Ekrem İmamoğlu: 26 Haziran’da acaba neyin temeli atılacak? Köprünün Kanal İstanbul’la ilgisi yok!

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 26 Haziran’da temeli atılacak köprünün Kanal İstanbul’la ilgisini bulunmadığını belirterek, “Burada bir köprünün yapılacak olmasının kanal projesi ile ilgisi bulunmaktadır. Yol projesiyle ilgili bulunmaktadır. İşte illüzyon budur” ifadelerini kullandı.

Ekrem İmamoğlu

Video aşağıda – İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 26 Haziran’daki temel atma töreni öncesi Kanal İstanbul’un güzergahındaki Sazlıdere Barajı’nda basın toplantısı yaptı.

İmamoğlu, “Bu bölge betonlaşmış, nüfus artışı hızlanmış, şehirleşme baskısını yoğun hisseden İstanbul’umuz için bir su deposu, tarım arazisi ve aynı zamanda bir nefes alma alanıdır. İstanbul sadece Türkiye’nin takip ettiği bir bölge değildir ya da İstanbul sadece Türkiye’nin takip ettiği bir metropol değil. Dünyanın da büyük ilgisi İstanbul üzerine” dedi.


‘Karşı duracağım’ dedim, halk da beni seçti

“Bugün burada, ’26 Haziran’da aslında ne olacak’ sorusunun yanıtını vermek üzere toplandık. Bir illüzyonu aslında ortaya çıkarmak için buluştuk” diye başlayan İmamoğlu, şunları söyledi:

“Hatırlatmak isterim ki dün 23, Haziran seçimlerinin 2. yıldönümüydü. Yani haksız ve hukuksuz iptal edilen seçimin ikinci yılını geride bıraktık. Üstelik aradan 2 yıl geçmesine rağmen, ‘Hile var’ denilen, ‘Çaldılar’ denilen seçimle ilgili, bir kişinin dahi Türk mahkemelerinde ceza almadığının altını kalınca çizerim. Bunu neden hatırlatma gereği duydum? Çünkü ben, İstanbul seçimlerinde kampanyamı yürütürken, yaptığım mitinglerde vatandaşlarımıza bu projenin karşısında olduğumu anlattım. Bu projenin İstanbul’a çok ağır ve geri dönülemez felaketler yaşatacağını söyledim. ‘Karşı duracağım’ dedim. Halk da beni seçti. Zaten göreve gelir gelmez de bir önceki yönetimin bakanlık ile yaptığı iş birliği protokolünü feshettik.”

Beton Kanal’ın, yetkililer tarafından ‘devlet projesi’ olarak tanıtıldığını hatırlatan İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:


  • “Devlet projesine karşı çıkmakla suçlandım. Adına, ‘Beton Kanal’ dediğimiz bu proje, bir devlet projesi değildir; bir seçim projesidir. Sayın Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener, bu yıkım projesine karşı uyarılarını yaptı. Hem iktidara hem de bu işe sermayesiyle yeltenecek ulusal ya da uluslararası şirketlere ciddi uyarıda bulundular. Bu haklı bir uyarıydı. Neden? Bildiğiniz gibi çok sayıda Türk bankasının, Birleşmiş Milletler Sorumlu Bankacılık ilkeleri mutabakatını imzaladıkları için bu projeye kredi veremeyecekleri ortaya çıkmıştı.
  • Bu mutabakat, bankaların insanlara ve gezegene zarar vermemesi için çerçeve sunuyor ve imzalayanların buna uyması gerekiyor. Dünyada bu imzayı atmış 131 banka bulunuyor. Sadece Türk bankaları için geçerli değil yani” ifadelerini kullandı. Eski başbakanlardan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile eski bakanlardan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın da Beton Kanal’la ilgili çok önemli eleştirileri ve uyarıları olduğunu aktaran İmamoğlu, “Hepsinden önemlisi ise Türkiye’nin önde gelen bilim insanlarının yüksek sesli ikazlarını dinledik. Ama hiçbir zaman hiçbir bilim insanının ‘Bu proje faydalıdır’ dediğini, hiçbirimiz duymadık. Sadece bu bile projenin bir felaket olduğunun kanıtıdır.”

“Şimdi size bir illüzyonu anlatmaya başlayacağım’26 Haziran’da Kanal İstanbul projesine ilk kazmayı vuruyoruz’ diyenlerin, aslında kazmayı neye vurduklarını anlatacağım diyen İmamoğlu, özetle şu bilgileri verdi:

  • Haziran ayının ilk haftası içinde, az ilerde gördüğünüz inşaat alanının şantiyesinin ilk kuruluşu, izinsiz olarak İSKİ yolları kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Oysa İSKİ, Karayolları Genel Müdürlüğü’nden yazıyla şantiye alanı hakkında bilgi istemiş ama cevap verilmeden alelacele şantiye alanı kurulmuştur. Bu uygunsuz durum üzerine, İBB tarafından 13 Haziran Pazar günü, İSKİ girişleri kullanılarak kurulan şantiye tahliye edilmiştir. Yani kurulduğu alandan kaldırılmıştır.
  • Bunun üzerine; 13 Haziran’ı 14 Haziran’a bağlayan gece, saat 03:30’da buraya askeri birlikler gönderilmiştir. Bu alanda bir gerginlik ya da bir çatışma durumu olmadığı için, açıkçası bunu garipsedik. Askeri birliklerin koruması ve gözetiminde şantiye alanı, bölgedeki İSKİ yerleşkemizin yaklaşık 500 metre uzağına yeniden kurulmuştur. Şantiyenin, yapılacağı iddia edilen Kanal İstanbul projesinin 6 nolu köprüsü için kurulduğu ifade edilmiştir.

Kuzey Marmara Otoyolu parçası

  • Şimdi ’26 Haziran’da aslında ne olacak’ sorusunun yanıtına geliyoruz. Her ne kadar adına ‘kanal projesi temel atma töreni’ dense de açık kaynaklardan da ulaşılan bilgilere göre bu temel atma töreni, Kuzey Marmara Otoyolu’nun TEM Hasdal Kavşağı-Nakkaş Kavşağı arasındaki Kuzey Marmara Otoyolu Bağlantı Yolu projesi olduğu gözlenmektedir. Bu güzergahtan geçecek yol, 2006 yılında 1/100.000 Çevre Düzeni Planında işlenmiştir. 29 Nisan 2010 tarihinde, dönemin Ulaştırma Bakanı tarafından İstanbul’a yapılacak 3. köprünün güzergahı bir basın toplantısıyla açıklanmıştır. Kanal İstanbul ise ilk kez 27 Nisan 2011 tarihinde açıklanmıştır. Yani bu güzergâhtaki yol projesi, buraya yapılacak köprüye kadar Kanal İstanbul fikrinden 1 yıl önce belirlenmiştir.

‘İşte illüzyon budur’

  • Kuşkusuz 3. Köprüyü yapınca bir de otoyol gerekiyordu. 26 Ağustos 2016’da 3. Köprü ile Kuzey Marmara Otoyolu’nun Odayeri-Paşaköy-Kurtköy arasındaki kesimi hizmete açılmıştır. 13 Kasım 2018’de Yassıören-Odayeri kısmı, 2020 yılında Kınalı-Yassıören kısmı ve 20 Aralık 2020’de Kurtköy-Akyazı kesimleri işletmeye açılmıştır. O yüzden altını çiziyoruz ki; cumartesi günü yapılacak temel atma töreni, “Kanal İstanbul temel atma töreni” değildir. Sazlıdere’yi köprü ile geçeceği çok önceden planlanmış Hasdal Kavşağı-Nakkaş Kavşağı arası yol yapım temelidir. Yani burada bir köprünün yapılacak olmasının, kanal projesiyle ilgisi bulunmamaktadır. Yol projesiyle ilgisi bulunmaktadır. İşte illüzyon budur.

‘Cumhurbaşkanı’nın haberi var mı, bilmiyorum’

  • Çok daha önceden planlanmış bir köprünün ayaklarını buraya dikmek suretiyle, ‘Kanal temeli attım’ demek, sadece siyaseten günü kurtarma gayretidir. Bugün Türkiye’nin gündeminde Kanal İstanbul diye garabet bir konu olmasaydı dahi, bu köprü yapılacaktı. Son olarak, bu teknik bilgilerden Sayın Cumhurbaşkanı’nın haberi var mı, bilmiyorum. Biliyorsa, ‘temel atMIŞ’ gibi yapacak. Yok biliyorsa; işte o daha kötü. Birileri, kendisini yine aldatıyor demektir.

‘Bu israf projesi bir devlet projesi de değildir, olamaz’

Ekrem İmamoğlu, Twitter üzerinden de şu açıklamayı yaptı:

“Cumartesi günü temeli atılacak olan köprü daha önceden planlanmış otoyol projesinin parçasıdır, Kanal İstanbul’un temeli değildir. Kimse kimseyi aldatmasın, kimse de kanmasın. Marmara’ya ve İstanbul’a ciddi zarar verecek bu israf projesi bir devlet projesi de değildir, olamaz.”


Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 26 Haziran’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Kanal İstanbul’un ilk köprüsünün temelini atacaklarını açıklamıştı.

Prof. Dr. Naci Görür: Kanal İstanbul, depremin şiddetini artıracak


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.