Türk Lirası’nın ABD Doları karşısında Ağustos ayında yaşadığı değer kaybı Eylül’de de devam ediyor. Dolar/TL 7,55 seviyesini geçerek rekor tazeledi!
Dolar/TL kuru 7,55 seviyesini aşarak yeni tarihi zirvesine yükseldi. Türk Lirası yılbaşından bu yana ABD Doları karşısında yüzde 20’den fazla değer kaybetti. Temmuz ayından beri ise yüzde 10 değer kaybetti.
Merkez Bankası, TL’deki değer kaybı karşısında Ağustos ayının ortalarından bu yana TL likiditesini sıkılaştırarak para birimini desteklemeye çalışıyordu.
Piyasayı politika faizi olan yüzde 8,25’ten fonlamayı kesen Merkez Bankası, ortalama fonlama maliyetlerini yüzde 11 seviyesine yaklaştırdı.
Bu girişim, Dolar/TL’nin bir süre yatay seyir izlemesini sağlasa da son haftalarda kur tekrar yükselişe geçti.
Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu B2 seviyesine düşürmesiyle birlikte TL’deki değer kaybı sürüyor.
Kur neden yükseliyor?
BBC Türkçe’nin haberine göre; para piyasası uzmanları TL’deki değer kaybını ve Dolar/TL kurundaki yükselişi birkaç temel nedene bağlıyor.
Enflasyonun çift hanelerde kalmaya devam etmesine karşın Merkez Bankası’nın son bir yıl içerisinde politika faizini yüzde 24 seviyesinden yüzde 8,25’e kadar indirmesinin TL’nin cazibesini azalttığı ve yatırımcıların TL varlıklara olan ilgisinin azaldığı belirtiliyor.
Enflasyonun yüksek seyretmesine karşın faiz indirimlerinin sürmesi sonucunda Türkiye negatif reel faiz veren bir ülke konumuna gelmiş durumda.
Fonlama maliyetleri yükselmiş olsa da, ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti hâlâ yıllık enflasyonun altında bulunuyor.
Bir diğer gerekçe ise Merkez Bankası’nın azalan döviz rezervlerinin Türkiye’nin TL’yi destekleme kapasitesine olan güveni azaltması olarak dile getiriliyor.
TL’nin baskı altında olmasına yol açan bir diğer neden ise koronavirüs salgını nedeniyle ülkeye döviz girişinde yaşanan düşüş olarak öne çıkıyor.
Reuters haber ajansı, para piyasası traderlarının yaptığı hesaplamalara göre Merkez Bankası ve kamu bankalarının 2019’un başından bu yana TL’yi desteklemek için piyasaya yaklaşık 110 milyar dolar sattığını aktarıyor.
Bu yolla piyasadaki döviz likiditesinin artırılması ve TL’nin desteklenmesi amaçlanıyor.
Yaz sezonunda Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısında yaşanan düşüş, turizm gelirlerinin geçen yılların oldukça gerisinde kalmasına yol açmış durumda.
Son açıklanan Turizm ve Kültür Bakanlığı verilerine göre Haziran ayında Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 96 düştü.
Koronavirüs, etkisini ihracatta da hissettiriyor. Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa’da talebin salgınla paralel gerilemesi sonucu Türkiye’nin ihracatında da beklenen seviyeler yakalanamadı ve ihracattan elde edilen döviz geliri de azaldı.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre Nisan ve Mayıs aylarında ihracat yüzde 40’ın üzerinde düştükten sonra Haziran’da yüzde 15 artmıştı.
TL’de değer kaybı nelere yol açıyor?
Dış ticaret açığı veren ve enerjide dışa bağımlı olan bir ülke olan Türkiye için TL’nin değer kaybetmesi, ithalat maliyetlerini artırıyor.
Özellikle enerji ithalatı maliyetlerinin yükselmesi sonucu doğalgaz ve petrol fiyatlarındaki yükseliş, genel üretim maliyetlerini artırıyor. Üretim maliyetlerindeki artış işe TL’deki değer kaybının enflasyonu yükseltmesine yol açıyor.
2018 yılında Türk Lirası, ABD Doları karşısında hızlı değer kaybı yaşamış ve ardından enflasyon yüzde 20’nin üzerine tırmanmıştı.
TL’deki değer kaybının bir diğer etkisi ise TL geliri olan ancak dövizle borçlanan özel sektörde hissediliyor.
Türk Lirası’nın değer kaybetmesi, hem şirketlerin döviz borçlarını geri ödemesini hem de borçların çevrilmesini zorlaştırıyor.
Merkez Bankası verilerine göre özel sektörün 12 ay içerisinde geri ödemesi gereken döviz borcu 162 milyar dolar seviyesinde.