir. İlk çıkık sonrası çıkığın tekrarlama riski yüksektir. Durumun değerlendirilmesi için omuz sorunları ile ilgilenen ortopedi ve travmatoloji hekimine başvurmanızı tavsiye ederiz.

Erken müdahale çok önemli!

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ata Can Atalar, uzun süre çıkık pozisyonda kalan omuz eklemini iyileştirebilmek için farklı cerrahi müdahaleler gerekebildiğini belirterek, erken teşhis ve tedavinin büyük önem taşıdığını söylüyor.

Erken tedavi edilmeyen omuz çıkıklarının ilerleyen dönemlerde tedavisi güç omuz problemlerine yol açabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Ata Can Atalar, tedavinin iki şekilde gruplanabildiğini belirterek şu bilgileri paylaştı:

İlk omuz çıkığı tedavisinde hekimin klinik değerlendirmesi, hastanın kişisel özellikleri ve beklentileri çok daha ön plana çıkar. İlk omuz çıkığının tedavisinde hastanın tekrar çıkık riskinin yüksek olduğu durumlarda, omuz ekleminin kapalı yöntemlerle yerine oturtulamadığı durumlarda, çıkığa eşlik eden kırık, damar ve sinir hasarı varlığında cerrahi müdahale gerekli olabilir.


Tekrarlayan omuz çıkığında ise hastanın yaşına, ilgilenilen sporun türüne, omuz eklemindeki esnekliğe, omuz eklemini yerinde tutan anatomik yapılardaki hasarın durumuna göre risk değerlendirmesi yapılır. Omuz çıkığı riskinin yüksek olduğu tespit edilen kişilere çıkığın önlenmesini amaçlayan cerrahi tedavi planlanır. Çıkık riski değerlendirilmesi kriterlerine ve hastanın beklentilerine göre kapalı veya açık cerrahi tedaviler planlanır.

Omuzda kas yırtılması ve tendon iltihabı belirtileri neler?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.