Fatih Altaylı: 26 bin liralık yemek faturası 3 bin dolardır ki, Avrupa’nın pahalı lokantasında sıradan bir adisyondur

Fatih Altaylı: 26 bin liralık yemek faturası 3 bin dolardır ki, Avrupa’nın pahalı lokantasında sıradan bir adisyondur.

26 bin liralık yemek

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Bodrum Maça Kızı’ndaki restoran faturasıyla ilgili, “26 bin liralık bir yemek faturası hemen hemen 3 bin dolardır ki, bu da Avrupa’nın pahalı bir lokantasında 5-6 kişilik bir masaya gelebilecek sıradan bir adisyondur ve hiçbir Fransız gazetesi de bunu haber yapma gereği duymaz.” dedi.

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Bodrum’da 26 bin liralık yemek faturasının gündeme getirilmesine ilişkin olarak ,”Doğrusunu isterseniz Türkiye’nin bana göre dünyanın en güzeli olan sahillerinde Fransa’nın, İtalya’nın güney kıyılarındaki gibi şık, kaliteli, dünyanın en zenginlerinin geldiği ve çok para harcadığı pahalı lokantalar olması gerekir” ifadesini kullandı.


Altaylı, Alın size fatura başlıklı yazısına, ” Her yaz olduğu gibi bu yaz da Türkiye, güney bölgelerimizdeki lüks yazlık işletmelerin fiyatlarını, buralarda yenilen yemeklerin faturalarını konuşuyor. 2021 yazının ilk ikinci ayının ortasına gelmişken Türkiye bu kez de Bodrum’da her yaz mutlaka fiyatlarıyla haber olan Maça Kızı’nın 26 küsur bin liralık faturasını tartıştı. Su şu kadar olur, lahmacun bu kadar olur mu diye? ” sözleriyle başladı.

Fatih Altaylı’nın yazısında bahsettiği o fatura:

maça kızı fatura

Altaylı, Türkiye’de hizmet veren lüks otel restoranlarının ‘esnaf lokantası’ olmadığını vurgulayarak, “Yıllardır ‘Kardeşim bunlar esnaf lokantası değil. Eğer alıcısı var ise istediği fiyata istediğini satar. Kimseyi de ilgilendirmez. Alan razı satan razı bize ne?’ der dururum. Doğrusunu isterseniz Türkiye’nin bana göre dünyanın en güzeli olan sahillerinde Fransa’nın, İtalya’nın güney kıyılarındaki gibi şık, kaliteli, dünyanın en zenginlerinin geldiği ve çok para harcadığı pahalı lokantalar olması gerekir. Sürekli olarak turizmde kişi başı düşük gelir etmekten yakınan bir ülkenin, turistik yörelerde pahalı lokantaları eleştirmesi bana göre anlamsızdır” görüşünü dile getirdi.

Altaylı, Türkiye’de lüks olarak görülen fiyatların Avrupa’da sıradan bir yemek fiyatı olduğunu belirterek, “Sonuçta 26 bin liralık bir yemek faturası hemen hemen 3 bin dolardır ki, bu da Avrupa’nın pahalı bir lokantasında 5-6 kişilik bir masaya gelebilecek sıradan bir adisyondur ve hiçbir Fransız gazetesi de bunu haber yapma gereği duymaz” dedi.

Altaylı, yazısına 98 bin 731 liralık adisyonun fotoğrafını ekleyerek, “Son yıllarda yıldızı yükselen ve Datça yarımadasında kurulduğu 1990’ların başından beri hep Türkiye’nin en iyi kıyı oteli olma unvanını koruyan bir tesisteki yabancı menşeli bir lokantadan. Tam tamına 98 bin 732 TL. 5 kişilik bir masanın hesabı. 5 bin 213 TL yemek. 8 bin 800 TL içki. 206 TL su. 84 bin 512 TL others. 14 bin 635 TL KDV. Güzel hesap değil mi?” diye yazdı.

“Alın size fatura”

98 bin liralık fatura

Fatih Altaylı şöyle devam etti:

“5 bin TL yemek ve 9 bin TL’lik içeceği anladım da 84 bin TL’lik “others” yani “vesaire” ne onu gerçekten merak ettim.


Desek ki tabak kırdılar.

Ne yaptınız kardeşim, Limoges tabak mı kırdınız!

Emin olun bana göre bu bile çok anormal değil.

ST Tropez’deki, St. Barths’daki Nikki Beach’te, Monaco’daki Jimyzz’de, Budha Bar’da 20-30 bin dolar hesap normal olacak da , hepsinden güzel Türkiye sahillerinde mi pahalı gelecek.

Zengin Ruslar, Araplar orada o paraları ödeyecek de burada mı ödemeyecek!

Ödesinler ki, biz turistin kişi başı 620 dolar bıraktığı ülke olmaktan belki kurtulalım.

Bu nedenle siz o hesaplara kızmayın.


İlle de kızacaksanız, o hesapları ödeyen ama asla vergi ödemeyen haksız kazanç sahibi kendi vatandaşlarınıza ve o vatandaşlarınıza o haksız kazançları sağlayanlara kızın.”

Fatih Altaylı: Eğer suçluysanız, hırsızsanız sizin için Türkiye’den daha iyi hiçbir ülke yok!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.