Yeşilçam’ın tozlu raflarında ismi fazlaca bilinen, izleyeni ve üzerine yazıp çizeni ise kıt bir film; Yaşlı Gözler.
Yaşlı Gözler: Yeşilçam’ın tozlu raflarından
Biraz rastlantı, biraz da şartların zorlaması sonucu yolu önce yapımcılığa, sonra da yönetmenliğe düşen Ertem Eğilmez, ölümünün üzerinden 30 yılı aşkın bir süre geçmesine karşın birçok filmiyle unutulmazlar arasına girmeyi başarmış bir isim.
Canım Kardeşim’den Hababam Sınıfı serisine, Şaban Oğlu Şaban’dan Banker Bilo’ya kadar birbirinden önemli filme imza atmış olduğu 70’li yılların, Eğilmez sinemasının altın dönemi olduğu tespitini yapmak yanlış olmayacaktır.
Filmografisini incelediğimizde yönetmenin Senede Bir Gün ve Sürtük gibi bazı filmlerini yeniden çekmiş olduğunu görüyoruz. Eğilmez sinemasıyla ilgili genellikle yanlış bilinen bir şehir efsanesi ise yönetmenin sevilen filmlerinden 1977 yapımı Gülen Gözler’in bu filmden 10 yıl önce çekmiş olduğu Yaşlı Gözler filminin devamı olduğu bilgisi.
Filmlerin aynı senarist (Sadık Şendil) tarafından yazılıp aynı yönetmen tarafından yönetilmesi ve Münir Özkul’un iki yapımın da oyuncu kadrosunda yer alması dışında herhangi bir ortak noktası bulunmadığı bilgisini not düştükten sonra Yaşlı Gözler’i biraz daha yakından tanımaya başlayalım.
Ertem Eğilmez’in yerden yere vurduğu filmi
Filmin konusu, sorumluluk almak gerektiğinde çocukların ebeveynlerini bir yük olarak görmesine dayanıyor.
5 yetişkin çocuğu bulunan Ferit ve Ümran, kızlarının düğünü için ipotek ettirdikleri evin borcunu ödeyemeyince sokağa düşmekle karşı karşıya kalır. Yaşlı çift, durumu bir akşam yemeğinde çocuklarına bildirip yardım ister.
Çocuklar, tüm sorumluluğu almamak için bahanelerini ortaya sürdükten sonra ebeveynlerini sokağa atamayacaklarından geçici bir çözüm üzerinde anlaşır. Plana göre Ümran, belli süreliğine oğlu Faruk’un, Ferit ise kızı Handan’ın yanında kalacaktır. Ardından yaşlı çift, diğer kızları Necla’nın evinde bir araya gelecektir. Ancak her şey beklendiği gibi gerçekleşmediğinden Ferit ve Ümran’a farklı yollar görünür…
Yaşlı Gözler, 11 yıl boyunca onlarca oyunda birlikte sahne alan Türk tiyatrosunun iki dev ismi Yıldız Kenter ve Cüneyt Gökçer’in birlikte rol aldıkları ilk ve tek film olma özelliğini taşıyor. Filmin yardımcı rollerinde ise Önder Somer, Münir Özkul, Nedret Güvenç ve Kayhan Yıldızoğlu gibi kalburüstü oyuncular bulunuyor.
Filmin senaryosu Sadık Şendil’e ait olmakla birlikte özgün değil. 1974 yılında Yedinci Sanat Dergisi’nde yayınlanan Ertem Eğilmez ve Sadık Şendil ortak röportajında Eğilmez, senaryonun Amerikalı yazar Dudley Nichols’ın piyesinden yola çıkılarak yazıldığını söylüyor.
Aynı röportajda filme dair çarpıcı ifadeler de var. Yönetmen, Yaşlı Gözler’i kötü bir film ve başarısız bir deneme olarak tanımlıyor. Yıldız Kenter ve Cüneyt Gökçer’in uyumsuz gözüktüğünü, Gökçer’in soğuk kaldığını ve nihayetinde buz gibi bir filmin ortaya çıktığını da ekliyor.
Yaşlı Gözler sahiden de bu kadar kötü bir film mi?
Peki Yaşlı Gözler, sahiden de Eğilmez’in eleştirdiği kadar kötü bir film mi? Yönetmenin de röportajda üzerini çizdiği gibi filmin fazlaca Amerikan kaldığı, su götürmez bir gerçek. 60’lı yılların Türkiye’sinde ayakkabıyla eve girmek, anne ve baba önünde izin almadan içki içmek, maddi yetersizlik vurgusu yapılan evde hizmetçi bulunması ve kumar oynanması gibi detaylar, oldukça tutarsız görünüyor.
Bazı teknik problemler de göze çarpıyor. Filmde Cüneyt Gökçer, kendi seslendirmesini yapmasına karşın filmin son 8 dakikasında Gökçer’in seslendirmesi Hayri Esen tarafından yapılıyor. İşin diğer tuhaf tarafı ise filmde Önder Somer’in seslendirmesini de Hayri Esen’in yapıyor olması.
18 Kasım 1967 tarihinde Ses Dergisi’nde filme dair yayınlanan Cünyet Gökçer ve Yıldız Kenter ortak röportajında neredeyse tüm sinema kariyeri yaşlı kadın tiplemesi oynamakla geçen Kenter, filmde oynayacağı rolü duyan annesinin; ‘Sen hep ihtiyar mı oynarsın?’ diye kendisine takıldığını anlatıyor.
Reşat Nuri Güntekin’in Yaprak Dökümü’nden Yosujiro Ozu’nun Tokyo Hikayesi’ne kadar edebiyatta ve sinemada birçok kere işlenmiş olan ailelerde yaşlı ve genç nesil arası çatışmalar, yaşlıların kendilerini fazlalık hissetmesi ve evlatların ebeveynlerle eşleri arasında kalışları gibi konulara değinen film, Türk toplumuna hitap eden bir hikayeye sahip.
Oyunculuklar, vasatın altına düşmüyor. Cüneyt Gökçer ve Münir Özkul’un karşılıklı sahneleri görülmeye değer. Yıldız Kenter ve Cüneyt Gökçer’e odaklanan, filmin final bölümü olarak nitelendirebileceğimiz sahneler de başarılı.
Onlarca mobilya ve çerçevenin göze sokulduğu dekorlar, abartılı. Filmin müzikleri ise maalesef yabancı yapımlardan alıntı(!)
Filmin ayrıca 1986 senesinde aynı isimle Sami Güçlü tarafından çekilmiş ve başrollerinde Hulusi Kentmen ile Nevin Aypar’ın bulunduğu bir yeniden çevrimi de mevcut.
Yaşlı Gözler, saklı kalmış bir klasiği keşfedeceğini düşünenler için dağın fare doğurması olarak nitelendirilebilir. Buna karşın yalnızca bir defa birlikte rol almış dev isimleri izlemek için de önemli bir fırsat.