MHP lideri Devlet Bahçeli, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği 6-8 Ekim olaylarına ilişkin iddianameyi temel alarak, HDP hakkında süratle kapatma davası açmasını istedi. Bahçeli, aksi taktirde MHP olarak “gereğini yapacaklarını” bildirdi.
Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamayla gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, HDP hakkında hızla kapatma davası açılmasını istedi.
Türkiye’nin “terör eylemlerine” boyun eğmesini isteyen çevrelerin yıllardır faal halde olduğunu savunan Bahçeli, “Yozlaşmış ve soysuzlaşmış demokrasi arzusu taşıyanların, 6 Ocak günü ABD Kongresi’ne yapılan boynuzlu baskından ilham aldıkları bir başka altı çizilmesi gereken husustur” görüşüne yer verdi.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianameyi kabul ettiğini anımsatan Bahçeli, söz konusu eylemlerin, Türkiye’yi bölme ve bitirme senaryosunun parçası olduğunu ifade etti.
Bahçeli, şu görüşleri dile getirdi:
“HDP, 6-8 Ekim olaylarının, hendek terörünün ve bölücülüğe mihmandarlık yapmasının bedelini kanun, millet ve tarih önünde kesinlikle ödemelidir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bilhassa 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili hazırlanan ve hukuken açık ihbar niteliği taşıyan iddianameyi temel alarak HDP hakkında acil ihtiyaç olan kapatma davasını süratle açabilecektir. Şayet kapatma davasının açılması tavını kaybedip tavsamaya havale edilirse Milliyetçi Hareket Partisi Siyasi Partiler Kanunu’nun 100’üncü maddesine müzahir olarak gereğini zamanı geldiğinde inanmışlıkla yapacaktır.”
100. madde ne öngörüyor?
Bahçeli’nin göndermede bulunduğu Siyasi Partiler Yasası’nın 100. maddesi, siyasi partiler hakkında kimlerin, nasıl dava açabileceğini düzenliyor. Söz konusu maddeye göre, bir siyasi partinin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı resen dava açabildiği gibi Adalet Bakanı’nın talebi üzerine ya da bir siyasi partinin talebi üzerine açılabileceği hükme bağlanıyor.
Davanın bir siyasi parti tarafından açılması ise “Bu partinin son milletvekili genel seçimlerine katılmış olması, TBMM’de grubu bulunması, ilk büyük kongresini yapmış olması, partinin merkez karar ve yönetim kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyu ile dava açılmasının istenmesi yolunda karar alınmış bulunması ve istemin parti adına parti genel başkanı tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak yapılmış olması gerekir” hükmüne bağlıyor.
Bu maddeye göre MHP’nin dava açma yeterliliği bulunuyor.
Kılıçdaroğlu’na ‘sözde cumhurbaşkanı’ tepkisi
CHP ve İYİ Parti’nin kapatma çağrılarına itiraz ettiğini savunan Bahçeli, bu itirazların “suç ve suçluyu koruma” niteliğinde olduğunu ve bu durumun teröre yardım ve yataklık olarak ayrıca değerlendirilmesi gerektiği görüşüne yer verdi.
“Sözde cumhurbaşkanı” sözleri nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da tepki gösteren Bahçeli, “ABD’nin seçilmiş Başkanı’na ve seçim sonuçlarına saygı duyan, ama Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı’na sözde diyen CHP Genel Başkanı’nın hukuka ve milli iradeye savaş açması kendisini bekleyen makus sondan da asla kurtaramayacaktır” dedi.
Bahçeli, “sözde cumhurbaşkanı” ifadesinin millete, demokrasi kültürü, milli egemenlik ilkelerine “hakaret, hıyanet ve hürmetsizlik” olduğunu belirtti.
Akşener’e ‘iki yüzlü’ suçlaması
Bahçeli, “evine dön” çağrısını, “hakaretin üzerinde bir davet” olarak nitelendiren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e de tepki gösterdi:
“İYİ Parti Başkanı’nın da heyecanla rezervini yaptığı terörist Demirtaş ile kahvaltı programını meçhul bir tarihe erteleyip masa edebiyatına son vermesi eve dönüş yolunda kendisini bihakkın rahatlatacaktır. Ne idüğü belirsiz İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek için masa kurulsun diyen bu şahıs bilmelidir ki, çift taraflı davranan ve ikiyüzlü olan bizatihi kendisidir.”