Orhan Pamuk’tan Ayasofya çıkışı: Muhalefet, Atatürk’ün laik geleneğine sahip çıkmaktan korkuyor

Orhan Pamuk: Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Atatürk Ayasofya’yı müzeye dönüştürmüştü. Bu, Kemal Atatürk’ün laiklik geleneğidir. Bu karar, ‘laikliğe saygı duymuyoruz’ demek. Muhalefetin buna karşı çıkmaması beni şaşırtıyor. Lütfen bunu değiştirmeyelim demeye maalesef korkuyorlar.

orhan pamuk

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, Ayasofya’nın ibadete açılması ve Mustafa Kemal Atatürk konusunda dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye tarihine olan liberal ideolojik yaklaşımı doğrultusunda, 12 Eylül 2010 referandumu başta olmak üzere AKP iktidarına verdiği fikri destek nedeniyle geçmişte sıklıkla muhalefetin eleştirilerinin hedefi olan Orhan Pamuk, bu kez Atatürk’ü savunarak Ayasofya’nın ibadete açılması kararına karşı çıktı.


DW Türkçe’ye konuşan Orhan Pamuk, Ayasofya’nın Cumhuriyet’in ilk yıllarında müzeye dönüştürülmesinin bir ‘laiklik mesajı’ olduğunu kaydetti. Geçmişte eleştirel yaklaştığı Atatürk’ten “Büyük Atatürk” olarak bahseden Pamuk, şöyle konuştu:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük Atatürk Ayasofya’yı müzeye dönüştürmüştü. Bunu niye yaptı? Modern dünyaya, özellikle de Batı dünyasına Rum Ortodoks mimarisinin bu başyapıtını müzeye çevirerek ‘Biz Türkler laikiz. Fransız laiklik anlayışını benimseyerek büyük Avrupa kültür ve medeniyetinin bir parçası olmak istiyoruz demek’ istedi. Aldığı karar buydu. Şimdi bunu geriye çeviriyorlar.”

“Bu karar, ‘laikliğe saygı duymuyoruz’ demek”

Orhan Pamuk, Ayasofya’nın ibadete açılması kararının ne anlama geldiği konusunda, “Bu, basitçe, ‘Kemal Atatürk’ün laikliğine artık saygı duymuyoruz’ demek anlamına geliyor” yorumunda bulundu.

Kendisinin bu karara bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak karşı çıktığını söyleyen Pamuk, karara tepki göstermeyen muhalefeti ise şu sözlerle eleştirdi:

“Muhalefetin de buna karşı çıkmaması beni şaşırtıyor. Niye karşı çıkmıyorlar? Çünkü bunun çok popüler bir karar olduğunu düşünüyorlar. Maalesef bu, Türk halkının benimsediği popüler bir karar. Ayasofya’nın kaderini Türk halkının belirlemesi gerek. Ama ben de bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ve milyonlarca laik vatandaş gibi ben de buna karşıyım. Ama maalesef sesimiz duyulmuyor.”

“Muhalefet korkuyor”

Orhan Pamuk, ayrıca muhalefet için, “Bu, Kemal Atatürk’ün laiklik geleneğidir. Lütfen bunu değiştirmeyelim demeye maalesef korkuyorlar” ifadelerini kullandı.

Atatürk ile ilgili fikirleri tepki çekmişti

Orhan Pamuk’un Mustafa Kemal Atatürk’e olan bakışı uzun süredir tartışma konusu. Türkiye’deki Atatürkçü kanat, Pamuk’a bu konuda oldukça sert eleştiriler yöneltiyordu.


Bu sert eleştirilerin nedeni, yazarın AKP’ye “AB’ye girme umuduyla” verdiği destek ve elbette Atatürk’e olan ‘farklı’ bakışı.

Türkiye tarihine dair liberal bir yaklaşımı olan yazar, aynı ekolden gelen pek çok isim gibi siyasal İslamcı iktidara ‘yükseliş’ döneminde fikri destekler sunmuştu.

Pamuk, AKP’nin güçlenmesi açısından oldukça kritik bir aşama olan 12 Eylül 2010’da düzenlenen Anayasa değişikliği referandumunda, “Darbenin 30. yıldönümünde kurulan sandıkta ‘evet’ diyeceğim. 12 Eylül’le hesaplaşmanın yolu açılıyor. Yargı süreci başlamasa bile referandum 12 Eylül’ün vicdanlarda mahkûm edilmesini sağlayacak” düşüncesini dile getirmişti.

Yazarın Atatürk’le ile ilgili olan düşünceleri de sık sık eleştiri konusu oldu. Atatürk’ün yaşaması durumunda “AB’ye girmeyi isteyeceğini” öne süren ve bu noktada AKP iktidarına destek verilmesi gerektiğini savunan Pamuk, Atatürkçüler’den sert karşılıklar almıştı.

Atatürkçüler Orhan Pamuk’u, “Atatürk’ü yıpratmak”, “dinci, mezhepçi, etnik kimlikçi akımlarla flört etmek” ve “Atatürk’ün kurduğu cumhuriyete karşı çıkmakla” eleştirdi. Bunun yanında Pamuk, romanlarında Atatürk’le ilgili kullandığı “Kendini içkiye vermiş” şeklindeki ifadeler nedeniyle de sert tepki görmüştü.

Batıdan ilgi gördü

Batı basını da Pamuk’u bu görüşlerinden ötürü sık sık gündeme taşıdı. Pamuk, 2000’li yılların başında New York Times’ın kitap ekine kapak oldu.

Richard Eder tarafından Pamuk’la ilgili yazılan analizde, “Atatürk reformlarının 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu’nun pek çok kalıntısını ortadan kaldırdığı” savunulduktan sonra, “fes ve peçe giderken, Farsça ve Arapça kökenli sözcüklerin de yok olduğu ve bugün Türkler’in pek çoğunun 100 yıl önce yazılmış şiirleri okuyamadıkları” iddia edilmiş; Orhan Pamuk’un, “Atatürk’ün mirasçılarının yolsuzluk ve baskıcı davranışlarına karşı çıktığı” kaydedilmişti.

Pamuk, son yıllarda AKP’ye destek vermekten vazgeçti. Bu süre zarfında da iktidara dönük ‘otoriterleşme’ eleştirileriyle medyada boy gösterdi. Bununla birlikte gücünü tekelleştiren AKP iktidarının Orhan Pamuk gibi liberal düşünceden gelen isimlere ihtiyacı kalmadı.

‘Büyük Atatürk’ ifadesi dikkat çekti


Bir dönem Atatürk karşıtlarıyla aynı kümede yer alan yazarın, bugün Atatürk’ten “Büyük Atatürk” diye bahsetmesi ve laikliğe bu denli yüksek tondan sahip çıkması, geçirdiği ‘dönüşümü’ gözler önüne seriyor.

Lozan’ın yıldönümünde Anıtkabir dezenfekte edildiği gerekçesiyle kapatıldı


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.