Son günlerde sol ve CHP için önemli iddialar gündemde. Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül’ün partileşeceği konusu. Peki iki ismin parti kurması durumunda ne olur?
Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül parti kurarsa ne olur?
Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül…
Her ikisi de CHP için demiyorum, ‘sol’ için, sol fraksiyon için tartışmasız önemli isimler. Türkiye’de genel kabul görmüş değerli isimler.
Her ikisi de CHP için, Türkiye için hizmet etmiş başarılı insanlar…
Her iki isim de 30’lu yaşlarda milletvekili olmuş, CHP içinde sivrilmişler.
Mustafa Sarıgül milletvekilliğinden sonra Şişli Belediye Başkanlığı görevini yürüttü. Gerçekten çok başarılı oldu Şişli’de. Birçok kişinin gönlünü kazandı.
Halkın arasına karıştı. Düğünlere katıldı. Cenazelere katıldı. Cenaze araçlarını, belediye araçlarını ülkenin çeşitli yerlerine göndererek sanki başbakan gibi hareket etti.
Şişli’deki başarısı da bir süre sonra onu ‘Türkiye liderliği’ne sürükledi. Bir süre önce Türkiye Değişim Hareketi’ni ortaya koydu ve Türkiye’yi dolaştı.
Türkiye Değişim Hareketi tam partiye dönüşecekken ‘CHP’yi bölecek’ düşüncesi hakim olunca geri adım attı, CHP’de yoluna devam etti.
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday oldu ama kaybetti.
Daha sonra sorunlar baş gösterince CHP’den ayrıldı, DSP’ye geçti. Şişli’den tekrar aday oldu ama CHP’li Muammer Keskin‘e kaybetti.
Sarıgül, her ne kadar CHP’den ayrılsa da ‘solun çocuğu’. Bunu böyle kabul etmek gerekir. Bugüne kadar böyleydi…
Son günlerde Sarıgül’ün partileşme yolunda olduğu ve hatta İstanbul’un İl Başkanlığı’na atama yaptığı iddiaları ortaya atıldı.
İşin tuhaf yanı ise kuracağı partinin Cumhur ittifakına yakın olacağı iddia edildi.
Bir tarafta ise Muharrem İnce ‘bin günde millet hareketi‘ diyerek Türkiye’yi dolaşmaya başladı ve İnce’nin de parti kurmasının ihtimal dahilinde olduğu ifade ediliyor.
Peki, solun bu önemli isimleri parti kurması durumunda ne olur?
Muharrem İnce’nin her zaman bir iddiası var: ‘CHP’nin genel başkanı bu sistemde cumhurbaşkanlığının doğal adayıdır. Ya aday olmalı ya da CHP’nin genel başkanlığından ayrılmalıdır.’
Şimdi, eğer Ekrem İmamoğlu İstanbul’u kazanmamış olsaydı, Muharrem İnce hem CHP’nin, hem de Cumhurbaşkanı adayı olabilirdi. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘adalet yürüyüşü’ ve taktire şayan ve demokrasi adına attığı ve İyi Parti’ye geçen CHP milletvekili adımı Kılıçdaroğlu’nun yerini sağlamlaştırdı.
Öte yandan Ekrem İmamoğlu’nun başarısı Muharrem İnce’yi bir adım geriye attı.
Sözün kısası, İnce ve Sarıgül’ün partileşmesi onları maalesef bu süreçte, siyasi olarak çok daha geri adım attırır, başarısız kılar…