Dünyanın ikinci, Türkiye’nin en büyük krater gölü olan Nemrut Kalderası’nda ‘tuvalet’ ve ‘sosyal tesis’ adı altında betonarme inşaat yapılıyor. Jeoloji Profesörü Aydın Büyüksaraç, “Burası doğal koruma alanı, yani çivi bile çakılmasın diye kanunlar koruma altına almış. Ancak buraya betonarme yapı yapılıyor. Hem de göl manzaralı. Akıl alır gibi değil! Biz, yani bilim insanları burayı uluslararası jeopark statüsüne kazandıralım diye uğraşıyoruz. Asıl koruması gereken idare buraya beton imalat yapıyor!” dedi.
Doğal koruma alanı olan Nemrut Krateri’ne betonarme yapı
Bünyesinde barındırdığı sıcak ve soğuk gölleri, buz mağarası, buhar bacası, kuş türleri, endemik bitki örtüsü ve doğal dokusuyla dünyanın sayılı güzellikleri arasında yer alan Nemrut Kalderası’nda betonarme tuvalet ve sosyal tesis inşaatı yapılıyor.
Nemrut Dağı Krater Gölü ve Kalderası’nı UNESCO bünyesindeki uluslararası ağa dahil edip ‘jeopark statüsü’ kazandırmak için 2016 yılında Prof. Dr. Aydın Büyüksaraç; “Burası doğal koruma alanı yani çivi bile çakılmasın diye kanunlar koruma altına almış. Ancak buraya betonarme yapı yapılıyor. Hem de göl manzaralı. Akıl alır gibi değil. Biz, yani bilim insanları burayı uluslararası jeopark statüsüne kazandıralım diye uğraşıyoruz. Asıl koruması gereken idare buraya beton imalat yapıyor.” diye konuştu.
Duvar’dan Sinan Aygül’ün haberine göre; Betonarme inşaat yapılan alan ‘Tabiat Anıtı’, ‘Turizm Alanı’, ‘1. Derece Doğal Sit Alanı’ ve ‘Ramsar Alanı (Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alan) statüsünde bulunuyor. Aynı zamanda alan için UNESCO’nun Küresel Jeopark Ağı’na dahil edilmesi için yapılan başvuru süreci de halen devam ediyor.
Bu derecede önemli ve doğallığının korunması gereken bir alanda, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından ‘Nemrut Kalderası Tabiat Anıtı Çevre Düzenleme İşi’ adı altında yapılan betonarme inşaat tepkiyle karşılandı. Volkanik patlamalar sonrası oluşan kraterlere “kaldera” deniyor.
“Beton WC yapılırsa burası artık doğal koruma alanı olmaz, piknik alanı olur!”
Nemrut Dağı Krater Gölü ve Kalderası’nı UNESCO bünyesindeki uluslararası ağa dahil edip ‘jeopark statüsü’ kazandırmak için 2016 yılında Prof. Dr. Aydın Büyüksaraç başkanlığında bir proje başlatılmıştı. Proje Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) tarafından desteklenmiş ve alanda bulunan bazı özellikler ortaya çıkarılmıştı.
Jeosit olarak tanımlanan ve o alanın jeopark olmasını gerektiren bu özellikler bir rapor haline getirilmiş ancak bu rapor Bitlis Valiliğince bekletildiği için Nemrut’un Jeopark olarak tescili halen yapılamadı.
Bilim insanları burayı jeopark yapmaya çalışıyor ama asıl koruması gereken idare beton döküyor diyerek tepkisini dile getiren Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Büyüksaraç, betonarme yapı olursa UNESCO’nun jeopark statüsü vermeyeceğini söylüyor.
Aynı zamanda 2016 yılında Nemrut Kalderasının jeopark olması için çalışma yürüten ekibin başında olan ve bu işin temel koşulu doğallığının korunması diyen Jeoloji profesörü Büyüksaraç şöyle konuştu:
• Dünyada jeopark statüsü nedeniyle daha az özellik taşıyan birçok alan, yüksek oranda ziyaretçi almakta ve turizm potansiyeli göstermektedir. Neden jeopark statüsü için gelişme olmuyor bilmiyorum. Sorduğumuzda biz çalışıyoruz, diyorlar. Ancak 4 yıldır hiçbir gelişme olmadı. Ancak son zamanlarda bir inşaat çalışması başlatılmış durumda.
“Akıl alır gibi değil!”
• Burası doğal koruma alanı yani çivi bile çakılmasın diye kanunlar koruma altına almış. Ancak buraya betonarme yapı yapılıyor. Hem de göl manzaralı. Akıl alır gibi değil. Biz, yani bilim insanları burayı uluslararası jeopark statüsüne kazandıralım diye uğraşıyoruz. Asıl koruması gereken idare buraya beton imalat yapıyor.
• Buraya beton yaparsanız burası asla jeopark olmaz. Bu işin temel koşulu, doğallığının korunması. Tüm dünyada uygulanan durum belli. Eğer WC ihtiyacı varsa seyyar WC’ler ile bu işi çözebiliyorsunuz. Böylece korumayı sağlıyorsunuz. Ancak betondan WC yapılırsa burası artık doğal koruma alanı olamaz. Piknik alanı olur. Bu ne demek? Dünya çapında değeri olan Allah vergisi bir yeri değersizleştirme demek. Bu hangi vicdanla açıklanır?
“Böyle alanlarda beton en son tercih edilecek imalat olur”
Betonarme yapı yerine bir dizi başka alternatif teknik olduğunu söyleyen İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bitlis İl Temsilcisi Cengiz Şahin ise projenin alanın dokusuna uygun olmadığına dikkat çekti.
Şahin “Nemrut’ta tuvalet ve sosyal tesis vs. gibi alanlara ihtiyaç olduğu doğrudur ancak bu ihtiyaç böylesi bir doğa harikası alana gelişigüzel yapı yapma serbestisi sağlamaz. Yapılacak yapılar için beton kullanılmadan ahşap ya da çelik konstrüksiyon teknikleriyle de pekala yapılabilirdi. Niçin böyle bir teknik tercih edilmiş bilmiyoruz.” dedi.
Nemrut Gölü hakkında
Nemrut Gölü, dünyanın ikinci, Türkiye’nin en büyük krater gölü olup, adını MÖ 2100’de yaşamış Babil Hükümdarı Nemrut’tan almıştır. Nemrut Gölü, Van Gölü havzasının batısında, Bitlis ilinin Tatvan, Ahlat ve Güroymak ilçeleri arasında yer almaktadır.
Nemrut’ta patlamalar sonucunda oluşan kraterin ağız genişliği 48 km2, taban genişliği 36 km² dir. Nemrut kalderasında deniz seviyesinde 2.247 m yükseklikteki krater alanı içinde ikisi büyük toplam 5 tane göl bulunmaktadır. Derinliği ortalama 100 m ve en derin noktası 155 m’dir.
Göl çevresindeki sıcak sular ve kaplıcalar volkanik faaliyetlerin son izleridir. Kar ve kaynak sularıyla beslenen ve yer yer derinleşen Nemrut Gölünün suları soğuk ve tatlıdır. Su örneklerinin analizi berrak, renksiz, kokusuz ve normal içme suyu lezzetinde olduğunu göstermiştir.
Suyu, radyoaktivite açısından, normal sınırlardadır. pH asitlik derecesi 7.4 ile hafif alkalidir. Nitoplankton bakımından oldukça zengin olan Nemrut Gölü’nde 1986 yılında az sayıda bırakılan aynalı sazan balığı, kısa sürede çoğalmış ve balıkçılık yapılabilecek seviyeye gelmiştir.