Yüzyılın en büyük futbolcusu ‘Elveda’ dedi. Diego Armando Maradona, futbolun en güzel öyküsünü yazdı. Stadyumlarda sunduğu gösteri milyonlarca insanı futbola aşık etti. Yeşil çimenlere armağan ettiği Maradona efsanesi sonsuza dek yaşayacak.
Hoşçakal, ‘El Diego’: Diego Armando Maradona
‘Maradona, Maradona, Maradona, Maradona, Gooooooooool! Diego Arrrrrrmando Maradonaaaaaa’ 80’lerin başlarıydı, renksiz televizyon dönemi… Henüz 7-8 yaşındayken, TRT’nin haftalık spor programında, Latin Amerikalı spikerin özgün İspanyolca anlatımıyla Maradona’nın golleri yayınlanırdı. Maradona, o zamanlar 20’li yaşlarının başındaydı ve dünyaca ünlü bir yıldız olmuştu bile. Akşam gollerini seyreder, sabah olduğunda bahçeye fırlar, lastik top peşinde koşuşturarak Maradona’nin çalımlarını taklit ederdik.
Herkes Maradona’nın topu okşarcasına attığı çalımlara hayrandı, bu yüzden o yıllarda futbolda yapabileceğiniz en güzel şey rakip oyuncuları çalıma dizmekti. Bir tane çalım attık mı, dünyalar bizim olurdu. İyi çalım atıyorsanız, hemen ‘Küçük Maradona’ olurdunuz. O yıllarda her mahallede bir ‘Küçük Maradona’ vardı, mahalle maçlarında havasından geçilmezdi…
Biz, Maradona’yı seyrederek büyüdük. Top oynarken Maradona olduk; Onun gibi yürüdük, Onun gibi sevindik, top sürerken aklımızda Onu canlandırdık. Meksika’da dünya kupasını öpüp gökyüzüne kaldırırken deliler gibi sevindik, İtalya’da dünya kupasına bakıp hüngür hüngür ağlarken biz de gözyaşlarımızı tutamadık. Onun sayesinde futbolu daha çok sevdik.
Meksika 86’da yüzyılın golünü atarken maçı televizyondan naklen izliyordum. İnanılmazı başarmanın Maradona için ne kadar kolay olduğuna tanık olmuştum. Futbolun en mutlu günü, o maçın oynandığı gündür.
“Düğünümde bembeyaz giyinseydim ve üstüme çamurlu bir top gelseydi, hiç düşünmeden göğsümde yumuşatırdım.”
80’lerle özdeşleşmiş bir futbol kahramanıdır Maradona… Tarihin en zevkli şampiyonaları Diego’nun oynadığı kupalardı. Tek başına bir takım kadar güçlüydü. Maradona oynarken futbol daha güzeldi. Futbol sahasına çıkarken Tanrı’ya şükrederdi. Gol attığında yumruğunu havaya kaldırır, gülerek seyirciye koşardı; zaferini havaya zıplayarak kutlardı. Buenos Aires’in arka sokaklarından geldiğini hiç unutmadı, hayranlarına karşı nazik ve alçakgönüllü davrandı. Asiydi, çok cesurdu, halkçı fikirlerini ileri sürmekten hiçbir zaman kaçınmadı.
“Ben, gollerimle ve hatalarımla Maradona’yım. Hepsini kaldırabilecek omuzlara ve herkesle başa çıkabilecek bir yüreğe sahibim.”
Maradona için ne yazarsak yazalım, yeterli olmaz. O’nun futbol adına ne ifade ettiğini anlayabilmek için futbol sahasında yaptıklarını seyretmek gerekir. Bence, en şanslı futbolseverler Maradona’nın futbol oynadığı dönemi yaşayanlardır. O varken futbol dünyası bambaşkaydı; daha gösterişliydi, daha coşkuluydu, daha duygusaldı. Hoşçakal, El Diego… Işıklar içinde uyu.