Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: Lise ve üniversitelerde uzaktan eğitim yapılmalı

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Covid-19 salgını şartlarında bazı bölümler hariç, üniversitelerde yüz yüze eğitim yerine uzaktan eğitim uygulamasına ağırlık verilmesinin daha doğru olacağını belirtti.

Mehmet ceyhan

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: Lise ve üniversitelerde uzaktan eğitim yapılmalı

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Mümkün olduğu kadar uzaktan eğitimle yapmaya çalışmak lazım. Ama bazı alanlar var ki sadece uzaktan eğitimle öğrenci yetiştirilmesi mümkün değil. Bunlar belirlenip, geri kalanlar için internet üzerinden eğitim yapılmalı” dedi.


Profesör Ceyhan, DHA’ya yaptığı açıklamada, son dönemde günlük vaka sayılarında yaşanan artışın beklenen durum olduğunu söyledi. Ceyhan, “Çünkü bizim seçtiğimiz normalleşme yönteminde kural olarak biz birdenbire hızlı bir şekilde tedbirleri kaldırdığımızda bunlar beklenir. Yani işte uzun süre takılabilirsiniz, aşağı indiremeyebilirsiniz. Nitekim bizim yaşadığımız gibi arada da artışlar yaşarsınız. Ama o dönemlerde müdahale etmek gerekir. Yani yeni, farklı tedbirlerle müdahale etmeniz gerekir. Etmediğiniz zaman kendi kendine vakaların azalma şansı yoktur. Çünkü halkın uyum oranı belli ve giderek de azalıyor” diye konuştu.

Ekstra tedbirler almamız gerekir

Halkın kurallara uyma oranındaki azalmanın nedenlerine de değinen Prof. Dr. Ceyhan, “Bunun tabi en büyük nedeni insanların yavaş yavaş artık ‘Bu iş ne yapsak değişmiyor’ diye bir psikolojik duruma girmeleri. İkincisi de havaların sıcaklığı, insanların tatil ortamlarında bir araya gelmesi gibi birçok faktör etkiliyor” dedi.

İçişleri Bakanlığı’nın illerde başlattığı denetimler sonucu günlük vaka sayısında düşüş sağlanabileceğini belirten Ceyhan, “Tabi ne oranda uygulanabileceğine yani ne oranda kontrol edebileceğinize bağlı. Mutlaka etkisi olur. Eğer çok iyi kontrol edebilirseniz çok olur. Ama bunun dışında bence özellikle bu normalleşme yönteminin gereği bizim ekstra tedbirler almamız gerekir, diye düşünüyorum” diye konuştu.

Prof. Dr. Ceyhan, sokağa çıkma kısıtlaması, iş yerlerinin kapatılması gibi tedbirlerin de vaka sayılarının katlanarak artması halinde tekrar gündeme gelebileceğini kaydetti.


Aylara yayılarak vaka artışlarına neden oluyor

Prof. Dr. Ceyhan, Kurban Bayramı’nda ülke genelindeki hareketliliğin vaka sayılarına nasıl yansıyacağına ilişkin şöyle konuştu:
“Bu kalabalıkları oluşturan insanların çoğu genç, sağlıklı yetişkinler. Bu insanların yüzde 90’ından fazlası hastalığı belirtisiz geçirdiği için siz bunu hemen vaka olarak görmüyorsunuz. Ne oluyor? Bu kişi, 2-3 kişiye bulaştırıyor, bazen bakıyorsunuz onların etrafında da risk grubundan yeteri kadar insan yok, ikinci bir kuluçka süresi daha geçiriyor. Sonra ancak üçüncüde bir riskli gruba bulaştırıyor. Onlarda hastalık belirtileri ağır seyrettiği için biz ona test yapıp tanı koyuyoruz. Yani böyle sanıldığı gibi bir anda, 1 hafta içinde değil aylar içerisine yayılarak vaka artışlarına neden oluyor.”

Üniversitelerde uzaktan eğitim yapılmalı

Salgın şartlarında üniversitelerde yüz yüze eğitim yerine uzaktan eğitime ağırlık verilmesinin daha doğru olacağı görüşünü savunan Prof. Dr. Ceyhan, şunları kaydetti:

“Lise ile üniversite arasında çok büyük bir farklılık yok. Tabi bunun dengesini kurmak önemli, mümkün olduğu kadar uzaktan eğitimle yapmaya çalışmak lazım. Ama bazı alanlar var ki örneğin bizim tıp fakültesinde öğrencilerin hiç hasta görmeden sadece uzaktan eğitimle yetiştirilmesi mümkün değil. Bunlar belirlenip, geri kalanlar için olabildiği kadar online, internet üzerinden yapılmalı. Çok zorunlu olanlar sadece ama şartlar çok iyi sağlanarak, 1,5 metrelik mesafe, temas riski ortaya çıktığında maskeyi takmak gibi önlemleri mutlaka alarak eğitimin öyle ayarlanması lazım. Amerika’da, Avrupa’da birçok üniversite şimdiden açıkladı, önümüzdeki yıl sadece online eğitim yapacağını.”

Hastanelerde tedavi gören Covid-19 hastalarının arttığı iddiasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Ceyhan, doluluk oranının bölgelere göre değiştiğini belirterek, “Mesela Ankara’da biz gerçekten şu anda artış yaşıyoruz. Bazı illerde mesela ilk dönemde çok fazla vakası olmayıp şu anda daha çok vakası olan iller var. İstanbul, İzmir gibi o dönemde çok olup, şu anda daha az vakası olan iller var. Dolayısıyla Türkiye’nin genelinde çok daha iyi durumda, ama il il baktığınızda birbirinden farklı tablolar görüyorsunuz” dedi.

Hastalıkla değil, tedbir ile savaşanlar var


Sosyal medyada ‘Covid-19 riski abartılıyor’ görüşünü yayanları dikkate almamak gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Ceyhan, “Her ülkede hastalıkla değil, tedbirle savaşan gruplar var. Onlar da özellikle zor durumda kalmış vatandaşları etkilemeye çalışıyor. İnsanlar çok zor günler geçiriyor, işini kaybeden var, iş yerini kapatmak zorunda olan var, zarar eden var ama bunların hiçbirinin nedeni alınan tedbirler değil tam tersine tedbirlerin yeterli olmaması ve halkın yeteri kadar uymaması nedeniyle salgının kontrol altına alınamaması yani vaka sayılarının azalmaması. O yüzden insanların mutlaka şunu bilmesi lazım, tedbir almadan bu salgının kontrol altına alınması mümkün değil” diye konuştu. (DHA)

Ev ve araba alacaklara kötü haber: Kredi faizleri yükseltildi!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.