Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkez Yerel Yönetimler Genel Başkan Yardımcılığı, okulların kademeli açılacağı 21 Eylül tarihi öncesinde 249 belediyeye gönderdiği yazıyla, CHP’li belediyelerden yüz yüze eğitim öncesinde okulların dezenfeksiyon işlemlerinin yapılması, okul girişlerinde maske ve hijyen kitlerinin dağıtılması ve belediyelerin imkanları ölçüsünde öğrencilere kırtasiye ve okula yardımcı eğitim setleri dağıtılmasını istemiş.
Bununla da yetinmeyerek, bazı öneriler sunmuş ve bunlardan bizim de yazı konumuzu içeren derslik ihtiyacı ve inşası ile ilgili.
Bu konuda şu ifadelere yer verilmiş:
“MEB’e mali kaynak sağlanarak 57 bin 340 derslik ihtiyacı giderilmelidir. Gerektiğinde bazı köy okulları yeniden açılmalıdır. CHP olarak yetkililere sesleniyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığı kaynak sorunu yaşıyorsa yer tahsisi yapılmak koşuluyla CHP’li belediye başkanları bu yatırımı çocuklarımız için kendi illerinde yapmaya taliptir. İBB Hayat Boyu Öğrenme Merkezi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Hayat Boyu Öğrenme Merkezi kendi binalarının çocuklarımızın uygun eğitimine katkı amacıyla MEB’in kullanımına tahsis etmeye hazırlar.”
Fevkalade önemli, değerli ve örnek davranışlar olarak değerlendirilecek bir parti tavrıdır bu. Çoğu Sağlık, Milli Eğitim ve İmar İskan Bakanlığını ilgilendiren ve onların sorumluluğunda olan görevleri kendi belediyelerinin üstlenmesini istemiş.
Lakin, “Hazine ve Maliye Bakanlığı kaynak sorunu yaşıyorsa yer tahsisi yapılmak koşuluyla CHP’li belediye başkanları bu yatırımı çocuklarımız için kendi illerinde yapmaya taliptir” önerisi ise, tartışılması gereken veya bazı açılardan üzerinde durulması gereken bir niteliğe sahiptir.
İlk bakışta iyi bir öneri ve çözüm gibi görünüyor. Ama değil. Nedeni ise birden fazla; Bu yaklaşım ilk etapta berbat bir eğitim biçimine katkıdan başka bir şey olmayacaktır. Bakanlığın ve haliyle devletin yetersizliğinin yerel yönetimler eliyle desteklenmesi gibi bir görüntü oluşturacaktır ama bu pek dert değildir ve muhtemelen mevcut iktidar siyasi nedenler ile dikkate dahi almayacaktır.
Bize göre de ilgili bakanlıklar, işlerini ve ihtiyaçlarını sözde ihale yoluyla, bazı şirketlere ederinden ve maliyetinden çok fazla yaptırmayı tercih edeceğine, okul binalarını ve dersliklerini, devletin diğer imar ve bayındırlık birimleriyle gerçekleştirsin.
Elbette çocuklar sağlıklı mekanlarda öğrenim görmeliler ama bu belediyelerin rolünü ve eğitim ilişkilerini gözden geçirmeyi gerektiren ve öneri şeklinde sunulacaksa da çok daha sistematik bir “eğitim-yerel yönetim ilişkisi ve modeli” üzerinden önerilmeli ve götürülmelidir.
Örneğin Avrupa’da okulların yerel yönetim ilişkisi doğrudandır. Hatta öyle ki, öğretmenler yerel yönetimler tarafından istihdam edilirler. Tabi bunun daha bir çok farklı işleyişi ve yapısı vardır. Dahası oralarda “öğretmen seçme mülakatı” bizdeki gibi particilik ve mezhepçilik üzerinden değil, liyakat ve çalışkanlık üzerinden yapılır. Açık, belgeli ve amaca yöneliktir. Ama CHP’nin bu önerisinin yerel yönetim ve eğitim ilişkisi ve demokratik katılımcılıkla bir ilişkisi yok. Bu tamamen sıradan bir sadaka ve hayır işi gibi bir yaklaşım ürünüdür. Dahası belediyelerin işlevselliği, milli eğitim bakanlığına okul binası yapmak olmasa gerektir.
CHP’nin önerilerinin çoğu fevkaladedir. Lakin bakanlık adına derslik ve okul binası yapma fikri ilk etapta yerel yönetim kaynaklarının, milli eğitimin ucube eğitim sistemi ve modeline kolaylık sağlamaktan başka bir yarar sağlamayacağını akla getirmektedir. Kamucu ve bilimsel eğitimi giderek terk eden ve kamu okullarını sıradanlaştıran, gerici ideolojiler ile besleyen iktidar ve bir devlet kurumu olan milli eğitim, düzeyli ve iyi eğitim işini özel okullara ve henüz dağıtamadığı fen liselerine devretmiş durumda. Yani eğitimi özelleştirme, piyasacı eğitimi tercih etmiş durumda. Devlet okullarını da abluka altına alarak tarumar etmenin derdi ve amacında.
Bu konuda CHP’ye bu konuda naçizane önerimiz; Bina yapıp milli eğitime devretme yerine özel okullar açsınlar. Kaliteli, bilimsel ve laik eğitimi yoksullara, başarılı çocuklara bedava versinler. Eğitimde “olanak ve fırsat eşitliğine” belediye eğitim iştirak şirketleriyle katkı sunsunlar. Yani piyasacılığın ve kapitalizmin yöntemiyle kamuculuk yapsınlar. Daha sağlıklı olur. Hem kamucu ve bilimsel eğitime model olurlar hem de CHP’nin bir işin nasıl üstesinden geldiğini göstermiş olurlar.
Eğitim konusunda bir işi “model” seviyesinde başarmış olduklarını gören halk, belki diğer alanlarda da CHP’yi takdir eder ki, bundan daha iyi bir propaganda olmaz herhalde?
Ama elbette son tahlilde çözüm bu mudur derlerse, tabi ki hayır… Çözüm “iktidar” değil ama hükumet olmaları, milli eğitime ve berbat eğitim sistemine el koymalarıdır derim.
Bir partinin asıl işi bu olmalı…