Diyanet’in hizmet pasaportu ile Avrupa’ya gönderdiği kişilerden 20’si dönmemiş!

Hizmet pasaportu ile Avrupa’ya kaçış skandalında yeni perde: Diyanet’in gönderdiği kişilerden 20’si yurda dönmemiş!

diyanet hizmet pasaportu

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hizmet pasaportuyla Avrupa’ya Alevi dedesi gönderme projesi kapsamında seçilen 529 kişinin 20’sinin geri dönmediği ortaya çıktı.

Malatya’da AKP’li Yeşilyurt belediyesince hizmet pasaportuyla Almanya’ya gönderilen 43 kişinin geri dönmediğinin anlaşılmasından sonra, benzer yöntemle pek çok kişinin yurt dışına kaçtığı belirlenmişti. İçişleri Bakanlığı soruşturma başlatmıştı.


ankaragazetecisi.com’daki habere göre Diyanet, Alevilikle ilgili yurt dışında bilgi vermesi için 2018’de Alevi dedelerini Almanya başta olmak üzere Fransa ve Hollanda gibi ülkelere gönderme kararı aldı.

Gönderilecekler Tunceli valiliğinde 15 Şubat 2018’de mülakata alındı.

Mülakat komisyonunda Alevi dedesi Ali Ekber Yurt, il müftüsü ile iki vali yardımcısı görev aldı. Yurt, komisyondan geçen bazı isimlerin dede vasfını taşımadığını, hatta aralarında o tarihte 15 yaşında olan 2003 doğumlu D.G.’nin de yer aldığını tespit etti.

Yurt’un itirazına rağmen, valilik kararıyla belirlenen kişilerin gri pasaportla Almanya’ya gönderilmesine onay çıktı.

Bunun üzerine Tunceli başsavcılığına suç duyurusunda bulunan Yurt, Avrupa’ya dede olarak gönderilen kişilerin bazılarının bu vasfı taşımadığı, yurt dışına gittikten sonra dönmediği ve iltica ettiğini dilekçesinde belirtirken, listedeki bazı şahısların terör suçlarından yargılandığını da ekledi.

Tunceli başsavcılığı ise üç yıllık soruşturmanın ardından 13 Ocak 2021’de takipsizlik kararı vererek, dosyayı kapattı.

Takipsizlik kararında, yurt dışına gidip dönmeyen kişi sayısının 20 olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi: “İddialar üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Tunceli ilinde hizmet pasaportu alarak yurt dışına gönderilen şahıslara ilişkin Pasaport Şube Müdürlüğü’nden temin edilen 472 kişilik ve 57 kişilik listede yer alan şahıslardan hizmet süresi bitmesine rağmen yurda dönüş yapmayanlara ilişkin yapılan araştırmada toplam 20 kişinin yurda dönüş yapmadığı tespit edilmiştir.”

Bazı kişilerin terör soruşturması geçirdiğine yönelik iddiaya ilişkinse şu bilgi verildi: “Üç kişi hakkında da terör örgütü üyeliği, terör örgütü propagandası yapıldığı, bunlardan da ikisi hakkında yakalama kararı bulunmadığı, sadece Ş. isimli şahıs hakkında yakalama kararı bulunduğu ancak bu kararın yurt dışına çıktıktan sonra çıkarıldığı tespit edilmiştir.”

Başsavcılık kovuşturulması gereken suç ve suç unsuru bulunmadığını da ekledi.

15 yaşındaki çocuk ‘dede’ yapılmış!

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, Malatya’nın AKP’li Yeşilyurt Belediyesi’nin Almanya’ya gönderdiği 45 kişiden 43’ünün geri dönmemesinin gündeme gelmesinin ardından Diyanet’in programıyla insanların yurt dışına gönderildiği organizasyonu yazdı.

Terkoğlu “Diyanet pasaportlu 15 yaşındaki dede” başlıklı yazısında, “Diyanet, cemevlerini ibadethane saymadı ama başka bir şey yaptı. Çeşitli Alevi vakıfları ve dernekleriyle protokol imzaladı. Buna göre özellikle muharrem ve hızır aylarında, yurtdışına Alevilik ile ilgili bilgilendirmede bulunmak üzere, Alevi kanaat önderleri gönderilecekti. Niyet oydu ki böylece “Ali’siz Alevilik” ile mücadele edilecek, Türkiye’deki Aleviler ‘doğru Aleviliği’ anlatacaktı. Gelgelelim, bu projenin de ‘Türkiye’den kaçmak’ için kullanıldığı ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.


Terkoğlu, Diyanet’in Alevi vakıf ve dernekleriyle imzaladığı protokolün ardından muharrem ve hızır aylarında, yurtdışına Alevilik ile ilgili bilgilendirmede bulunmak üzere Alevi kanaat önderleri gönderileceği anlaşmasını hatırlatarak, “Gelgelelim, bu projenin de ‘Türkiye’den kaçmak’ için kullanıldığı ortaya çıktı. Meseleyi ortaya çıkaran Tunceli Cemevi (Hacı Bektaş-ı Veli Kültürü Yayma ve Yardımlaşma Derneği) dedesi Ali Ekber Yurt. Yurt, Tunceli’den Avrupa’ya Diyanet projesiyle insan kaçırıldığını araştırıp buldu. Yetmedi, 23 Mart 2018 tarihinde savcılığa suç duyurusu yaptı” dedi.

“Konunun ayrıntılarını öğrenmek için Yurt’u aradım” diyen Terkoğlu, yaptığı görüşmeden şunları aktardı:

“İnsanlar bana geliyorlardı. ‘Bizi yurtdışına gönder, istediğiniz kadar para verelim’ diyorlardı. ‘Biz kimseyi yurtdışına göndermiyoruz’ dedim. Ama bana gidenler olduğunu, para karşılığı gönderildiğini söylediler. Diyanet’in bazı Alevi vakıf ve dernekleriyle yurtdışı protokolü yaptığını biliyordum. Tabii ‘para veririz’ lafı bende rahatsızlık yarattı. Bunun para karşılığı yapıldığını düşündürdü.

Bunu araştırdım. Kimlerin gönderildiğine ilişkin listeleri temin ettim. İnceledik, giden birçok kişinin dedelikle, Alevilik uzmanlığıyla alakası yok. Devletin pasaportuyla gitmişler ve orada kalmışlar, dönmemişler. Mesela birinin PKK davasında 24 yılla yargılandığını gördük ve mahkemesi sonuçlanmak üzereydi. Şöyle bir duyumum var, delilim yok. Bu adamdan 25 bin Avro alındığı söyleniyor. Neden vermesin. 24 yılla yargılanıyor. O kadar hapis yatmamak için verir.

Benzer birçok vakanın olduğunu gördüm. Adli vakalardan soruşturmaları devam edenler, madde bağımlılığından yargılananlar vardı.

Biz bunları araştırırken son liste geldi. Gözlerime inanamadım. 15 yaşında bir çocuğun listede isminin olduğunu gördüm. Buna itiraz ettim. Konuyu yerel basına taşıdım.

Benim itirazlarımla valilik bu şekilde gidenleri sınava tabi tutma kararı aldı. Bizim verdiğimiz listedeki 7 kişi de mülakatta başarılı oldu. Çünkü hepsi cemevinde başkan, yönetici, dede sıfatı taşıyor. Zaten beni de komisyona yazdılar. İki vali yardımcısı ve müftü de vardı komisyonda. 15 yaşında çocukları yazan vakıf temsilcisi de vardı. Bir mülakat yapıldı. Sonuç içler acısı. 15 yaşında, 17 yaşında, 20 yaşında çocuklar. Alevilikten haberleri yok. Çok sakat, çok yakışıksız bir iş. O mülakatta tam bir facia yaşandı. Komisyonda bu çocuklar için ‘uygun değil’ kararı çıktı. Görüş birliğine varıldı. Ama daha sonra bu kişilere gri pasaport verildiğini öğrendim. Bunun üzerine savcılığa suç duyurusunda bulundum. ‘Alevilik, dedelik makamı istismar edilerek insan kaçakçılığı yapılıyor’, ‘Devlet eliyle iltica ediyorlar’ dedim. Sosyal medyadan bana tehditler, hakaretler geldi. Bu işe aracılık edenlerse çift daire aldılar. Zenginleşenleri gördük.

Ali Erbaş’a, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndaki bir muharrem sofrasında, bu konuyu dile getirdim. O iftar programında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay Bey de vardı. Benim bu şikâyetleri yapmamdan sonra, bu iş Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan alındı. Dışişleri Bakanlığı’na bağlı bir oluşuma verildi.”

20 kişi geri dönmemiş!

Terkoğlu, savcılığın üç yıl boyunca soruşturmayı sonlandıramadığını belirterek, “Götürülen insanlar kim olursa olsun, fiilen insan kaçakçılığı yapılan olaydaki soruşturmayı, ‘suçluyu kayırma ve görevi kötüye kullanma’ gibi oldukça hafif bir iddiayla yürüttü. Diyanet ve bu işe aracılık edenler yeterince incelenmedi. 13 Ocak’ta ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı verdi” dedi.

Terkoğlu, şöyle devam etti: “Savcılık, Tunceli’deki Pasaport Şube Müdürlüğü’nden, hizmet pasaportu alarak yurdışına gidenlerin listesini istedi. Dosyaya 472 ve 57 kişilik iki ayrı liste geldi. Elbette bu listeler her kurumdan gönderilen insanların listesiydi. Listede Yurt’un iddia ettiği gibi, 20 kişinin geri dönmediği saptanmıştı.”

Terkoğlu’nun aktardığına göre savcılık, takipsizlik kararı verirken ‘hizmete özel’ pasaportla kaçan 20 kişiden şöyle bahsetti:


“20 kişiden 13 tanesi hakkında herhangi bir suç kaydı bulunmadığı (…) 4 tanesi hakkında hırsızlık, uyuşturucu kullanma, tehdit, ihaleye fesat karıştırma gibi adi suçlar kapsamında soruşturma yapılarak bazıları hakkında takipsizlik kararı verildiği, bazıları hakkında dava açıldığı ancak bunlar hakkında da herhangi bir yakalama kararı bulunmadığı (…) 3 kişi hakkında da terör örgütü üyeliği, terör örgütü propagandası, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçlarından hakkında soruşturma yapıldığı, bunlardan da ikisi hakkında yakalama kararı bulunmadığı, sadece Şahin isimli şahıs hakkında yakalama kararı bulunduğu, ancak bu kararın yurtdışına çıktıktan sonra çıkarıldığı tespit edilmiştir.”

Almanya’da gri pasaport ile insan kaçakçılığı skandalına soruşturma


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.