Sedat Peker 8. videosunu yayınladı

Organize suç örgütü lideri olarak aranan Sedat Peker 8. videosunu yayınladı: SADAT’çılar, benim üzerimden El Nusra’ya silah ve araç yolladı. Halil Falyalı’yı neden almıyorsunuz? Kasetler var onda. Herkesi çekmiş o da. • Bir dahaki videoda konuşacağız Tayyip abi baş başa, helalleşeceğiz. 

Sedat Peker

Video aşağıda – YouTube’dan yayınladığı videolarda dile getirdiği iddia ve itiraflarla Türkiye’de devlet-mafya ilişkilerini yeniden tartışmaya açan suç örgütü lideri Sedat Peker 8’inci videosunu yayımladı. Peker yine önce yoklamayla başladı. İşte ayrıntılar…

“Süslü Süleyman’a tek ayak üstünde durma cezası vereceğim. Çünkü çok ayıp şeyler söylemeye başladı.


Çakma solculara, gazetecilere selam… Süleyman iç çamaşırından sonra çocuk pornosunu örnek vererek konuşmaya başladı. Tedavi görmesi lazım. Süleyman bana artık doktorum diyeceksin. Biz senle artık ahiretlik olduk. Seni cehenneme koysunlar. Diyeceğim beni yanına koyun. Bizim artık ayrılmamız mümkün değil.

40 yaşından küçük kardeşlerim sizin sorununuz var. TV’de gördüklerinize inanıyorsunuz. İnanmayın dedim. Bana da inanıyorsunuz. Olaylara şüpheyle bakın. Doğruyu yakalamış olursunuz. Ben sizinle akit yaptım. Söz namus…

Çakma solcular, gazeteciler geçmişte bana küfür yazdınız. ‘Ben muhalifleri bayrak direğine asacağım oluk oluk kanlarını akıtacağım’ demedim. FETÖ’cüler dedim. Aynı yalanı defalarca tekrarlarsanız inandırırsınız.

Başka bir başbakanlık dönemdeki skandalı anlatacağım. O zaman da ‘temiz toplum’ diye bağırıyorlardı. Samimi söylüyorum. Bizim düşkün Abdulkadir bir yazı yazmış. ‘Komplo’ diye… Kameraya, tripota, zekaya yenileceksiniz.

“Keşke Tayyip Ağabey o zaman olaylara müdahale edip çözseydi”

FETÖ’cülere, Pelikancılara, Derin Memet’e söyledim. ‘Gelecek’ dedim. Keşke bu kadar anlatım varken Tayyip Ağabey olaylara müdahale edip çözseydi…

Düşkün Abdulkadir CIA falan deyip duruyor. Onları geç yok öyle bir şey. Onlar da ne olduğunu anlamaya çalışıyor.

Filistin’e imgelerle destek vermeye çalıştım. Azerbaycan’da olay oldu. SEA’ları yolladık. Katar’da sorun oldu. Askeri birlik kurduk. Azerbaycan’da SOCAR var. Alt şirketleri var. Katar’da zaten başka yerler de paralar var. Filistin’de ne var. ‘Hamaset’. Sonra ‘Kardeşlerimizle beraberiz…’ E oraya da yollasaydınız.

‘Devlerimizin maddi sıkıntısı’ var. Parayı biz toplayalım…İsrail’e giden malların kimin gemileri olduğu belli. ‘Boykot edelim’

Buraya değinmek lazım. ‘Aman devlet elden gidiyor, din elden gidiyor’ 10 tane SEA yollayın. Parayı ben toplayacağım.

Böyle bir şey 15 Temmuz’da da oldu. İlk sokağa çıkanlardanım. ‘Rütbelileri vurun’ dedim. ‘Kim vurun dedi?’ derseniz. Sedat Peker dedi dersiniz’ dedim. Polis, asker herkes şok içinde. Konuşan siyasetçi, şarkıcı, kıl, tüy. Ben bu tür oyunların içinde olmayı kendime yediremedim. ‘Gel konuşma yap…’ Eşime dedim ‘gitmiyoruz’…

Erdoğan’a: Helalleşeceğiz ağabey

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası bir komplo olduğunu söyledi, bulup getireceğiz” dedi. Devlet bulup getirir. Onda bir sıkıntı yok. Beni getirmek gerçekleri değiştirecek mi Tayyip Ağabey. Bundan sonraki videoyu ben kardeşiniz olarak karşınıza geçip anlatacağım. Ne zaman tanıştık. İki tane müfettiş, yalan makinası… Yalan makinelerinin yüzde 1.5 yanılma payı var o yüzden mahkemelerde kullanılmıyor. Ben doğru söylesem yine ötse de ben kafama sıkacağım.

Bütün bunları halk biliyor. Madem ki ben ajanım, ajan olduk… Bir özür bekledim ağabey ya. Bütün olanları anlattık her şey ortada. Bütün bunları halk biliyor. Sana anlatmıyorlar bir sen bilmiyorsun. Çevreni sarmışlar, bir sen bilmiyorsun.

Asla saygısızlık içinde olmayacağım sana karşı. Ben vatan haini değilim. Senin hiçbir gücün yokken ben vardım. Onların hiçbiri yoktu. Alkış beklemedim. Elimden ne geliyorsa yaptım. Bir dahaki videoda karşılıklı oturalım, açık delillerle doğrulayacağım. Helalleşeceğiz ağabey.

Şey diyorlar ‘Devleti yıpratmak için anlaşma bilmem ne…’ Ben Kutlu Adalı cinayetinde kriminal bir yapı var dedim. Bir ucu Venezuela’da dedim. Doğruyu söyledim.

Karşı taraf çok çoğaldı. Aklımı tatilinden geri çağırdım.

“Halil Falyalı’yı neden almıyorsunuz? Kasetler var onda. Herkesi çekmiş o da”

Bir de uluslararası uyuşturucu trafiği diyorlar. Eski Başbakan’ın oğlu Binali Yıldırım…  Halil Falyalı’yı neden almıyorsunuz? Yayınladı arkadaşlar, ABD’nin kırmızı aramasını, Orta Doğu’nun uyuşturucu patronu diye. Türkiye’de de İçişleri’nden aranıyor. Herkesi gidip alıyorsunuz, gidin onu da alın.

Ama onda kasetler var. Herkesi çekmiş o da. Ben Halil’den öğrenmedim. Ben bir de öyle kaset yayınlamak falan değil… Namuslu adamın kasetini yayınlamam. Adam derse ki “Bu anlatılan doğru”, niye yayınlayayım, sapık mıyım ben, teşhirci miyim?

Süleyman Soylu’nun katıldığı canlı yayın

Süslü Süleyman’a geldik. Kısa geçeceğiz. Alevilik Şiilik konusuna değineceğim. Mahallede bir çocuk gelir. ‘Kardeş hoşgeldin’ dersin. Bakarsınız bunda bir kaypaklık var. Tam döveceksiniz, hemen bağırmaya başlar. ‘Sen Ali’nin ablasını parmaklamadın mı? Küfür etmedin mi anasına? falan. Hop bir bakarsın bu aradan yürür. Bunlara kaşar denir. O televizyon kanalında görmedin mi? Tak aradan yürüdü gitti…

Sülü cezalısın. Seni tedavi de edeceğim. Bu saydı saydı saydı gitti. Adama demezler mi? Namus sahibiysen açıkla. Hani nerede ortakmışız? Nerede resim çektirmişiz? Devamlı görüşmüşüz. O kadar emin söyledi ki ben bile düşündüm. Bir samimiyetliğimiz de yok. Zorladım çıkaramadım.

Ama orada Erhan Tuncer… Tak aradan yürüyecek ya kafaları karıştırıp… Bir tane de ablası DHKP-C’liymiş ordan FETÖ’ye bağladı.

Ben desem ki ‘Nurettin diye birini tanımıyorum’ kimse kanıtlayamazdı. Ama tanıyorum’ Komiser muaviniydi. Bir gün çevirme yaparken tanıştık. Sırrı biliyormuş. Sülü dinle…

‘Dedim bu arkadaş niye içine kapanık’ arkadaşı anlattı. Ablasının toplantı yaptığını biliyormuş bu da akademide öğrenci bilgi veriyor ablasının toplantılarını. Çatışma çıkıyor Nurettin’in ablası ölüyor. 34 sene önce ölmüş. Bu adam deli. Mahallenin kaşarı tak tak tak anlattı kaçtı.

Benim DHKP-C’nin korumasına mı ihtiyacım var? Bir de diyor ki ‘Ajan’. Öyleyse benim dosyada niye koruma polislerinin ifadesi yok? Sen nasıl bir adamsın ya! Harbi mahallenin kaşarısın sen ya.

Bir de diyor ki yurt dışına gitmedi. 7-8 ay yanımda kaldı koruma polisi evrakları orada. Bir de diyor ki ‘tecavüzcü’. Ulan sapık senin tipin tecavüzcüye benziyor. Şu tipe bir bak. ‘Karakolda olayı kapattı diyor’ Ben savcılığa gittim, anlattım. Şikayetçiyim dedim polislerle ilgili.

Şanlı gazeteciler var ya. Savcılığın kararını göndereyim yayınlayın dedim. İlan verin dediler. 100 bin dolara yakın paramı aldılar. Onlar ayrı soyguncu…


Tecavüz olayında diyor ya ‘teşhis etmiş’ O tahkikatı yapanların hepsi cezaevinde şimdi FETÖ’den.

Şimdi Sülü’ye bağlı sosyal medya hesapları var. Araştırdım. 20 gr kokain yakalanmış kadının üzerinde tutuklama yok, gizlilik kararı koymuşlar dosyaya. Ulan kansızsın sen.

Şimdi faili meçhul cinayetler neler neler anlatacak bu adam…

Bir de FG plakalı bir araçtan bahsediyor. Dedim kiralık mıydı ne… Her öyle plaka olan FETÖ’cü mü? O zaman AÖ olanı da Öcalan’dan tutuklayın. Sonra birisi mesaj yazmış. Beykoz’da plaka verilirken FG’ydi diye. Siz delirmişsiniz. Fındık kadar beynin yok Cumhurbaşkanı olmaya kalkıyorsun.

Adam 2,5 saat konuşmuş, siz ikişer dakika. Bu ayıp ya.

Birisi, ‘Beykoz’da ruhsatlar verilirken o arabanın tarihinde ‘FG’ plakalıydı bütün arabalar.’ diyor. Siz delirmişsiniz. Bu yaptığınla Fethullahçılara hizmet ettiğinin anlamıyor musun. Fındık kadar beynin var cumhurbaşkanı olmaya kalkıyorsun. Bu ülkede devlet aklı olan bürokrat kalmadı mı buna niye anlatmıyorsunuz? Bu adamlara kimse inanmayacak. Cezadan korkmuyoruz, iki bin sene verin. Kim korkuyor cezadan? Sedat Peker örgütü deyin verin. Deli arkadaş vallahi deli. Bir de namussuz gene ailemi kattı. Benim eşim o şirkete hayatı boyunca gitmedi. Şirket kaç liralık şirket de para transferi olsun?

Ben İsmail, Merdan Yanardağ değilim. İsmail Saymaz bir de senden özür diledi ya. Ben ikisini de çok okurum. İsmail Saymaz Bey’i şey tek boşa düşürdü, Veyis (Veyis Ateş), İsmail Saymaz Bey hazırlanmış, dolmuş, tam ilk girişte bir şey diyecek, tak kelepçeyi taktı. ‘Dur, niye sinirleniyorsun’ dedi, o da ışık görmüş tavşan gibi kaldı. Bir daha da bir şey diyemedi, ne yapsaydık diyor, kalk git masadan.

Adam 2,5 saat konuşmuş, siz ikişer dakika. Bu ayıp ya. Adam, ‘Tecavüz’ diyor, siz de, ‘Suç örgütü lideri zaten’ Lan sizsiniz tecavüzcü, suç örgütü… Gazetecilerin tecavüzleri daha çok geçmişe dön bak. Nasıl bir insansınız siz ya. Hem gazetecilik yapamıyorsunuz hem de diyorsunuz ki suç örgütü zaten yapar. 100 bin tane delil var. Adam orada evet ben arattırdım diyor Silivri Emniyet Müdürü’nü. Desenize ‘Bu adam sen arattırdıktan üç saat sonra neden intihar etti?’ diye. Nasıl gazetecisiniz? Ama namuslu gazetecilersiniz, İsmail Saymaz Bey, Merdan Yanardağ. Büyük tezgâha geldiniz orada.

“En son Yüce Allah’ı da mı FETÖ’cü yaptınız”

Bunların bot hesaplardan bana saldırıyorlar. Bunların yaptığı zulüm gayretullaha dokundu, vallahi yenileceksiniz. ‘Gayretullah FETÖ ağzı konuşmadı’ diyor. En son yüce Allah’ı da mı FETÖ’cü yaptınız. Oğlum manyak mısınız, deliler. Gerçekten ben de delirdim herhalde ülkede herkes de delirdi. Anlamıyorum ya, yüce Allah’ın adı o.

Bir de ‘Sedat Peker’in anlattığının yüzde 10’u bile doğruysa büyük vahim. Parmağımı, kolumu keseceğim. Hepsi doğru diyorum. Delilleri verdim. Sadece, ‘Sedat Peker, bahsettiği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndaki kişinin belgesini yayımladı. FETÖ’den hakkında soruşturma olduğuna dair. Devlet geleneklerine göre hakkında terör örgütü soruşturması yapılan yüksek derecedeki bürokratlar açığa alınır. Eğer ki eldeki deliller bu kadar çok, açık beyan değilse yer değiştirilir. Böyle bir uygulama yaptınız mı? Yok, bitti. Bu kişinin, hakkında soruşturma varken bile Sadık Soylu ile, senin akrabanla Ankara’da devamlı görüşmesi, telefon TAPE’leri, aynı yerde sinyal vermeler… Bu insan bu kadar maddi projelerin başında duran bir adam.

“Veyis sen zaten oraya torpille geldin”

MASAK Başkanı’nın eşi hakkında FETÖ soruşturması var mı diye sorun. Size var diyorum ya kardeşim ya. Gazeteciliği de ben mi yapayım? Sonra vakit kalmıyor, diyorsunuz video çok uzuyor. Ne yapayım, her şeyi yapmak zorundayım.

Veyis (Ateş) sen zaten oraya torpille geldin. AK Parti ile dengeyi tutmak için seni oraya getirdiler, sen de biliyorsun, sen o işin adamı değilsin. Adam soru soruyor sana ne! Ama moderatör Kübra Hanım’ı yanıltmayacağım. Utanacaklar. Bir tek suç örgütünden geçmişte sabıkam var. Ama haklarımı geri kazandım, sabıkam silindi. Onu da mahkemeyle geri alacağım, utanacaksınız.

Annem, “Kürt de Allah’ın kulu” demişti. Öcalan gibi tipler var, acayip yaratık. İlk gücü ele geçirmeye başlayınca kendi köylülerinden hemşehrilerinden, akrabalarından bir ekip kuruyor. Ne kadar zeki adam gelirse 10 kişiden 2 kişiyi polis ajanı diye öldürüyorlar. Hem diğerlerine korku veriyorlar sakın isyan etmeyin diye, diğer taraftan da zekileri öldürüyorlar. Ondan sonra yetenekli olan sivrilenleri çatışmalara yollattırıyor. Sağ çıkma şansı olmadığı çatışmalara. Hep kendi öldürtüyor aslında. Şimdi böyle ruh manyağı bir adam, bir dönem çıkıyor, PKK böyle kurulmuş, hâlâ da devam ediyor, düşman.

En kötüsü neydi biliyor musunuz, Abdullah Öcalan’ı yakaladılar getiriyorlar. Aklım çıktı ya, dünyanın her yerinde insanlar üzerine benzin döküp yakıyorlar. Ben kendimi yakamam kardeşim, silahla vurup öldürürüm ama yakamam. Adam çukur, seviyesi de yok. Adamlar onun için yanıyor, desene ‘Öldürün ulan beni.’ O da gitmiş sorguculara yalakalık yapıyor. Bir tane böyle bir manyak lazımdı.

Bir de o cezaevlerinde insanlara bok yediren, kendini vatansever zanneden, ya birilerinin özellikle yaptırdığı, sadist. Bütün kadınları çırılçıplak çocuğunun yanında arama var diye soyuyor, bunlar oldu. O çocuk onu gördükten sonra başka şansı yok. Bu adamlar bizi bırakmamış, biz niye düşman, düşman.

40 yaşından küçük kardeşlerim bu konuyu siz zaten mutlaka çözersiniz. İki tane büyük sorun var Türkiye’de, bela yaklaşıyor. Gelecekte çok daha yaklaşacak. Suriye konusunda şimdi bağırıp çağırıyoruz ya. Suriye olayı ilk olduğunda bütün Suriye’deki Kürtlere buradakiler akrabası, hepsine birer tane Türk pasaportu verseydin, dış politikada danışarak hareket edeceğiz deseydiniz kesin kabul ederlerdi. Bunun ne zararı olurdu, neden küçülmeyi düşünüyoruz?

İşgal etmek anlamında söylemiyorum yanlış anlaşılmasın. Ticari, ekonomi, hareket. Akılcı olmak lazım. Terörün olduğu yerde hep uyuşturucu, yasadışı para, silah kaçakçılığı olur. Derinciler, Mehmet Ağar, PKK’nın derincileri var. Mehmet Ağar’ın onlarla da arası iyi. Süleyman hepsinden asil. Gazetecilere tak tak yapıp yürüdü ya büyük efsane bu. Türkiye’nin çekeceği var bu adamdan.

Bir gün bir arkadaşıma, ‘Beni arayıp soruyorsun, beni arayanlara resul başlayacak çalışmalara’ dedim. Bak bu da sizin başınıza iş getirecek. Dikkat ediyor musunuz yüce Allah hiç yardım etmiyor artık. Önceden bir mucize oluyordu, ABD- Rus sorunu, ekonomik açık kapanıyordu. Dikkat edin artık hiç gelmiyor. Bu kadar zulüm olmaz. Herkese zulüm. Onu korkut , onu korkut, bir dur arkadaş. Bir rahat yaşayalım.

Bir tane kral yok ki, 20 tane padişah geziyor ülkenin içinde. Padişahım çok yaşa, tamam ama bizim atalarımız ne yapmış dünyayı yönetirken. Cuma hutbelerinde, böbürlenme padişahım senden büyük Allah var demişler. Siz her şeyi bilemezsiniz.

Bir tripod bir kameranın başına bela açacağını bilemediğin gibi. Bütün herkes şokta. Hiç kimse ne olacağını bilmiyor. Elde imkansız yok üzülmeyeceksin. Onların benim hakkımda ne düşündüğü önemli değil, siz sakın böyle düşünmeyin. Zekâ, akıl bitti. Biz bize yeteriz. 84 milyon insan biz bize yeteriz, sonrasında dünyaya yeteriz. Gidip oraları işgal edelim demiyorum. Yeni dünyayı yakalarız akılcılıkla. Şimdi geldik konumuza.

“SADAT, benim üzerimden El Nusra’ya silah ve araç yolladı”

MİT TIR’ları yakalandıktan sonra kafamda şöyle bir şey oluşmuştu: Biz oraya hem toplumun duygularını yükseltmek hem de oradaki kardeşlerimize, Bayırbucak Türkmenlerine ve diğerlerine yardımcı olmak için İHA, kıyafetler, -ama sayıca çok fazla, oradaki tüm savaşçılara yetecek kadar- telsizler, çelik yelekler, onlar bunlar, tırlarca… Bu projeji düşündük. O milletvekili arkadaşımızla da konuştuk. O da düşünceyi aldı, iletmesi gereken yerlere iletti. Sonra dediler ‘Biz ek TIR’lar verelim, sizin TIR’larla beraber (gitsinler)’. Bizin TIR’lar ‘Sedat Peker yardım konvoyu’ diye gidiyor. Basına da resimler veriyoruz. Tüm ekipmanları yolluyoruz. Ama benim adıma giden diğer araçlar var. Onlar da başka yerdeki Türkmenlere gidiyor diye biliyoruz.

Araçların içinde ne olduğunu bilmiyoruz, bilmiyoruz dediysem silah var, saf çocuk değiliz.

Bu da normal, olması gereken şey. Ama bu MİT tarafından, askeriye tarafından organize edilmiyor. SADAT tarafından organize ediliyor, SADAT’ın içindeki bir ekip tarafından.

Bunların hepsini ben kendi paramla alıyorum ama onlar hariç, onların benimle hiçbir ilgisi yok ama benim adıma gidiyor. İşlem yapılmıyor, kayıt yapılmıyor, direkt geçiş yapılıyor. Sonra ben yüklü miktarda Mitsubishi araçlar yollamaya başlayınca dediler.

‘Bize de biraz verir misin, orada savaşçılar…’ dedim tamam, verelim. Türkmenler her yerden videolarla teşekkür ediyorlar aracı aldık diye, bir iki tanesi arapça konuşuyorlar. Sonra bizim Türkmen arkadaşlar ‘Bunlar el Nusracı’ dedi. Bizim diğer arkadaşlar da ‘Bu gidenler el Nusra’ya gidiyor’ diyor. Evet, benim üzerimden gidiyor. Samimi yapıyorum. Ama ben yollamadım, SADAT’çılar yolladı.”

Berat Albayrak’ın yerini söyledi

Murat Sancak, Ramazan Öztürk tüm hiyerarşi orada Ebu Abdurrahman ticaret böyle yapılıyor.


Bunlara silah veriyorsunuz bunlar bizim Türkmenlerle savaşıyor. Bizim üstümüzden gidiyor. Diyorlar ki ‘yeni dengeler var’ dedim ‘anlatın’. Berat Albayrak nerede biliyor musunuz? Sancak’ın Hadımköy Beylikdüzü taraflarında bir evi var, orada kalıyor. Oradaki para neden bizim devlete gelmiyor. Hala bizden gidiyor. (Cumhuriyet, BirGün, T24)

Meclis’te Sedat Peker araştırılsın talebi, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.