Prof. Dr. Haluk Özener: Yılda 2.5 santim kayıyoruz, deprem 7,2 olacak!

Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener: Her yıl ortalama 2.5 santimetre batı-güney batı yönüne doğru kayıyoruz ve bu da bir enerji birikmesine yol açıyor. Hesaplama ve öngörülerimiz, Marmara’daki sarsıntının 7.2 büyüklüğü civarında olacağını gösteriyor. Bu tek parçalı bir kırık olabileceği gibi iki ya da üç parçalı kırık da olabilir.

haluk özener

Prof. Dr. Haluk Özener: Yılda 2.5 santim kayıyoruz, deprem 7,2 olacak!

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, 17 Ağustos deprem felaketinin 21. yıl dönümünde Milliyet’e konuştu.


1939 Erzincan sarsıntısından sonra Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki depremlerin batıya taşındığını belirten Prof. Dr. Özener şöyle konuştu:

• Başta İstanbul’u etkileyecek Marmara Depremi’nin büyüklüğü 7’nin üzerinde olacak. Tarih veremiyoruz. Bu aşamada yapılabilecek tek şey deprem zararlarını azaltmak. Hesaplama ve öngörülerimiz, Marmara’daki sarsıntının 7.2 büyüklüğü civarında olacağını gösteriyor. Bu tek parçalı bir kırık olabileceği gibi iki ya da üç parçalı kırık da olabilir.

• Biz Marmara’da deprem beklerken ülkemizin başka bir yerinde 7’nin üzerinde bir depremle karşılaşırsak buna şaşırmamamız gerek. GPS gözlemlerinden elde edilen verilere göre, her yıl ortalama 2.5 santimetre batı-güney batı yönüne doğru kayıyoruz ve bu da bir enerji birikmesine yol açıyor. Depremlerin nerelerde olabileceğini biliyoruz ancak ne zaman olacağını bilemiyoruz. Zamanını bilemediğimiz için her an olacakmış gibi depreme karşı hazırlıklı olmalıyız.

Prof. Dr. Özener, tespit ve uyarılarını şöyle sıraladı:

• Kentsel dönüşümde İstanbul’un bir bütün halinde ele alınması, belli bölgelerde transfer alanları yaratılarak dönüşümün gerçekleştirilmesi doğru olacaktır. Fay hattına uzaklığınız, binanızın oturduğu zeminin özellikleri, yapınızın özellikleri, yapı-zemin ilişkisi depremden etkilenme oranınızı belirliyor.

• Salt olarak, ‘Benim evim faya çok uzak, ben çok güvendeyim’ veya ‘Evim fayın oldukça yakınında, ondan dolayı çok büyük risk altındayım’ demek çok gerçekçi olmayacaktır. İstanbul için şansımız, fay hattının şehrin içinden geçmemesi. Gölcük ve İzmit’in içinden geçen fay, megakente 8-15 kilometre mesafede yer alıyor.


Her yer farklı davranıyor

• Marmara Denizi’nde 1200 metre derinliğe kadar 12 adet deniz dibi sismometresi çalıştırıyoruz. Sismometrelere ilaveten deniz dibi elektro-manyetometre ve ekstensometreler de deniz tabanına kuruldu. Bu cihazlarla Marmara Denizi’ndeki depremselliği sürekli izleyebiliyoruz.

• Marmara Denizi’ndeki her fay parçasının farklı davranış gösterebildiği ve sismik enerjiyi farklı şekillerde biriktirdiği anlaşılıyor. Ayrıca, deniz tabanı istasyonlarında kaydedilen deprem sayısının, karadaki istasyonlarda kaydedilenlerden genel olarak iki kat daha fazla olduğu veri analizi ile anlaşılmıştır.

2 metre tsunami dalgası

• Veriler Marmara Denizi etrafına kurulan GPS istasyonlarıyla destekleniyor. Bölgesel Deprem ve Tsunami İnceleme Merkezi’nde yapılan çalışmalar neticesinde, Marmara Denizi’nde farklı deprem senaryoları çalışılarak elde edilmiş tsunami senaryoları var. Bazı istisnai kıyı bölgelerinde 2 – 2.25 metre dalga yüksekliği görebiliriz. Marmara’da fayın özelliğinden dolayı tsunaminin deprem sonrasında deniz tabanı heyelanından sonra oluşacağını bekliyoruz.

Kaç parça kırılacak?

Deprem bilimciler arasındaki tartışmaların kamuoyu önünde yapılmasını doğru bulmadığını dile getiren Prof. Dr. Haluk Özener şöyle konuştu:

• 1999 yılında üst üste gerçekleşen iki depremin ardından bir sonraki depremin büyük olasılıkla Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi içinden geçen kısmında meydana geleceği tahmin edilmekte. Bu konuda bilim insanları çoğunlukla benzer düşünceleri taşıyor; ancak farklı gözlem teknikleri, farklı hesaplama teknikleri, farklı modeller ile olacak depremin büyüklüğü konusunda farklı sonuçlar ya da yorumlar ortaya çıkabiliyor.

• Deprem, bir doğa olayı ve engellememiz veya zamanını ötelememiz mümkün değil. Nasıl önlem alacağız, zararlarını azaltmak için neler yapmalıyız? Bunlara odaklanmamız gerekiyor.

Daha yolumuz var


17 Ağustos depreminden sonra otoyol, köprü, viyadük, okullarda ciddi iyileştirme çalışmaları yapıldığını, hastaneler ve tarihi binaların güçlendirilip, stratejik noktaların elden geçirildiğini vurgulayan Özener, “Ancak bu, önümüzdeki depreme yüzde 100 hazırız anlamına gelmiyor. Katedecek yolumuz var. İstanbul’da yapıların yeni deprem yönetmeliğine uygun şekilde inşaası büyük önem taşıyor” diye konuştu.

Marmara çok aktif halde: Depremin eli kulağında!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.