CHP, elektrik faturalarından alınan KDV’nin yüzde 18’den yüzde 1’e düşürülmesi, ile birlikte TRT payının kaldırılması ve kayıp-kaçak, sayaç okuma bedelleri faturaya yansıtılmaması için TBMM’ye kanun teklifi sundu..
CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç tarafından hazırlanan ‘Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi’ TBMM Başkanlığı’na sunuldu.
Toplam 5 maddeden oluşan kanun teklifi ile KDV’nin indirilmesi ve vatandaşın elektrik faturalarındaki ek yüklerin hafifletilmesi amaçlanıyor.
Konutlarda kullanılan elektrik dikkate alındığında, Türkiye’nin Avrupa ülkeleri arasında elektriği en pahalıya kullanan ülke olduğuna dikkat çekilen gerekçede şu değerlendirmelere yer verildi:
“7 yılda yüzde 120 zam”
Türkiye’de elektrik tüketim bedeline ek olarak, TRT Payı, Enerji Fonu, Elektrik Tüketim Vergisi ve KDV ödenmektedir. Fiili Tek Adam Rejimi’nin başladığı 2014 yılından 2021 yılına dek, son 7 yılda, hanelerde kullanılan elektrik yüzde 120 zamlanmış, 2014’te ortalama 100 TL ödenen bir fatura 2021 başında yaklaşık 220’TL’ye yükselmiştir. Asgari ücretle geçinmeye çalışan bir ailenin aylık gelirinin yaklaşık yüzde 20’si elektrik ve doğalgaza ayrılmakta iken, iktidardakilerin ‘Ülkemizde Euro/kWh cinsinden elektrik fiyatlarının Avrupa ortalamasının altında ve ucuz olduğunu, Avrupa’nın birçok ülkesinde enerji fiyatları üzerindeki vergilerin daha yüksek olduğunu’ iddia etmeleri, yaşam koşullarını ve hane bütçesi içinde enerji harcamalarının payını hiçe saymaları anlamına gelmektedir.
“Sosyal devlet yükleri hafifletmeli”
Elektrik tüketimine dağıtım, iletim, teknik ve teknik olmayan kayıp (kayıp/kaçak), sayaç okuma bedelleri de dahil edilmekte, abone kullandığı elektriğe ek olarak birçok masrafı, vergi ve fonu da ödemektedir. Bu yüksek enflasyon, işsizlik ve TL’nin düşen değeri ortamında sosyal devletin görevi, elektrik gibi en temel harcamalar üzerindeki yükün azaltılmasıdır. Toplum eve kapanıyorsa, sosyal devlet kaynaklarını açmalıdır.
Bugüne dek karar verilen kısmi ve tam kapanma kararları, beraberinde tatmin edici ve zararları telafi edici mali düzenlemeleri içermemiş, toplumun farklı kesimlerinin geleceğe dönük kaygılarını, hane borçluluk oranını artırmıştır. Elektrik dağıtım şirketlerine salgın dönemlerinde de sağlanan kolaylıklar ve desteklemeler, alımgücü düşen hanehalklarından esirgenmiş, ülkemiz OECD ülkeleri arasında Kovid-19 salgını sürecinde milli gelirinden nakit desteği ayıran ülkeler arasında son sıralarda yer almıştır.
“TRT parti organı gibi”
Elektrik dağıtım özelleştirmesinin hedeflenen sonuçları getirmediği, kayıp-kaçak elektrik oranında hedeflerin tutturulamadığı ortadadır. ‘Kaçak’ elektriğin tüm abonelere ödetilmesinin hukuksuzluğu karşısında abonelerin lehine verilmeye başlanan mahkeme kararlarının önü kanun düzenlemeleriyle tıkanmıştır. Ayrıca fatura dökümlerindeki bazı detaylar, toplumdan gelen tepkiler üzerine artık görünmez kılınmıştır. Yönetilemeyen Kovid-19 salgın sürecinin ve derinleşen ekonomik krizin yükü, topluma daha fazla fatura edilemez. Elektrik faturalarındaki bazı vergi ve fonların düşürülmesi, sosyal devletin gereğidir.
Teklifle, parti devletinin bir yayın organına dönüşen ve israfla anılan, kamu yayıncılığının evrensel ilkelerinden uzaklaşan, liyakatli kadroları atıl durumda bırakan TRT’nin gelirlerinden olan elektrik faturalarındaki TRT Payı kaldırılarak elektrik faturalarında bir kalem azaltılmakta, Enerji Fonu sıfırlanmakta, KDV oranı elektrikte yüzde 18’den yüzde 1’e indirilerek harcanabilir gelirde kısmi iyileştirmeye gidilmektedir.”