Fatih Altaylı: Söyleyeyim de dudağınız uçuklasın, pahalılığın sırrı market zinciri bilançolarında gizli!

Fatih Altaylı, pandemi döneminde yaşanan fiyat artışlarıyla ilgili dev market zincirlerinin bilançolarına dikkat çekti: Hafta sonları millet eve kapandığı, pazarlar kurulamadığı, herkes bu market zincirlerine muhtaç hale getirildi. Bunlar hem üreticiyi, hem de tüketiciyi kucağa almış vaziyetteler. Türkiye’nin en yaygın, en büyük ‘sözde ucuz’ market zincirinin cirosu yüzde 40 artmış. Peki ya kârlılığını?  Söyleyeyim de dudağınız uçuklasın. Yüzde 100.

Fatih Altaylı: Söyleyeyim de dudağınız uçuklasın, pahalılığın sırrı market bilançolarında gizli!

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugünkü “Pahalılığın sırrı market bilançolarında gizli” başlıklı yazısında pandemi döneminde artan fiyat artışlarına ve dev market zincirlerinin bilançolarına dikkat çekti.

Fatih Altaylı’nın yazısının ilgili bölümü şu şekilde: 


• Çocukluğumdan beri duyduğum bir tamlamadır, ‘hayat pahalılığı’ Çok açıktır ki, üretemeyen, ürettiremeyen yönetimler sonunda hayat pahalılığı ile karşılaşırlar. Ve böyle durumlarda ortaya çıkan hayat pahalılığı fırsatçıları ile de polisiye tedbirlerle mücadele etmek zorunda kalırlar, mücadele ediyormuş gibi yaparlar. Ama genelde yanlış suçluya yönelirler.

• Son yerel seçimlerden önce yine fiyatlardaki anormal artışlar gündemdeydi ve seçim öncesi olduğu için ciddi bir mücadele veriliyormuş hissi uyandırmak gerekiyordu. Zabıtalar marketleri basıyor, tanzim satışlar kuruluyor, tanzim satışların önünde ‘varlık kuyrukları’ oluşuyordu.

Başka dönemlerde ‘yokluğa’ işaret eden kuyruklar, AK Parti döneminde ‘varlığa’ işaret ediyordu.

• Bu arada stokçuların da depoları basılıyordu sıklıkla. O günlerden aklımda kalan bir depoya yapılan baskında suç delili olarak tonlarca kuru soğan ele geçirilmişti.

• Gariban üretici baskını yapan jandarmaya ‘Arkadaşlar ne stoğu. Bu kuru soğan. Hasadı senede bir, bilemedin iki yapılıyor. Yıl boyu da kullanılıyor. Ne yapacağım ben? Hasat günü satılmayanı çöpe mi atacağım?’ diyordu. Dinleyen olmadı tabii. O günlerde stokçu lazımdı herkese, medyada sergilemek üzere. Seçimle beraber göstermelik mücadele de bitti ama zamlar bitmedi. Hatta hızlandı.


• Şimdi yine topyekun mücadele kararı alınmış. İş dünyasının desteği ile. Dün de yazdım, TÜSİAD’ı, TOBB’u, MÜSİAD’ı hep beraber fiyat istikrarı istiyor.

Bu fiyat artışının kodları başka yerde gizli

• İlginç olan hiçbir muhabir de MÜSİAD’ın peynir üreticisi başkanına ‘Abi, kilosu 60 TL nasıl oluyor peynirin’ diye de sormuyor. Belki de asıl soru sorulması gereken yer üretici değil. Bu fiyat artışının kodları başka yerde gizli. Dev market zincirlerinin halka açık bilançolarında. Bu market zincirleri, pandemi dönemini büyük ve arsız bir fırsatçılığa çevirmiş vaziyetteler.

Market zincirler hem üreticiyi hem de tüketiciyi kucağa almış vaziyetteler

• Hafta sonları millet eve kapandığı, pazarlar kurulamadığı, herkes bu zincirleri muhtaç hale getirildiği için bunlar bir yandan üreticiyi, bir yandan da tüketiciyi kucağa almış vaziyetteler.

• Satın alma fiyatlarını olabildiğince aşağı çekerken, satış fiyatlarını da alabildiğince yukarı taşımışlar. Bunu ben söylemiyorum, bilançoları söylüyor.

Market zinciri karlılığı yüzde 100

• Dün Türkiye’nin en yaygın, en büyük ‘sözde ucuz’ market zincirinin bilançosuna baktım. Cirosunu yüzde 40 civarında artırmış. Peki ya kârlılığını?  Söyleyeyim de dudağınız uçuklasın. Yüzde 100.


• Bunun net anlamı şu. Halka net yüzde 60 geçirmiş. Diğerlerinin de pek farklı olduğunu zannetmiyorum. Yarın da hepsine bakarız. Bakalım ne kadar sokmuşlar millete. (Yazının tamamı)

Binlerce esnaf ve şirket iş yerini kapattı: Ödeyemiyorum, geçinemiyorum!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.