Kuzey Amerika futbolunun köklü temsilcisi Meksika, FIFA dünya sıralamasında ilk 10’a girdi. FIFA.com, teknik direktör Gerardo Martino sayesinde yeniden doğan El Tri’nin başarısının sırrına geniş yer ayırdı.
Meksika Ulusal Takımı’nın yükselişi
Orta ve Kuzey Amerika ile Karayipler’i içine alan Concacaf’ın güçlü temsilcisi Meksika, 9 yıl aradan sonra, Kasım ayında FIFA’nın ulusal takımlar sıralamasında yeniden ilk 10’a girmeyi başardı. Evsahipliği yaptığı 1970 ve 1986 dünya kupalarında çeyrek finale çıkmayı başaran, dünya futboluna unutulmaz golcüler Hugo Sanchez ve Luis Hernandez’i armağan eden Meksika Ulusal Takımı, dokuz yıl sonra elde ettiği bu başarıyı neye borçlu?
FIFA.com, futbol dünyasında ‘El Tri’ olarak ün salan Meksika’ya bir sayfalık yer ayırarak merak uyandıran yükselişin nedenlerini anlattı.
1. Meksika Futbol Federasyonu, 2019 yılında Tata’yı teknik direktörlüğe getirdi.
Kolombiyalı Juan Carlos Osorio görevinden istifa ettikten sonra Meksika Futbol Federasyonu yeni teknik direktör arayışına altı ay ayırıp en az 24 adayı değerlendirmeye aldı. Uzun süren arayış sonucunda, Arjantinli Gerardo ‘Tata’ Martino görevlendirildi.
Futbol dünyasında ‘Tata’ lakabıyla anılan Gerardo Martino futbolculuk kariyerinin büyük bölümünü Newell’s Old Boys’un kırmızı-siyah formasını giyerek geçirdi. Futbolu bıraktıktan sonra futbol yaşantısını teknik direktör olarak sürdüren Arjantinli futbol adamı 2007 yılında Güney Amerika’da Yılın Teknik Direktörü seçildi. Çalıştırdığı takımlar arasında Paraguay ve Arjantin ulusal takımları ile Newell’s Old Boys ve Barcelona gibi seçkin isimler var.
2. ‘Tata’ çok yönlü bir teknik direktör
Bir çalıştırıcı olarak Martino’nun en çok takdir gören yönlerinden biri, işine yönelik yararcı (pragmatik) yaklaşımıdır. Teknik direktörlük kariyeri boyunca çalıştırdığı kulüpler ve milli takımlarda, belirli bir oyun tarzına bağlı kalmak yerine oyuncularının özelliklerine uyum sağlamayı seçer. Çalıştırdığı takımlardan bazıları sürekli gol arayan hücum futbolu oynarken, bazıları geriye yaslanıp savunma ağırlıklı oyun oynadılar. El Tri’yi çalıştırmaya başladığından beri Martino’nun oyuncuların sunduğu her şeyden en iyi şekilde yararlandığı görülüyor.
3. Meksika’nın gücü en yüksek düzeye çıktı.
Meksika futbolunun güçlü yönü, rakipleriyle fiziksel düzeyde rekabet etmekten çok, topa sahip olma ve hızlı oyun üzerine dayanır. Martino, bu durumu hızlıca kavradı ve takımın bu yönünü daha da etkili kıldı. Şu anda El Tri’nin başlıca ayırt edici özelliği dinamizmi. Meksikalı oyuncular topu ayaklarında çok uzun süre tutmuyorlar ve hücumda Jesus Corona, Hirving Lozano, Uriel Antuna ve Orbelin Pineda gibi oyuncuların rakip savunma oyuncularını geride bırakan temposundan yararlanarak oynuyorlar.
4. Sorunsuz bir geçiş
Tata, Osorio döneminde işe yarayan şeyleri korumaya özen gösterirken, takımın başka yerlerinde iyileştirmeler yapmayı da başardı. Carlos Vela, Giovani Dos Santos ve Javier ‘Chicharito’ Hernandez gibi göz dolduran oyuncular daha iyi formda olan ve Meksika’nın etkileyici galibiyetler elde etmesine yardımcı olan yeni yıldızlara yol açtı. Ayrıca, Guillermo Ochoa, Hector Moreno, Andres Guardado ve Hector Herrera gibi ulusal formaya alışkın oyuncular da katkı vermeyi sürdürüyorlar.
5. Jiménez takımın lideri oldu
Chicharito, Meksika futbolunda on yıldır sürdürdüğü saltanatını Raul Jimenez’e devretti. Wolverhampton Wanderers’in yıldız golcüsü Meksika formasıyla gösterdiği performans ile ülkesini büyük hayaller için cesaretlendiriyor. Özellikle de ufukta görünen Katar 2022’de…
6. Deneyimli yeni liderler
Formunun zirvesine çıkan tek oyuncu Jimenez değil. Lozano ve Corona da Meksika hücumlarına kanatlardan genişlik katıyor. Club America’lı Henry Martin, Jiménez’in liderliğinde çok yetenekli bir ekip arkadaşı olduğunu kanıtladı. 25-28 yaş aralığında olan üç yıldız da Martino’nun aradığı fiziksel ve zihinsel özelliklere sahip.
7. Evdeki oyunculara daha fazla fırsat
Martino, Liga MX’te forma giyen yeteneklere Avrupa’da oynayanlara kıyasla daha fazla fırsat tanıyor. Antuna, Pineda, Luis Rodriguez, Jesus Gallardo ve Luis Romo gibi isimlerin hepsi Arjantinli Hoca’dan çağrı aldı ve sahada çok önemli katkılarda bulunmaktalar.
8. Kaliteli takımlarla oynanan maçlar
Yon de Luisa’nın Meksika Futbol Federasyonu başkanlığını devralmadaki amaçlarından biri, Meksika adına en iyi takımlara karşı dostluk maçları organize etmekti. Ona göre El Tri kendisini en iyilere karşı sınamalıydı. Hollanda, Cezayir, Kore ve Japonya maçlarında alınan sonuçlar takımın performansını geliştirdiği gibi FIFA dünya sıralamasında yükselmesine yardımcı oldu.
9. Turnuvalarda ‘kazanan takım’ olmak
Martino’nun El Tri’sinde dostluk galibiyetlerinden çok daha fazlası var. Meksikalılar, 2019 Concacaf Altın Kupa’yı havaya kaldırdığı gibi Concacaf Uluslar Ligi’nde yenilmeden B Grubu’na yükselmeyi başararak önümüzdeki yıl yarı finalde mücadele etme hakkı kazandı. Bu başarılar nedeniyle Meksikalı taraftarlar haklı olarak, Concacaf’ın Katar 2022 eleme maçları öncesinde son derece iyimser beklentiler içerisindeler.
Meksika; futbol tarihi boyunca 1 kere FIFA Konfederasyonlar Kupası, 11 kere de Concacaf Altın Kupa şampiyonluğunu kazandı. Dünya sıralamasında bugüne kadarki en yüksek sıralaması ise dördüncülük. Katar 2022 yolunda bu dereceyi daha da yükseltebilirler mi? Tabii ki bunu zaman gösterecek.
Covid-19’dan korunmak için tedbirlere sıkı sıkıya uymalıyız. Temizlik, maske ve mesafe kurallarını sürekli aklımızda tutalım.