İlber Ortaylı: İstanbul Tophane kıyısı rezalet, Mimar Sinan’dan daha büyük adamlar mısınız?

Prof. Dr. İlber Ortaylı: İstanbul Tophane kıyısı rezalet, Mimar Sinan’dan daha büyük adamlar mısınız? Nusretiye Camii’nin görünmesini engelleyen müze binası maket aşamasında belli oluyor, projenin sorumluları ne camiye ne de tarihi İstanbul siluetine saygı göstermiş.

İlber Ortaylı tophane kıyısı rezalet

Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, İstanbul Tophane projesinin Nusretiye Camii’ne ve İstanbul siluetine saygı göstermediğini belirtti. “İstanbul’un Tophane kıyısındaki… Rezalet” başlıklı yazısında Ortaylı, “Hükümet nerede, belediyeler nerede? Hükümet nerede, belediyeler nerede? Ya karşı tarafta Şemsi Paşa Camii’ni kazıkla sarsıyorlar ya da Rumeli yakasında Yazıcı Camii’nin önüne güya martı tipi rıhtımlar yaptılar ve şimdi de Kılıç Ali Paşa Camii ve Nusretiye Camii’ni gölgelemekle uğraşıyorlar! Neyi gizliyorsunuz, niçin gizliyorsunuz? Mimar Sinan’dan daha büyük adamlar mısınız?” diye sordu.

Ortaylı yazısında, “Osmanlı İstanbul’u iki siluetle tanınır, birisi Suriçi’nin Marmara ve Boğaz başından görünüşü, ikincisi de Tophane kıyılarıdır. Buradaki en mühim eserler hiç şüphesiz ki Mimar Sinan’ın iftihar ettiğimiz Kılıç Ali Paşa Camii ki dolgu bir alandır ve Sultan II. Mahmud tarafından yaptırılan Nusretiye Camii’dir. Çok sanatsever ve bilmiş geçinen birkaç kişi ise tarihi İstanbul’u mahvediyorlar.” düşüncesini dile getirdi.


Ortaylı, “Vurdumduymaz halkımızın aldırış etmediği ilk olay burada Adnan Menderes devrinde yapılan Denizcilik Bankası’nın ve limanın gudubet antrepolarıdır. Bu garabet biter sanıyorduk. Bu sefer de ikinci nesil ve siyasilerin bir mucizesi daha ortaya çıktı, Tophane Projesi adını taşıyor. Üçüncü bir projeyi de eczacılıktan çoktan vazgeçen Eczacıbaşı’nın Sanat Müzesi çıkardı.” değerlendirmesini yaptı.

Prof. Dr. İlber Ortaylı şunları kaydetti:

“Çok sanatsever ve bilmiş geçinen birkaç kişi tarihi İstanbul’u mahvediyorlar. Hiç değilse gelip geçerken ruhumuza aydınlık getirecek manzara tamamen kapandı. 50 sene sonraki İstanbullular akıllanırsa bu iki binayı da götürürler, ama “Şimdilik biz bu çirkinliğe ve girişkenliğe tahammül etmek zorunda mıyız?” diye soruyorum.


Her yerden görebileceğimiz tek cami, Çamlıca kaldı. Süleymaniye’nin dibi malum. Kıyılardaki Sinan eserleri ve özellikle etraftaki mezbele arasında boğulan, şimdi de modern birtakım bloklarla kuşatılan Piyale Paşa Camii’nin hazin durumu da belli. “Arıyorsun, bu nereye kayboldu” diye. Zevk tamamen Suudilerinkine benziyor. Orada da galiba Kâbe-i Muazzama’yı Hilton gibi otellerin arasında aramak lazım.

Galataport inşaatı Nusretiye Cami silüetini yok etti!
Galataport inşaatı Nusretiye Cami silüetini yok etti!

Mimar Sinan’dan daha büyük adamlar mısınız? 

Hükümet nerede, belediyeler nerede? Ya karşı tarafta Şemsi Paşa Camii’ni kazıkla sarsıyorlar ya da Rumeli yakasında Yazıcı Camii’nin önüne güya martı tipi rıhtımlar yaptılar ve şimdi de Kılıç Ali Paşa Camii ve Nusretiye Camii‘ni gölgelemekle uğraşıyorlar! Neyi gizliyorsunuz, niçin gizliyorsunuz? Mimar Sinan’dan daha büyük adamlar mısınız?

nusretiye cami
Nusretiye Cami (Tophane Camii)

Bu inşaatın nasıl olup da Menderes antreposundan daha büyük alana genişlediğine dair detaylı bir açıklama bekliyoruz. Daha önce bir bölümü de olsa denizden rahatlıkla görülebilen tarihi camilerin siluetinin tamamen kapanmasına kim izin verdi, ne zaman ve nasıl?

Galataport inşaatının görüntüsü: (2020)

galataport


Güya tarihi mirasımıza, kültürümüze sahip çıkılacaktı? Tezhip kursu açmakla iş bitmiyor. Eskiyi arar olduk. Nusretiye Camii’nin statik yapısının bu binalar nedeniyle sarsılmayacağına dair bir teminat verilebilir mi? Kamuoyu bu soruların cevaplarını bekler.

Gezi Parkı, İBB’den alınarak Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı’na devredildi!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.