Tarihin ruhu ve estetiği eski eşyalarda saklıdır. Ancak antika meraklıları bu gizeme dokunabilirler. Bit pazarlarını dolaşırken başka hiç bir yerde bulamayacağınız kıymetli bir parça ile karşılaşabilir ve onu değerinin çok altında bir fiyata satın alabilirsiniz.
Antika ve eski eşya toplayıcısı Run Jia’ya (贾闰) hobisi hakkında sorular sordum.
Run Jia Hanım, önce kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Run Jia: 36 yaşında, iki çocuklu bir ev hanımıyım. Çin’in Tayland sınırına yakın küçük bir şehrinde doğup büyüdüm. 10 yıl önce de üniversitede ekolojik tarım okumak için Almanya’nın Kassel şehrine geldim. Eşimle tanışınca burada kaldım. Üç yıldır hobi olarak antikacılıkla uğraşıyorum.
Eski ve kullanılmış eşyalarda ne buluyorsunuz?
Run Jia: Eskiden eşyalar el ile ve büyük bir motivasyon ve konsantrasyon ile üretilitdi. Bence bu yüzden eski eşyalar daha kaliteli ve kıymetli. Eski bir eşyaya dokununca onun ruhunu hissedebilirsiniz. Kullanılan malzeme doğaldır ve yapmak için uzun zaman ve zahmet verilmiştir. Ayrıca ender bulunan parçalardır çünkü bir çoğu İkinci Dünya Savaşı’nda yok oldu. Bugün bir çok insan dede ve ninelerinden yadigar kalan şeylerin kıymetini bilmiyor. Çok yazık.
Sanırım bu sadece bir hobi değil, bir yaşam biçimi sizin için.
Run Jia: Evet, öyle diyebiliriz. Ailecek gereksiz teknolojik eşyalardan uzak durmaza çalışırız. Eşim hiç cep telefonu kullanmadı. Benim akıllı telefonum var ama kullanmaya başladığımdan beri hafızam geriledi. Evimizde televizyon yok, mobilyalarımız ikinci el ve ahşap.
Yeni eşya almak hiç akıllıca değil bence, çevreci hiç değil. Mütemadiyen üret ve satın al… Nereye kadar gidebilir ki bu şekilde? İnsanlar deli gibi alışveriş yapıyor, aldıkları şeyler ise kısa sürede ya çöp ya da hurda oluyor. Arabaları bile sık sık tamirciye götürmek ya da parçasını değiştirmek zorundayız.
Eski eşyaların ömürleri daha uzundur çünkü elektronik değil mekaniktirler. Eski insanların daha çok zamanları ve daha yaratıcı fikirleri varmış. Bence el yapımı ürünler makine yapımından daha yaratıcı. Ama maalaesef el işçiliği yok olmak üzere.
Nereden ve nasıl antika eşya topluyorsunuz?
Run Jia: Yaşadığım şehir Kassel’de düzenli kurulan bit pazarları var ve fiyatlar çok uygun. Yakındaki Hann Münden şehrinde de her ay bir antika pazarı kuruluyor. Ayrıca antika satıcısı bir kaç tanıdığım var.
Bir bit pazarına gittiğinizde tam olarak ne arıyorsunuz?
Run Jia: Aslında oraya hiç bir beklentim olmadan gidiyorum. Ne bulacağınızı bilemezsiniz orda. Bazen hiç birşey, bazen çok kıymetli kelepir bir parça. Almanya’da porselen ürünler çok kalitelidir. Bit pazarında da her halükarda Alman porseleni parçalar bulunabilir.
Bu uğraşın tatmin edici tarafı nedir tam olarak?
Run Jia: Hazine avcılığı gibi bir şey bu. Pazarı dolaşırken orada bilgi dağarcığımı kullanarak kıymetli bir parçayı ucuz bir fiyata bulabilme ihtimali heyecanlandırıyor beni. Değeri bit kaç yüz Euro olan bir parçayı bit pazarında sadece bir kaç Euro’ya satın alabilirim. Av peşinde koşan bir avcı gibi. Konuyla ilgili bilgisi olmayan biri bu imkanın farkında olamaz. Pazarlık yapmak için gerçekten yeterli bilgiye sahip olmanız gerek.
Evde aldıklarımı dizdiğim üç tane vitrinim var. O parçalarla uğraşmak, vakit geçirmek beni rahatlatıyor ve bana enerji veriyor.
Satın aldığınız her parçayı biriktiriyor musunuz?
Run Jia: Bazen parçaları masaya dekoratif bir biçimde yerleştirip fotoğraflarını çekip, internetteki bloğuma koyuyorum. O fotoğrafları görenlerden bazıları o parçayı satın almak istiyor. O zaman o eşyanın gerçek değeri üzerinden satıyorum. Ama para kazanmak bir motivasyon değil benim için. Genelde koleksiyon yapıyorum.
Ne koleksiyonlarınız var?
Run Jia: Bu aralar metal yiyecek kutuları topluyorum. Günümüzde böylesine hoş ve kaliteli kahve kutuları bulamazsınız. Özellikle 50’li ve 60’lı yıllarda üretilenler çok güzeller. Bu dizayn ve işlemeler artık yok. 70 ve 80’lerden de kutularım var ama onlar diğerleri kadar güzel değil. Kıymetli bir de Alman fındıkkıran koleksiyonum var.
Antika ne demek tam olarak?
Run Jia: Antika; atalarımızdan bize miras kalmış, kültürel anlam ifade eden ve ender bulunan eski eşyalardır. Bu eşyalar içlerinde sınırsız tarihi, kültürel ve sosyal bilgi barındırırlar ve bu birikim yeganedir yani başka bir objede bulunmaz.
Almanya’da bir objenin antika sayılması için en az 120 yaşında olması gerek. Bazı ülkelerde 100 yaşında olabiliyorlar kullanılan materyalin çok özel ve tarzının çok zarif olması lazım. Mesela Art Deco sitili o kadar eski olmamasına rağmen antika sınıfına girebiliyor. Art Deco ürünlerin çoğu el yapımı bile değil ama çok özel bir sitili var. Mesela preslenmiş cam eşyalar.
Eski eşyayı kullanan kişi de önemli mi parçanın değerini biçmek için?
Run Jia: Pek değil. Üreten firma ve kullanılan malzeme önemli.
Günümüzün estetik anlayışı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Run Jia: Bugün eskiye göre çok farklı zevklerimiz var. Hemen hemen tüm evlerde tek bir stil var; Ikea. Eskiden evlerin kendine has bir dekorasyonu vardı, orada yaşayan ailenin karakterini yansıtırdı. Bugünün modasında özgün bir zevk ve karakter yok. Bu iki kriter benim için çok önemli.
Bugün çok az el yapımı üretim var. Genelde seri üretim yapılıyor çünkü zaman kısıtlı. Ayrıca ana akım medya bu yeni ürünlerin reklamını yapıyor sadece. Bu yüzden zevklerimiz çok farklı artık eskiye göre. Bugünün gençleri antika eşyaları güzel bulmuyor.