“Berat Albayrak’a teşekkür borçluyuz” diyen Yiğit Bulut: Dolar 30 lira da olsa TL’de kalan kazanır

Bakanlığı dönemindeki icraatları nedeniyle “Berat Albayrak’a teşekkür borçluyuz” diyen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut, “Dolar 30 lira da olsa TL’de kalan kazanır.” ifadelerini kullandı.

Yiğit Bulut: Dolar 30 lira da olsa

Video aşağıda – ABD 10 yıllık tahvil getirilerinin yüzde 1.6’nın üzerini görmesinin ardından dün gece saatlerinde TL’nin dolar karşısında değer kaybederek 7.47 seviyelerini görmesinin ardından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Ekonomi Politikaları Kurulu Üyesi Yiğit Bulut, kişisel Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Merkez Bankası yönetimi değiştikten sonra yapılan faiz artırımı kararlarını eleştirdi.

Yiğit Bulut’un “Gelişmekte olan piyasalarda merkez bankası en yüksek faizi veren Türkiye. Bu gece parası en çok değer kaybeden Türkiye… Anlamı çok açık; faizi yükseltmek ile paranın değeri korunamıyor!” şeklindeki paylaşımı, yeni Merkez Bankası yönetimine yönelik bir eleştiri olarak yorumlandı.


Bulut, bugün de CNN Türk’te katıldığı canlı yayında muhalefetin sık sık dile getirdiği “Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık rezervi eritildi” iddiası ve TL’deki değer kaybı ile geçtiğimiz aylarda istifa eden Berat Albayrak hakkında açıklamalarda bulundu.

“Merkez Bankası’na teşekkür edilmesi gerekiyor”

Muhalefetin dile getirdiği Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık rezervinin piyasaya satıldığı iddiasının doğru olmadığını savunan Yiğit Bulut, “Ortaya atılan iddialar ilk maddeden çürüyor. 128 milyar doları 7-8,50 lira arasında sattılar, piyasaları kontrol etmek için. O zaman yine yanlışa düşüyorsunuz. Eğer 7-8,50 arasında 128 milyar dolar sattıysak bunun ortalaması 7,75’e gelir. 7,75’ten sattığımız doları geçtiğimiz hafta 6,80-7 arasında geçtiğimiz haftalarda geri aldıysak yaklaşık yüzde 10-15 arasında kar etmiş olmamız gerekiyor. Yaklaşık 13 milyar dolarlık kar etmiş olmamız gerekiyor. Burada teşekkür edilmesi gerekiyor ama teşekkür edilmesine gerek yok. Çünkü böyle bir satış olmadı” dedi.

Bulut, “Merkez Bankası’nın yapması gerekeni yaptığını görüyorum” dedi.

“Türkiye bu tartışmadan çıkmalı”

“Eğer bu eleştiriler cahilce yapılmıyorsa 128 milyar doları 7-8 arası satıp, 6,80-7 arasından geri alan kamu bankaları için teşekkür edilmesi gerekiyor” diyen Bulut, “Türkiye’nin bu tartışmadan çıkması gerekiyor. Kamu bankaları zaman zaman döviz satmıştır. Kamu ve Merkez Bankası her sattığı dövizde kârda şu anda” şeklinde konuştu.

“Babam ceketinin astarına dolar dikti”

Dolarizasyonun psikolojik bir rahatsızlık olduğunu ve Türkiye’nin geçmişten gelen böyle bir rahatsızlığa sahip olduğunu öne süren Yiğit Bulut, “1977’de babam milletvekiliydi. NATO’ya göreve giderken yanında dolar götürmesi gerekiyor. Dolarlar ceketinin iç astarına diktiler. Milletvekili yurt dışına 100-200 dolar götüremiyor. O zaman da tam tersi bir süreç vardı. 100 dolarla yakalananı hapse atıyorlardı” dedi.

1980’den sonra Türkiye’de hızlı bir dolarizasyon süreci başladığını belirten ve “1980 darbesinden sonra, bence bu bilinçli olarak yapıldı” diyen Yiğit Bulut,  “80 darbesinin belki amaçlarından biri buydu. Türkiye’yi öyle bir dolarize ettiler ki hepimiz dolar dolar bakmaya başladık. Dolarla algılamaya başladık. Cumhurbaşkanımız bunu defalarca ifade etti” dedi.

“Doalr 30 lira da olsa TL’de kalan kazanıyor”

Dolar kurundaki yükselişin etkisini değerlendiren ve Türk Lirası’nın en güvenilir yatırım aracı olduğunu savunan Bulut, “1980’den 1990’dan 2000’den beri Türk Lirası’nda duruyorsanız, Hazine Bono’nuzu hiç satmadıysanız, sürekli bileşik faiziyle birlikte bugün dolar 30 lira olsa sizin getirinizi karşılamıyor. Çok net söylüyorum. 20 yıldır, 10 yıldır, 30 yıldır TL’ye güvendiyseniz, TL hazine bonosunda kaldıysanız, bunun getirisini değerlendirdiyseniz dolar kaç lira olursa olsun o getiriyi sağlamıyor. En büyük getiri her zaman Türk Lirası’nda” dedi.

“Ecevit ‘Kemal Derviş hayatımda bana atılan en büyük kazıktır’ dedi”

Kemal Derviş’e karşı yayınların yüzde 99’unu CNN Türk’te, Radikal Gazetesi’nde ve çalıştığım diğer gazetelerde kendisinin yaptığını söyleyen yiğit Bulut, hayattayken Bülent Ecevit’i ziyaret ettiğini belirterek o ziyarette yaşandığını söylediği diyalogu şu şekilde aktardı:

“O dönemde aramızda Rahşan Hanım da vardı. 3 kişinin arasında bir konuşma geçti. Bana aynen şunu söyledi: Kemal Derviş hayatımda bana atılan en büyük kazıktır. Kendi bakanımken ABD’ye gitti, 15 gün boyunca benim telefonuma çıkmadı. 15 gün boyunca kendisine ulaşamadım”


Bulut, Bülent Ecevit’in bu sözleri daha sonra CNN Türk canlı yayınında da tekrarladığını söyledi.

“Bahçeli ülke menfaati için koltuğunu tekmeledi”

Devlet Bahçeli’nin koalisyon ortağı olmasına rağmen her zaman Kemal Derviş’i frenlemeye çalıştığını ve Derviş’in attığı adımlara karşı çıktığını belirten Bulut, “Bahçeli’yle makamında defalarca görüştüm. Birlikte Kazakistan’a gittik. Seyahat süresince de konuştuk, bahsettik. Kazakistan dönüşünde de Kemal Derviş’in düzenlemelerini durdurmaya çalıştı. Baktı olmadı, en sonunda da koalisyon hükümetini bozarak Türkiye’yi seçime götürdü. Birinci partiydi MHP 140’tan fazla milletvekili vardı. Fakat Devlet Bahçeli kendi koltuğunu tekmeleyerek devirdi, Kemal Derviş Türkiye’ye zarar vermesin diye” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin 100 yıl önce emperyalist bir işgale uğradığını söyleyen yiğit Bulut, bugün de finansal olarak boyunduruk altına alınmaya çalışıldığını savundu.

“Türkiye pandemiyi en iyi yöneten 5 ülkeden biri”

Türkiye’nin her anlamda pandemi sürecini en iyi yöneten 5 ülkeden birisi olduğunu savunan Yiğit Bulut, “Eksik yok mu. Diyorlar işte, şuraya bu destek, buraya bu destek. Tabi ki eksik vardır. Hatasız kul olmaz. Eksik mutlaka var ama baktığınız zaman aşıya da bakın bugün aşı sürecine de bakın. Türkiye aşılama sürecini en iyi yöneten ülke. AB dönüp Çin aşısı almaya çalışıyor. Hatta AB o kadar çaresiz ki dönüp Rus aşısı almaya çalışıyor. 3. Faz çalışması bitmedi. Geldiğimiz noktada Türkiye’de aşılama devam ediyor. Pazartesi günü büyükşehirlerde okullar 2 gün açılacak. Normalleşme süreci başladı. Sayın Cumhurbaşkanımız müjdesini verdi. 1 Mart’tan itibaren normalleşme hızlanacak” dedi.

“Kredi derecelendirme kuruluşları 2 ülkeden bahsediyor”

Kredi derecelendirme kuruluşlarının ne kadar Türkiye’yi kötülemek isteseler de kendi aralarındaki yazışmalarda, kendi iç raporlamalarında 2021’de iki ülkeden bahsettiğini ifade eden Bulut, “Kim bu ülkeler? Biri Çin yüzde 8 büyüyecek, ikincisi Türkiye. Yüzde 3.5 kötümser, yüzde 6 iyimser büyüyecek. 2028 yılında Çin’in GSYH’sı ABD’yi geçiyor. Diyorlardı ki AB ve ABD’ye alternatif olarak sizin bölgenizde GSMH’ler çok küçük orada bir birlik oluşamaz. Hayır. Bugün 2028 projeksiyonuna baktığınızda Çin, AB’yi çok rahat geçiyor. 2028’de ABD’yi geçiyor. Türkiye, Rusya, Çin’i topladığınızda çok daha büyük bir fark ortaya çıkıyor. Ekonomik gerçeklere baktığınızda 2028’de dünyadaki büyük değişimi hep birlikte göreceğiz” dedi

“Aynı malın ucuz olanını alın”

Fahiş fiyat artışlarına dikkat çeken ve “tüketim gücünüzü kullanın” diyen Yiğit Bulut, vatandaşlara şu çağrıda bulundu:

“A marketinde B marketinde aynı mal satılıyorsa biri 3, diğeri 8 liraysa 3 liralık olanı alın. 8 liraya olanı almayın. Aynı mal 5 liraya satılıyor, aynı mal 8 liraya satılıyor. Aynı mal 3 liraya satılıyor, aynı mal 6 liraya satılıyor.  Aralarında 100 metre var iki marketin. 100 metre var. 1 kilometre giderseniz belki daha ucuzunu da bulursunuz. Dolayısıyla tüketimden gelen güç seçiciliktir. Seçerek tüketeceksiniz. Size dayatılanı değil, önünüze konulanı değil, seçerek tükettiğiniz zaman mutlaka fiyatlara da etkiniz olacaktır”

“Berat Bey’e teşekkür borçluyuz”

Geçtiğimiz kasım ayında Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden istifa eden Berat Albayrak’ın Türkiye’ye önemli hizmetleri olduğunu söyleyen Bulut, “Madem iddia ediyorsunuz, 128 milyar dolar satıldı diyorsunuz, söylüyorum. 7,00 ile 8,50 arasında satılmış onların iddiasına göre. 128 milyar dolar satıldıysa ortalaması 7,75’e gelir 6,87’ye geldiğinde yaklaşık 13 milyar dolar kâr bırakır. 7.40’tan geri alsanız 6 milyar dolar kâr bırakır. Bu kâr için de teşekkür etmeniz gerekir. Kamu bankaları yukarıdan sattıkları bütün dövizleri yerine koymuşlardır. Dolayısıyla kamu bankaları bu anlamda ciddi bir operasyonel karlılığa da sahiptir. Her zaman yabancılar kazansın diye ellerimi ovuşturanlar bunun için üzülüyorlar. Bakın hep Türk piyasalarında yabancıların kazanmasını tahrik edenler, yolunu açanlar vatandaşı yanlış yönlendirenler bu sefer kamu bankaları kazanmış diye çok üzülüyorlar. Bu tartışma beyhudedir. Bende Berat Bey’e bir teşekkür borçluyuz. 2018-2020 arasındaki zor dönemdeki yönetim için” dedi.

“Arama tarama gemileri çok büyük bir vizyondur”

Türkiye Varlık Fonu’nun kurucu yönetim kurulu üyesi olduğunu hatırlatan Yiğit Bulut, “O dönemde Berat Bey Enerji Bakanı’ydı. Bana dedi ki bir toplantıda “Ege bir Türk deniziyse Ege’deki yer altı kaynaklarından yararlanacaksak bu gemileri almalıyız. Bu gemilerin bazılarını Varlık Fonu alsın. Biz o dönemde onu yapamadık, başaramadık. Bu bir başarısızlıktır. Ama Berat Bey Enerji Bakanlığı’na o gemileri aldı. O gemilerin alınması çok büyük bir vizyondur bakın. Altını çiziyorum. Bugün Türkiye’ye Akdeniz’de eğer yer altı kaynaklarını, deniz altı kaynaklarını arıyorsa o gemiler sayesindedir. Buna kimse teşekkür etmiyor. O gemilerin alınması vizyonunu çok açık ve net şekilde itiraf edeyim, o dönemde biz bile anlayamadık belki de. Bugün geldiğimiz noktada o gemiler sayesinde Akdeniz’deyiz” dedi.

Kuzey Ege’e marina ve gemi inşaa tesisi kurun”

“Ege’yi Türk denizi yapacaksak Kuzey Ege’den Akdeniz’in son noktasına kadar hep birlikte tesis yapmak zorundayız” diyen Bulut, sözlerini şöyle tamamladı:


“Marina olmadan, gemi inşaa tesisi olmadan olmaz. Onun için bütün denizcilere, bütün yatırımcılara buradan çağrı yapıyorum. Saros Körfezi’nden başlayarak marina, gemi inşa tesisinden başlayarak aşağıya doğru bütün kıyımızı donatalım. Berat Bey’in 2018-2020 arasında Cumhurbaşkanımızın onayıyla ortaya attığı o vizyonu tamamlayalım.”

Video – Yiğit Bulut: Dolar 30 lira da olsa TL’de kalan kazanır

Kılıçdaroğlu: KYK borçlarını sıfırlayacağız, esnafın çiftçinin faizlerini sileceğiz!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.