Ekonomik krizde mali sorun yaşayan şirketler ne yapmalı?

Mevcut salgından sebep alınan ekonomik önlemler neticesinde ciddi bir kriz yaşayan ve özellikle yeme-içme sektör şirket sahipleri bir çıkış yolu ararken, bazı şirketlerin de iflas tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceği konuşuluyor. Peki iflas durumunun olmaması için şirketler ne yapmalı? Ya da ne gibi adımlar atmalı?

Ekonomik krizde mali sorun yaşayan şirketler ne yapmalı?

Ekonomik krizde mali sorun yaşayan şirketler ne yapmalı?

Bu konularla ilgili kanunlarla düzenlenmiş tedbir durumlarının olduğundan bahsedebiliriz. Bu tedbirlerin en başında gelen ve iş sektöründe de son çıkış yolu olarak görünen Konkordato konusunu inceledik.


Diğer bir adı ile İflas anlaşması diyebileceğimiz Konkordato hakkında bilinmesi ve dikkat edilmesi gerekenlere haberimizde yer verdik.

Şirketlerin, ekonomik dar boğazda olmalarında sebeple ortaya çıkan iflas tehlikesi dolayısıyla, faaliyetlerine son vermemeleri için bir kurtulma projesi düzenleyerek iflasının önüne geçilmesi ve ticari hayatına devam edilmesi için var olan bir kurum olan Konkordato ile ilgili bilinmesi gereken tüm ayrıntıları anlatan Prof Hukuk Bürosu Kurucu Avukatlarından Av. Emre Avşar, salgın döneminde de taleplerin olduğunu ve bu konudaki süreçlerin devam ettiğini aktardı.

Av. Emre Avşar, açıklamalarına şu şekilde devam etti:

Mevcut borçlarından dolayı özvarlıklarını kaybeden ya da kaybetme tehlikesi olan şirketler bir kurtulma projesi çerçevesinde Asliye Ticaret Mahkemesinde Konkordato talepli dava açabilirler. Konkordato İİK 285-309 maddeleri arasında düzenlenmiş bir kurumdur. Buna göre davacı mahkemeye başvurarak kendilerine ilk aşamada 3 aylık geçici Konkordato mühleti verilmesini ve ilgili kanun uyarınca Konkordato tedbirlerinin alınmasını ve geçici Konkordato Komiseri atanmasını isterler.

Konkordato mühlet kararını kapsayan tedbirler nelerdir?

Konkordato mühletini kapsayan tedbirler arasında şirkete karşı ilamsız icra takibi yürütülmemesi, başlamış takiplerin durdurulması, rehinli veya imtiyazlı borçlar açısından takip yapılsa ya da yapılan takibin devamına karar verilse de rehinli borcun veya teminat bedellerinin nakde çevrilmesi işlemleri durdurulur. Bu süre sonunda Konkordato Komiseri Raporu ve mahkeme kararıyla şirketin 1 yıl süreli Konkordato Kesin Mühleti alıp alamayacağı konusunda karara varılır.

Konkordato talebinde bulunmak için dava şartı sayılan belgeler nelerdir?

İlgili davanın açılma şartlarına göre; Konkordato Ön projesi, SPK Bağımsız Denetçi tarafından hazırlanmış makul güvence raporu, borç ve alacaklar ve vadeleri, şirket demirbaş listeleri, vergi kayıtları, SGK kayıtları, şirket bilançoları, firma defter tasdikleri ve Konkordatoya gidilmesi yönünde genel kurul veya yönetim kurulu kararı açıkça yer almalıdır.

Konkordato Ön Projesi mevcut dar boğazdan nasıl çıkılacağının anlatıldığı detaylı bir kurtulma projesidir. Bu projeye göre alacaklılara alacaklarının nasıl ödeneceği, borçların vadelere yayılmış şekilde mi yoksa tenzilat yoluyla bir derece indirimle derhal mi ödeneceği konusunda detay açıklamalar içermekte ve Konkordato bu projeye göre ilerlemektedir.

Atanan Konkordato Komiseri / Komiser Heyeti ise şirketin mal varlığının eksilmemesi ve projenin hayata geçirilebilir olması yönünde çalışarak adeta şirketin yöneticisi gibi iş görmektedir. 3 ay geçici mühlet ve 1 yıllık kesin mühletin sonunda projenin hayata geçirilebilir olduğu yönünde kesin kanaat oluşursa Konkordato tasdik edilerek artık, şirketin borçları tasdik edilen karara göre ya vadeler halinde ya da tek seferde ödenecektir.

Konkordatonun tasdik edilmesi de şarta bağlanmış bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri Konkordato Komiseri ya da Komiser heyetinin, şirketin mevcut geleceğe dönük projelerini gerçekleştirerek, ön gördüğü karlılık marjına ulaşabileceğini tespit etmeleri ve Konkordato alacaklıları ile anlaşmaları şartıdır.

1 yıllık kesin mühlet içerisinde davacının bildirdiği alacaklar dışında ayrıca Basın İlan Kurumu’nda yapılan ilanen tebligattan sonra 1 ay içerisinde alacaklılar alacaklarını bildirmeye davet edilirler. Konkordato komiseri veya alacaklıların talebiyle alacaklılar kurulu kurulabilir. Nihayetinde kaydedilmiş alacağın yarısından fazla oranda ve nihayetinde tüm alacaklıların üçte ikisinin mevcut Konkordato teklifini kabul etmesi sonucunda başkaca engel bulunmadığı takdirde Konkordato tasdik edilir.

Konkordato tasdik edilirse, mevcut borçlar Konkordato Ön projesinde gösterilen şekliyle ödenir. Tasdik edilen Konkordatoya kabul etsin etmesin bütün alacaklıların uyması gerekmektedir. Ancak Ön projede belirtilen şartlar borçlu tarafından aksatılırsa alacaklıların hukuki haklarını kullanmaları beklenecektir.


Konkordatonun tasdik edilmediği durumlarda ne olacak? 

Yukarıda belirttiğimiz gibi Konkordatonun kabul şartlarının oluşmaması dolayısıyla tasdik edilmemesi durumunda, dava reddedilerek, kesin mühlet ile konulan bütün tedbirler kaldıracaktır. Ret tarihi itibariyle davacı sermaye olarak borca batık durumda ise iflasının açılmasına karar verilecektir. İflasa ilişkin durum kamu hukukunu ilgilendirdiği için ticaret mahkemesi hâkimi, bu durumu gördüğü takdirde iflasın açılmasına re‘sen karar vermek zorundadır.

O halde artık borçlunun mallarının yönetimi iflas müdürlüğünde ve kurulacak olan iflas idaresinde olacaktır.

Konkordatoya başvuracak şirketlerin dikkat etmesi gerekenler?

Yukarıda da bahsettiğimiz üzere konkordato borçlarını ödeme konusunda dar boğazda olan şirketler için bir fırsat olduğu gibi kimi zaman da şirketleri olumsuz etkileyebilmektedir. Konkordato’ya başvurmak ya da başvurmamak arasındaki fayda menfaat dengesinin şirketler tarafından iyi analiz edilerek karar verilmesi gerekmektedir. Bunun başlıca sebepleri mevcuttur.

İlk olarak harçların çok yüksek oluşu en büyük etmenlerden bir tanesidir. Dava şartı olarak belirlenen gider avansının yüksek olması ve Konkordato komiserlerinin aylık maaşlarının yüksek olması sebebiyle masraflar 200.000 – 300.000 TL’leri bulmaktadır.

Pekala, bu ücretlerden tasarruf etmenin bir yolu yok mu?

Mahkemenin ödenmesini istediği bu giderler dava şartı olduğu için ödenmesi zorunlu olup, verilen sürede ödenememesi davayı ret sebebidir.

Ancak Konkordato Komiserleri genelde 2 yada 3 kişilik bir heyet halinde atandıkları için her bir komiser için ön görülen ortalama 10.000 TL aylık ücret bazen şirketleri zorlamaktadır. Şirketin mali yapısı, yönetimsel kolaylığının olması ve yüksek giderli bir şirket olmaması gibi durumlar olduğunda davacı şirketlerce tek komiser yönetimi istenebilmektedir. Genelde Ticaret Mahkemesi, bu talebin gerekçelerini haklı gördüğünde tek komiser atanmasına da karar verebilmektedir. Bu durumda da dava masrafları bir nebze de olsa azaltılabilmektedir.

Diğer dikkat edilmesi gereken konu imtiyazlı alacakların durumudur. Konkordato talebindeki adi alacaklar, Konkordato tasdik edildiği takdirde, Konkordato geçici mühlet kararının verildiği tarihten itibaren faizden muaf şekilde ödenebilecektir. Ancak imtiyazlı alacak statüsünde olan ipotekli vb. alacaklar bakımından ise durum farklıdır. Yukarıda bahsettiğimiz üzere mühlet kararı imtiyazlı alacaklar ile ilgili takibi durdurmayacak olup, takip anından Konkordatonun tasdik edildiği ana kadar faizler işlemeye devam edecektir. Bu durumda imtiyazlı alacaklılarla mühlet içerisinde faizler konusunda ayrıca anlaşmaya varılmasının yolu da her zaman açıktır.

Sadece şirketler mi konkordato ilan edebilir?

Konkordato dava yoluna gerçek ve tüzel kişiler de başvurabilir. Kanunda yapılan değişiklikler sonucu iflasa tabi olmasa bile gerçek kişiler de Konkordato yoluna başvurabilmektedir. Bu yol genellikle şirketin borçlarına kefil olan şirket ortakları tarafından tercih edilen bir yoldur. Şirketin borcuna kendi mal varlığı ile kefil olan gerçek kişi, Konkordatoya başvuran şirketten maddi imkânsızlık dolayısıyla tahsil edilemeyecek borç bakiyesinden kendi kefilliği kadar ve mal varlığı ile mesul olduğundan, ekonomik mahvına sebep olunmaması adına Konkordato tedbirlerinden yararlanmak adına şirketle birlikte bu yola başvurabilmektedirler.

Ancak bu kişiler tacir sıfatına sahip olmayan gerçek kişilerdense herhangi bir şekilde SPK Makul güvence raporu tanzim etmelerine gerek kalmayacak ve herhangi bir şekilde iflas sonucunu doğurmayacaktır.

Konkordato talebinden vazgeçmek mümkün mü?

Her ne olursa olsun Konkordato tasdik talebi Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen ve talep edenin davacı sıfatıyla görülen bir dava türü olduğu için davadan da feragat etme hakkı her zaman bulunmaktadır. Feragat Davacı tarafından tek taraflı irade beyanıyla yapılabilir olduğundan bir izne, kabule veya icazete bağlanmamıştır.

Feragat nedeniyle davadan vazgeçilmesi ret sonuçlarına bağlanmıştır. Böylelikle bütün mühlet tedbirleri kaldırılır ve yukarıda da bahsettiğimiz gibi feragat tarihi itibariyle davacının mevcut bilançosu borca batık halde değilse davanın reddine karar verilir, eğer borca batık durumdaysa iflasın açılmasına karar verilir.

Nihayetinde Konkordato mühlet süreci eksiksiz ve sorunsuz ilerlediği takdirde tasdik edilip mevcut projeye göre alacaklılara ödemeler yapıldığı müddetçe, dar boğazdan üretim ve hizmetle çıkarak ötelenen borçları ödeyebilecek olan şirketler için uygun bir yoldur.


Konkordato süreci 2 yıla yakın süren ve bu süre içerisinde bir Komiser Heyeti tarafından yönetilen şirket için zorlu bir süreç olduğundan, mevcut ekonomik şartlarda borçlarını ödeyemeyen şirketler için bir kurtulma projesi olabileceği gibi iyi analiz edilip şirketler tarafından buna göre bir donanım sağlanmazsa, bir yıkım projesi de olabilmektedir.

Pandemi krizi 2021 ekonomi öngörüleri: Belirsizlik, riskleri artırdı!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.