Yiğit Anıl Güzelipek’ten spor ve siyaset arasındaki ilişkiye değinen keyifli bir kitap. Tarihe damgasını vuran spor olayları ve politik çözümlemeleri, siyasetin ve uluslararası politikanın gölgesinde kalmış spor karşılaşmaları…
Uluslararası İlişkiler ve Spor: 80 yılda dünya siyasetinde yankı uyandıran 15 sportif olay
Siyaset ve spor, kitlesel olgular olmaları nedeniyle her zaman birbiriyle iç içe olmuştur. 20. yüzyılın başından itibaren iki olgu arasındaki ilişki farklı şekillerde sık sık karşımıza çıkar. Bazen politikacıların sporun kitleler üzerindeki etkisini algı yönetimi için kullandıklarını, bazen insanların mesaj vermek için sporun etki gücünden yararlandıklarını, bazen devletlerin spor karşılaşmaları aracılığıyla hesaplaştıklarını, bazen de spor olaylarının siyasi amaçlar uğruna siyasetin içine çekildiğini görürüz.
Uluslararası İlişkiler ve Spor, siyaset ve spor arasındaki ilişkiyi konu ediyor. Yazar, Yiğit Anıl Güzelipek son seksen yıl içerisinde dünya siyasetinde yankı uyandıran 15 sportif olayı seçip kronolojik bir sırayla okuyucuya sunarak spor ve siyaset ilişkisinin acı-tatlı örneklerine değinmiş. Olaylara sportif ve siyasi olmak üzere her iki açıdan yaklaşırken içinde bulunulan dönemin politik konjonktürüyle ilgili kısa bilgiler vermeyi de ihmal etmemiş. Spor ve siyasete ilgi duyan okuyucuların genel kültüründe gelişim sağlayan, yararlı bir kitap.
Kitabı daha yakından tanıyabilmeniz için söz edilen olaylardan üçüne kısaca dikkatinizi çekmek istiyorum.
ABD’de siyahların isyanı ve Avrupa’da esen demokrasi rüzgarı: 1968 Mexico City Yaz Olimpiyatları
1968 yılında Meksika’da düzenlenen olimpiyatlar ABD’de siyah hakları söyleminin doruğa çıktığı döneme denk gelmişti. Atletizmin gözde karşılaşmalarından 200 metre yarışını ABD’li Tommie Smith dünya rekoru kırarak kazandı; ikinci Avustralyalı Peter Norman, üçüncü ABD’li John Carlos oldu. Madalya töreni sırasında ABD’li iki siyahi atlet ellerini havaya kaldırıp ‘kara güç’ selamı verirken, Avustralyalı Norman da göğsüne astığı ırkçılık karşıtı rozet ile eylemi destekledi.
Olimpiyat madalyası kazanarak ülkelerine dönen üç sporcu, fırtınalar kopartan bu çarpıcı eylem nedeniyle yaşamları boyunca ciddi sıkıntılar çektiler ama eşitlik ideallerini ömürleri boyunca savunmayı sürdürdüler. 2006 yılında Avustralyalı Peter Norman vefat ettiğinde iki siyahi atlet can dostlarını yalnız bırakmadılar, tabutunu taşıyarak son yolculuğuna uğurladılar.
Tüm Kapılar Falkland’a açılıyor: FIFA Dünya Kupası, 22 Haziran 1986. ‘El Diego’, Falkland Savaşı’nın galibi İngiltere’ye diz çöktürdü.
1982 yılında İngiltere ile Arjantin arasında Falkland Adaları’nın eğemenliğini almak üzere yapılan savaş İngiltere’nin zaferiyle sonuçlandı. Bu sonuç, İngiltere’nin uluslararası arenada saygınlığını güçlendirirken yenilen Arjantin’in gururunu kırdı. Savaşın üzerinden dört yıl geçmişti ki 1986 yılında Meksika’da düzenlenen FIFA Dünya Kupası’nda, Arjantin ile İngiltere çeyrek finalde eşleşti.
Maç, kamuoyu tarafından Falkland Savaşı’nın rövanşı olarak algılandığı için her iki taraf son derece gergin bir 90 dakika geçirdi. El Diego’nun yıldızlaştığı maç Arjantin’in 2-1 galibiyetiyle sonuçlandı; hem atılan goller hem de iki ülke üzerinde bıraktığı etki nedeniyle yıllarca gündemde kaldı.
Türk – İtalyan ilişkileri: 2 Aralık 1998, Galatasaray – Juventus futbol maçı
Yazar, unutulmaz olaylara değinirken ‘Avrupa Fatihi’ Galatasaray’ın Şamiyonlar Ligi’nde oynadığı Juventus maçına da yer vermiş tabii ki. PKK terörü nedeniyle Türkiye ile İtalya arasında çok ciddi bir gerginlik yaşanmaktaydı. Zira, terörist Abdullah Öcalan Ortadoğu’dan kaçıp İtalya’ya sığınmıştı. Juventus, güvenli bulmadığı gerekçesiyle İstanbul’a gelmek istemediğini belirtince maç bir hafta ertelendi; Türkiye’nin verdiği güvence sonrasında İtalyan devi İstanbul’a gelmeyi kabul etti.
O güne tanık olan birisi olarak, yaşamım boyunca gördüğüm en gergin maçlardan birisi olduğunu söyleyebilirim. Juventus, 77. dakikada Amoruso’nun golüyle öne geçti, maçın bu sonuçla biteceğine inanmak üzereyken 90+2. dakikada Suat’ın attığı kafa golü ile bütün Türkiye aynı anda ayağa kalkmış, hep bir ağızdan ‘gol’ çığlıklarıyla bütün dünyayı çınlatmıştık. Türkiye, bu maçta kazanılan 1 puanı PKK mücadelesine karşı elde edilen bir zafer olarak algılamıştı adeta.
Sporun siyasal boyutundan örnekler veren başarılı bir yapıt
Uluslararası İlişkiler ve Spor; sanatsal ve şiirsel ifadelere yer verilmeden, günlük yaşamda rastladığımız diyaloglar kadar sade bir anlatımla yazılmış. Kolay anlaşıldığı için hızla ilerliyorsunuz. İçinde Adolf Hitler, Francisco Franco, Mao Zedong, Margaret Thatcher, Tito gibi dünya tarihinde iz bırakan devlet adamlarının bizzat içinde olduğu 15 önemli olay var. Elinize bir kere almanız yeterli, okumaya başlayınca merakınız daha artacak ve bitirmeden elinizden bırakmayacaksınız.
Covid-19’dan korunmak amacıyla mümkün olduğu kadar evlerimizde oturalım, kitap okumaya daha fazla zaman ayıralım. Dışarı çıkmak zorunda kalırsak mutlaka maske ve mesafe kurallarına uyalım.