Bakan Koca: Vaka sayımız 28 bin 351; sokağa çıkma yasağı genişleyebilir!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: Bugün 28 bin 351 pozitif vaka tespit edildi. Tedbirler yeterince etkili olmazsa daha ağır kısıtlamaların yapılması kaçınılmaz olacaktır. Sokağa çıkma yasağı genişleyebilir. 

Bakan Koca: Vaka sayımız 28 bin 351; sokağa çıkma yasağı genişleyebilir!

Bakan Koca: Vaka sayımız 28 bin 351; sokağa çıkma yasağı genişleyebilir!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Bilim Kurulu sonrası açıklama yapıyor. “Kısıtlamalar etkili olmaz ise daha ağır kısıtlamalar gelmesi kaçınılmaz olacaktır” ifadesini kullanan Koca, günlük koronavirüs tablosuna vaka sayısının da ekleneceğini bildirdi.


Günlük verileri paylaşan Koca, Türkiye’de son 24 saatte 164 bin 547 Covid-19 testi yapıldı, 6 bin 814 kişiye hastalık tanısı konuldu, 168 kişi hayatını kaybetti” dedi. Koca’nın açıklamasına göre, Bugünün vakası ise 28,351 olarak tespit edildi.

Ağır hasta sayısı 4 bin 641 oldu, son 24 saatte 3 bin 911 kişinin Covid-19 tedavisinin tamamlanmasıyla iyileşenlerin sayısı 385 bin 480’e yükseldi.

Bakan Koca’nın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Dünya ilk defa pandemiyle karşılaşmıyor. Ancak bunun öncekilerden farkı var. Grip, veba bilinen hastalıklardı. Kovid, pandemiye yol açan insanlığın ilk defa karşılaştığı virüs.

Tanıdıkça mücadele stratejimiz, tedavi algoritmalarımız da değişebiliyor. Teşhis kriterlerimiz değişiyor, tedavi yöntemlerimiz olgunlaşıyor. Bu dünyada da bu şekilde seyrediyor. Geçmiş süreçler unutulabiliyor. Bir ülkenin yarar gördüğü ileri sürdüğü tedaviyi bir başka ülke etkisizliğini ilan edebiliyor.

Bilinmezliklerin yanında firmaların, tanıtımların, piyasa dinamiklerin de bu durumda rol aldığını görmezden gelemeyiz. Ülkeler mevcut imkanları ölçüsünde virüsle mücadele ediyor.

Birçok ülkenin aksine Türkiye sağlık sistemi pandemiyi sürpriz olarak karşılamadı. Daha önce uygulamaya koyduğumuz ulusal hazırlık planı çerçevesinde proaktif davranmaya gayret ettik. Yoğun bir mücadele dönemine girdik. Pandemi hastaneleri, acil hastanelerin devreye alınması, pozitif vakaların izolasyonu, temaslı takibi, yaşlı ve genç nüfusun sokağa çıkmasının kısıtlandırılması, okulların uzaktan eğitime geçmesi hayatın hemen her yönüne çok çeşitli tedbirler hayata geçirdik.

Hayat eve sığar mobil uygulamasını geliştirerek riskli bölge ve riskli kişilerin takibini yapmaya başladık. Hes koduyla kendi tedbirlerinin alınmasını sağladık. Pandemi ile yoğun bir mücadele dönemindeyiz. Hayatın her yönüne yönelik tedbirler uygulandı.

Bir yandan aşı çalışmalarını yakinen takip ederken klinik çalışmalara her türlü desteği verdik. Tespit edilen vakaların temaslıların da bulunarak izolasyona alınmasını sağlanmak üzere filyasyon ağını oluşturduk. Öğretmenlerimiz, din görevlilerimiz ve kamu görevlileriyle ekiplerimizi güçlendirdik. Motorize ekipler salgın kontrolünde önemli rol üstlendi.

‘9 İLDE YÜZDE 100’Ü AŞAN ARTIŞ YAŞANDI’

İzolasyondaki kişilerin düzenli takibi yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Türkiye ülke genelinde standart protokollerin uygulanması, tüm hizmetlerin ücretsiz gerçekleştirilmesi yönünden dünyada fark yaratan ülke oldu. Tatil nedeniyle memlekete dönüşlerin olduğu, kurban bayramı sonrası Anadolu’da hızlı bir artış yaşadık. Konya, Kayseri, Gaziantep, Diyarbakır, Batman, Van, Muş, Hakkari ve Ankara’da yüzde 100’ü aşan artışlarımız oldu.

Bölgelere giderek yerel yöneticilerimizle illeri ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tuttuk. Eksikliklerimizi, ihmal ettiklerimizi tespite çalıştık. Yerinde yaptığımız değerlendirmelerle yaz döneminin bitmesine bağlı artan seyahatlerle alınan tedbirler sayesinde kontrol altına alındığını gördük. Test sonuçlarının hızlandırılması, tedaviye erken başlama, filyasyon süresinin kısaltılması gibi tedbirlerimizin yanında hastanelerimizde yoğun bakımı arttırdık, ilave yataklar açtık.

Hasta sayılarında dramatik düşüşler sağlandığını, hastanelerimizin yükünün hafiflediğini gördük. Sorunların üstesinden birlikte geldik. Hayatı kısıtlamadan, sokağa çıkma kısıtlılığı gibi yasaklayıcı önlemler almadan olumlu neticeler alabildik.

Temmuz’dan sonra test yaptığımız grubun özelliği nedeniyle sadece semptomlu hastaları bildirdiğimiz için veri tablosunda gerçek mahiyetin anlaşılması adına hasta ismini kullanmayı tercih ettik. Bu konuda haksız ithamlarla karşılaştık. Dünyadaki hasta karşılaştırmalarında uyum sağlamak, sistemi riske eden durumu yansıtmak amacıyla ağır vakalarımızın sayısını da paylaşmayı tercih ettik.

Sağlık personelimizin insanüstü gayretlerine yol açan yer yer hastanelerde bizi zor duruma düşüren hastaneye yatmak zorunda kalan hastalardır. Hasta sayılarımızı, ağır hasta sayılarımızı her gün eksiksiz kamuoyuyla paylaştık. Vatandaşımız pozitif çıkan, evinde takip edilen, izolasyonda tutulan vakaların hepsinden haberdar olmak istiyor. Bu vakalarla ilgili her türlü bilgi sistemimizde kayıtlı. Filyasyon ekibimizin tespit ettiği temaslılar da sistemimizde işlenmektedir.

HES koduyla riskli kişiler tespit edilebilmektedir. Güvenlik güçlerimiz, kamu kurumlarımız, okullarımız bu sisteme erişip sorgulama yapabilmektedir. Testi pozitif olanlar ve bunların temaslılarını HES kodu üzerinden sorgulamak mümkündür. Halen kapasite arttırmaya devam ediyoruz. Laboratuvar altyapısı yeterli olan sağlık kuruluşlarımızı yetkilendirdik.Taramalar, iş yerleri ve artık kendi isteğiyle vatandaşlarımız test yaptırabilmektedir.

Önümüzdeki günlerde kapasitemizi 200 binli rakamların üzerine çıkaracağız. Test kapasitemiz ve test politikamızın revizyonu Bilim Kurulu’nda gündem oldu. Artık açık test politikasına geçtiğimiz kabul edilebilir. Semptom göstermeyen pozitif vakaları da günlük tabloda vermeyi planlıyoruz.

Pandemi seyrini daha iyi anlayabilmek sağlık sisteminin yanıtını daha iyi kavrayabilmek, rehavete düşmemek için dikkatinizi günlük hasta ve ağır hastalarımıza odaklanmanızı tavsiye ederim. Alarm zilleri burada çalıyor. Görünen o ki hayatımızı bir süre daha disiplin altına almak zorundayız.

AŞI ÇALIŞMALARI

Dünyaya paralel olarak ülkemizde de 16 ayrı aşı çalışması yapılmaktadır. Aşı adayları geliştirmeye çalışan ender ülkelerden biriyiz. Bir tanesi klinik öncesini başarıyla tamamlamış ve gönüllüler üzerinde uygulanmaya başlanmıştır. 44 gönüllüye uygulama yapıldı. İkinci doz 26 Kasım / 14 tarihleri arasında yapılacak. Nisan ayında ilk aşıya kavuşmamızı ümit ediyorum.

Aşı konusunda çalışma yapan ve aşı değerlendirme komisyonunun onayını alan bilim adamlarımızı ayrım yapmaksızın destekliyoruz. Çin ve Almanya kaynaklı aşıların ülkemizde faz çalışmalarıyla ilgili kamuoyuyla paylaşıyoruz. Bu yıl bitmeden aşıya kavuşmanın ümidi içindeyim.

Risk gruplarını kademeli olarak aşılamayı planlıyoruz. Ekim’in ikinci haftasından itibaren öncekilerden daha ciddi sınavdayız. Kış aylarının gelmesiyle birlikte kapalı ortamların da getirdiği riskle dünyada patlama şeklinde hızlı artış başladı. Adeta kitlesel bulaşma dönemine geçti. 60 milyon pozitif vaka, ölüm 1 milyon 400 bini geçti dünyada. Dünyada kovid ölümleri bulaşıcı hastalıklara bağlı ölümlerin yüzde 12’sini buldu.


Tehdidin boyutu son birkaç haftada hızla artmıştır. Nisan ayında dünyada 80 bin civarında iken Kasım ayında 660 bini aştı. Nisan ayında günde 8 bin 500 kişi bu hastalıktan hayatını kaybederken Kasım ayında ortalama vefat sayısı 12 bine ulaştı.

‘ARTIŞ TRENDİ TÜM ÜLKEYE YAYILDI’

Bugün birçok ülke kapanma tedbirlerine yeniden başvurmak zorunda kaldı. Ülkemizde İstanbul, Bursa, İzmir gibi kentlerde artış trendi neredeyse tüm ülkeye yayılmış durumdadır. Gidişatı durdurmak için radikal tedbirlere başvurmamız kaçınılmaz olmuştur.

Geçen hafta bir dizi kısıtlayıcı kararlar uygulamaya konuldu. Önümüzde milletçe teyakkuzda olmamız gereken günler var. İhmalkarlık ve rehavet lüksümüz yok. İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir üçüncü zirveyi yaşıyorlar. Sağlık çalışmaları seferberlik halinde.. Filyasyon ekipleri ev ev dolaşıyor, valilerimiz, kaymakamlarımız, belediyelerimiz mücadeleyi desteklemek için ellerinden geleni yapıyor.

‘AĞIR KISITLAMALAR KAÇINILMAZ’

Geçen hafta sayın Cumhurbaşkanımızca açıklanan tedbirlerin etkisini yakından takip ediyoruz, tedbirlere tavizsiz bir şekilde uyarsak artışı durdurmamız mümkündür. Yeterince etkili olmazsa daha ağır kısıtlamaların yapılması kaçınılmaz olacaktır.

Hasta sayıları, ölüm sayıları üzerinden tartışmalarla toplumda güven sarsıcı polemiklerle harcayacak vaktimizin olmadığını düşünüyorum. Dönem birbirimizle uğraşma değil birlikte mücadele etme dönemidir. Tüm sağlık çalışanlarımızla tepeden tırnağa ter dökerek, gece gündüz bütün gücümüzle uğraş verdiğimiz, test laboratuvarlarımızın tam kapasite çalıştığımız bir dönemdeyiz.

Salgınla mücadelede ulusal seferberliğin yanında il il dolaşarak mahalli imkanları harekete geçirdiğimiz, elimizdeki her türlü aracı kullanmaya çalıştığımız günlerdeyiz. Son hafta içinde yüzde 50 üzerinde Hatay, Adana, Osmaniye, Mersin, Artvin, Edirne, Samsun, Kırklareli, Tokat, Aydın, Muğla, Zonguldak, Ordu, Çanakkale’de yüzde 50 artış oldu. Antalya, Düzce, Tekirdağ bu sınıra yaklaştı. İstanbul, Bursa, Ankara, Kocaeli, Gaziantep’te hasta yoğunluğunu yönetebilmek için sağlık kuruluşlarımız çaba harcıyor.

Lütfen istirham ediyorum hiç kimse kendini mücadele sorumluluğuğunu unutmasın sağlık phersonelinin ailelerinin yanına döndüğünde yorgunluktan onlara ayıracak vakitlerinin olmadığını unutmayalım. Kimse hastalanmasın, hastalar iyileşsin d iye canla başla mücadele eden sağlık ordumuz yıllık izinlerini kullanamamaktadı. Kalabalıklardan uzaklaşalım, zorda kalmadıkça evde kalalım, eş dost akraba ziyaretlerini artık erteleyelim. Yasakları beklemeden hayatımızı tanzim edelim.

Birkaç tablo ile durumu özetlemek istiyorum. Her bir daire bir ili gösteriyor. 4’e bölünmüş olan tablonun sol üst boşluğuna özellikle yoğunlaştığını görüyoruz. Özellikle Türkiye’de vaka bazlı bütün illerde neredeyse arttığını, ortalamanın da üzerinde ciddi bir artış içinde olduğunu, en üstte Mersin, Edirne, Kocaeli, Bursa, Kırşehir, Hatay, Osmaniye, Adana’nın yüksekliğini gösteren pinomoni oranının düştüğünü hepsinde gördüğümüz, t edaviyle her geçen gün zatürre oranının düştüğünü görüyoruz. Ama vaka sayısının bütün illerde artışta olduğunu söyleyebilirim.

Filyasyon ekiplerinin tedaviyi başlatığı bu dönemde vatandaşlarımızın ilaçları kullanma noktasında hassasiyet göstermesi gerektiğinin altını çiziyorum. Bunun dışında doluluk oranları, İstanbul’da yüzde 69,5, solunum cihazı yüzde 41,8. İstanbul’da yüzde 70’lerde ise de yoğun bakım doluluk oranı oldukça yükseldiğini yer yer bazı hastanelerimizde yoğun bakım sorunu yaşandığını biliyoruz.

Ankara’da servis doluluk oranı 62,3, yoğun bakım 75,4. Ankara’da da yoğun bakım doluluk oranının arttığını görmüş oluyoruz. Burada yüzde 25 yatağın boş olduğu anlamına geliyor. Bu yüzde 25’in sadece Kovid hastaları için kullanılmayacağını bilelim.

İzmir yüzde 76.6’ya çıktı. Deprem sonrası dönemde 2 hafta sonrası artışın belirginleştiği, şu anda İzmir’de ciddi anlamda vakanın arttığını, yer yer bazı hastanelerde sorun yaşıyoruz. Bursa yüzde 75.8 doluluk oranı. Bursa’da şehir hastanesinin varlığı varolan hastayı tedavi etmede büyük kolaylık sağlamakta. Son üç günden bu yana vaka sayısının azalış dönemine girdiğini söyleyebilirim. Bundan sonraki günler vatandaşlarımızın tedbirlere uymalarını, zorunlu olmadıkça evden çıkmamalarını ifade etmek istiyorum.

Gaziantep üçüncü pikini yaşıyor. Son 2 haftadan bu yana bir artış olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki 1 hafta 10 günün son derece önemli olduğunu, yoğun bakım yüzde 73.1’e çıktığını görüyoruz. Kocaeli bu anlamda vak asayısının, hastasayısının önemli oranda artışının olduğu ilimiz yoğun bakım 76,9. Son beş günden bu yana artış hızının düştüğünü söyleyebiliriz.”

BUGÜNÜN KORONAVİRÜS TABLOSU

Ağır hasta sayımız 4 bin 641’e kadar çıktı. 29 Temmuz’dan bu yana neredeyse her gün ağır hasta sayısının arttığını biliyoruz. Artış 9 kat gibi artmış oldu.

Vefat sayımız 168. En yüksek vefat sayımız. Bugünkü test sayımız 164 bin 547. 1 hafta 10 gün içerisinde test sayısını 200 bine çıkarmayı hedefliyoruz.

İyileşen hasta sayımız 3 bin 911.

Vaka sayısını daha önce hasta sayısı olarak, özellikle dünyada doaha çok solunum sıkıntısı olan hastalara test yapılarak ve o hastaların da vaka olarak bildirildiği dönemde biz hasta kavramı ile vatandaşımızın uyumunu sağlamak için bildirmiş idik. Gelecek dönemde taşıyıcı olan asemptomatik dediğimiz kişileri de bildirmiş olacağını konuşmuş idik. Bundan sonraki süreçte vaka sayısını da vermeyi planladık. Bugünden itibaren vaka sayısı olarak vermek istiyorum.

Bugünkü vaka sayımız 28 bin 351.

Yüzde 80’e yakını hafif geçiren hastalarımız olmakta. Bugün vaka sayısı olarak da 28 bin 351. Toplam vakamız bugün itibariyle. Hasta sayımız ise ikisini bir arada vermeyi düşünüyoruz, pozitif olan herkes artı hasta sayısı olarak ayrıca bu sütunu devam ettirmeyi düşünüyoruz. Bugünkü vaka sayımız 28 bin 351.

6 bin 814 kişi dışında vakamızı da hepsi sistemimizde kayıtlı. Bu kişilerin hepsi izole ediliyor, filyasyon yapılarak temaslıları tespit ediliyor. Her gün çağrı sistemiyle aranarak, Aile hekimliği tarafından ayrıca aranarak, tedavisi yapılmış oluyor, bu kişiler HES sistemine kayıtlıdır. Herhangi bir eksiklik asla yapılmamış oldu.

Geçmişe dönük olan rakamları da önümüzdeki günler zaten tabloda toplu olarak göstermiş olacağız. Bugüne kadar bu şekilde verilmiş olması bizim aleyhimize olan durumdu. Ölüm oranımızı ki başarıda en büyük parametrelerden birisi, payda küçüldüğü için yükseliyordu, ağır hasta sayımız da oran olarak yükseliyordu. Bu anlamda başarıyı gölgeleyen bir durumdu.”

Sokağa çıkma kısıtlaması yasağı genişleyebilir

Geçen hafta sonu başladı kısıtlamalar. Ortalama 2 hafta içerisinde sonucu değerlendirmek mümkün olur. Dolayısıyla şu an değerlendirmek için erken. Önümüzdeki hafta bu kısıtlamaların pandeminin seyrini nasıl etkilediğini görmüş olacağız. Ona göre de ilave tedbir alınıp alınmaması gerektiği öneri olarak sunulmuş olacak.


‘Biz hafta sonu 20 ile sabah 10 arası sokağa çıkma yasağı olacak’ demiş olsaydık aynı algı olmazdı. Ama aslında olan buydu. Bu, gerektiğinde daha da genişletilebilir. Gelecek hafta Bilim Kurulu’nda zaten değerlendirmiş olacağız. Önemli olan vatandaşımızın bireysel olarak hassasiyetle uymaları gerektiğidir. Zorunlu olmadıkça, evden mümkün mertebe çıkmamalıyız. Ev ortamında bulaşların çok yoğun olduğunu biliyoruz.

Sağlık Bakanı Koca: Radikal tedbirler almamız kaçınılmaz oldu!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.