Ekonomi topu dikince bugüne kadar hep üst perdeden konuşan hem cumhurbaşkanı hem adalet bakanı bir anda demokrat kesildiler. Birbiri peşi sıra açıklama yapıp, hakimlerden demokrat davranmalarını istiyorlar.
Nedeni de; dolara ihtiyaç var ve dolar, üretip satmadığımız için bu ülkeye ancak dış yatırımcıyla geliyor. Paranız olsa Kuzey Kore’ye mi fabrika kurarsınız, yoksa İngiltere’ye mi? Yatırımcı güvenilir liman ister. Kimsenin de demokrasinin olmadığı ülkeye parasını getirip emanet etmeyeceğini bildikleri için demokrat kesildiler başımıza.
Adalet Bakanı, AYM kararlarına uymayan yargıçların terfi ettirilmeyeceğini söyleyerek aklı sıra gözdağı veriyor. AYM kararlarına uymamanın yaptırımı terfi ettirmemek değildir. “Görevi kötüye kullanma” suçundan yargılanmaktır. Koskoca adalet bakanı olmuşsun; kimi kandırıyorsun!..
Sırf aynı kıbleye secde ettikleri, aynı seccadeye baş koydukları için yargıç yapılan islamcı kafalara, özgürlükçü düşünmeleri öğütlenerek demokratlık kazandırılamaz.
Kişilerin dünya görüşünü şekillendiren; aldığı eğitim, sosyal zekası, analitik düşünce yeteneği, alışkanlıkları, arkadaş çevresi, ailesinden öğrendikleri, başına gelen olaylar, yaşadıklarından edindiği tecrübeler, okuduğu kitaplar, izlediği filmler, yetiştiği çevre, yaşadığı ortam, sohbet ettiği kişilerdir.
Takdir edersin ki bu bir süreç ve birikim işidir. Kapında gördüğün ekonomik krizin zorlamasıyla yargıda kalkıştığın reform, onu uygulayacak kafa demokrat olmadığı sürece hiçbir işe yaramaz.
Bu iş öğütle de olmaz. Ancak ve ancak demokrat düşünceye sahip yargıçlarla olur. Yargıçların demokrat düşüncede olmasını istiyorsan, bak adı üstünde, “sosyal demokrat” dünya görüşüne sahip olanların arasından seçersin yargıçları, olur biter.
Yargıç yaptığın parti ilçe başkanından aldığın verim, ordu komutanı yaptığın uzman çavuştan aldığın verim kadardır. Ne üzül, ne şaşır!.. Bence kafayı değiştir.
