En ucuz süt 5 lira, bir kilo peynir et fiyatlarıyla yarışıyor!

Marketlerde en ucuz süt 5.25 TL’den satılır oldu. Yaygın markalı sütlerin litresi ise 8 lirayı aşıyor. Peynir fiyatları, kırmızı et fiyatlarıyla yarışıyor. Marketler bir kiloluk peynirleri ambalajı keserek yarım kilodan olarak satmaya başladı.

peynir

Son dönemde süt ve süt ürünleri fiyatlarındaki artış oldukça dikkat çekici seviyelere ulaştı.

Marketlerde en ucuz süt 5 liradan satılırken; çeşidine göre değişmekle birlikte bir kilo peynir 60 lirayı aşarak dana etiyle yarışır hale geldi.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri de süt fiyatlarının Temmuz 2020-Temmuz 2021  aralığındaki bir yıllık süreçte yüzde 32 zamlanarak 6.6 TL’ye çıktığını, aynı dönem aralığında peynir çeşidi fiyatlarının yüzde 20 arttığını ortaya koyuyor.

TÜİK’e göre, 2021 Temmuz’da dana etinin kilosu 65 lira iken, bir kilo tulum peynir ise 62 TL.

Fiyatlardaki artışı Sözcü‘ye değerlendiren Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Tarık Tezel, 2020 boyunca yüzde 30’u aşan girdi maliyetlerindeki artışa rağmen süt ve süt ürünleri fiyatlarının ortalama yüzde 20 artabildiğini söyledi.

Tezel, yıl sonuna kadar yeni bir fiyat artışı öngörmediklerini ifade etti.

Vatandaş grama düştü!

Marketteki fiyatlar düzenli olarak takip edildiğinde, süt ve süt ürünlerinin yaklaşık son 2 senedir neredeyse her ay zamlandığı görülüyor. Bu durum, marketteki etiketlerin alt kısmında yer alan ‘fiyat değişim tarihi’ ibaresinden de takip edilebilir.

Öyle ki, 2019’da litresi 4 liradan satılan bir kutu süt, 2021 Ağustos itibarıyla neredeyse 9 liradan satılır hale geldi.

TÜİK verilerine göre son bir yılda yalnızca 30 kuruş zamlanarak 31 liraya çıkan beyaz peynirin kilosu ise, marketlerde 60 lirayı aşıyor.

Türk-İş de 2021 Ağustos’a ilişkin açıkladığı açlık ve yoksulluk sınırı verilerinde, fiyatlardaki pahalılıktan dolayı bir kiloluk peynir ürünlerinin artık neredeyse tamamının 500 gramlık kutu içinde satılmaya başladığına dikkat çekti.


Bu durumu biz de Sozcu.com.tr olarak İstanbul Avcılar’daki bir markette tespit ettik. Kilosu 57 TL’den satılan kaşar peynirinin, 454 grama düşürülerek 25.86 TL’den satıldığını gözlemledik.

Maliyetlerde yüzde 17-80 arasında artış var!

SETBİR Başkanı Tarık Tezel, üretimdeki maliyetlerin hızlı artışının, tüketiciye yansıyan pahalılığın ana nedeni olduğunu vurguladı.

Tezel, süt ürünü üretiminde, temel hammadde olan çiğ sütün dışında diğer maliyet unsurlarını şöyle sıraladı:

Ara nakliyeler ve toplama bedelleri, kalite, muhafaza (soğuk zincir), stok ve finansman, lojistik, işçilik, enerji, endüstriyel işletme giderleri, ambalaj, dağıtım ve pazarlama.

Haziran 2020-Haziran 2021 aralığında maliyetlerdeki artışın ambalaj hammaddelerinde yüzde 80, çiğ sütte yüzde 39.13, elektrikte yüzde 30, doğalgazda yüzde 26.4 olduğunu, bunu yüzde 21 ile de işçilik bedellerinin takip ettiğini aktaran Tezel, şöyle devam etti:

“Endüstriyel işletme giderleri yüzde 17, akaryakıt fiyatı yüzde 23, pazarlama ve dağıtım hariç maliyetlerdeki toplam artışın yüzde 40.65 oranında gerçekleştiği görülüyor.”

Üretici gelecek endişesi yaşıyor!

Öte yandan Tezel, pandemi nedeniyle gerek iç piyasada talebin düşmesi, gerekse ihracattaki daralmanın stoklanabilecek ürünlerdeki üretim artışını, dolayısıyla stok maliyetlerini artırdığına dikkat çekti.

“Hem artan stoklar ve stok maliyetleri, hem de ihracat pazarındaki zorluklar, sanayicimiz üzerinde büyük bir yük oluşturdu” diyen Tezel, “Düşen talep ise üreticimizde artan bir gelecek endişesi yarattı” diye konuştu.


Tezel, “Bu zor dönemin aşılması için, en azından belli bir süre uygulanmak üzere, süt ve süt ürünlerinde KDV’nin sıfırlanmasını, üretim istikrarının sağlanabilmesi için arz ve talep düzenlemesi ve stok maliyetlerinin azaltılabilmesi amacıyla depolama desteği verilmesini öneriyoruz” ifadelerine yer verdi.

Vatandaş, “Yaz meyvesi yiyemeden yaz bitti” diyor: Fiyatlar kontrolden çıktı!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.