Yetkinlikler en sade haliyle, iyi bir hukukçunun iyi bir avukat, iyi bir tıpçının iyi bir hekim olmasının arkasında yatan belki de en önemli unsurdur. Örneğin hukuk bilgisi ve pratiği üst düzeyde olan bir mezun, sabır, eleştirel düşünme, ikna kabiliyeti, insan ilişkileri gibi bazı becerilere sahip değilse arzu ettiği kadar iyi bir avukat olamayabilir. Arzu ettiği kadar iyi bir avukat olamamasının ardında yatan hukuk bilgisi değil o bilgiyi hayata geçirmesi için sahip olması gereken yetkinliklerdir.
Değerli okuyucular, sık duymaya başladığımız kavramlardan biri 21. yüzyıl yetkinlikleri. Bu kavram, iş hayatının içindeki kişilerden üniversite öğrencilerine, üniversite seçimi yapmaya hazırlanan lise öğrencilerinden kariyerinde değişiklik yapmayı düşünenlere kadar geniş bir demografide insanların karşısına çeşitli sebeplerle çıkmıştır. Hem bu kavramı sizler için özetlemek ve hem de biraz eleştirmek istedim.
Öncelikle, 21.yüzyıl yetkinlikleri ne demek diye bakalım. 21.yüzyıl yetkinlikleri, kendi tanımlamamla, meslek alanı ve diploması her ne olursa olsun, bugünün dünyasında, iş hayatında başarılı olmak için sahip olunması ve uygulanagelmesi gerekilen çeşitli becerilerdir. Bu beceriler, dijital okuryazarlık, eleştirel düşünce, karmaşık problem çözme, uyum ve yılmazlık gibi becerilerdir diyebiliriz. Kamu kurumları, eğitim örgütleri, çeşitli uluslararası organizasyonlar tarafından çeşitli sebep ve amaçlarla seçilerek vurgulanan becerilerin sayısı yaklaşık olarak 20-25 arasındadır. Kişiler kariyerlerini planlarken sektörlerine göre hangi becerilere sahip olmaları gerektiğini bulmalı ve bu becerilerdeki eksiklerini gidermelidir.
Yetkinlikler en sade haliyle, iyi bir hukukçunun iyi bir avukat, iyi bir tıpçının iyi bir hekim olmasının arkasında yatan en önemli unsurdur. Örneğin hukuk bilgisi ve pratiği üst düzeyde olan bir mezun, sabır, eleştirel düşünme, ikna kabiliyeti, insan ilişkileri gibi bazı becerilere sahip değilse arzu ettiği kadar iyi bir avukat olamayabilir. Arzu ettiği kadar iyi bir avukat olamamasının ardında yatan hukuk bilgisi değil o bilgiyi hayata geçirmesi için sahip olması gereken yetkinliklerdir. Her meslekte bu örnekteki gibi beklenen yetkinlikleri olabilir ama bir de çağımız iş profesyonellerinde sık görülmesinin yararlı olacağı yetkinlikler vardır ki bu iki yetkinlik seti muhtemelen %70 oranında örtüşür. 21. Yüzyıl yetkinlikleri işte bu genel geçer yetkinlikler havuzudur.
Bu kavramın gündemimizde fazlaca yer işgal etmesinin getireceği bir yıpranma olmuş olacak, son günlerde bu yetkinlikleri doğuran esas sebepler unutulup bir tek tip profil yaratma eğilimine dönüşmüş gibi bir hava var. Yani “aktif öğrenme” bir 21.yüzyıl yetkinliği ise herkes aktif öğrenme becerisini elde etmeli gibi bir yanılgı mevcut. Oysa bir ekip kurulurken farklı yetkinlik ve beceriler bir araya gelirse oradan ancak özgün bir çalışma çıkabilir.
Birisi, girişimcinin sahip olması beklenecek en önemli yetkinliklerden biri olan “risk iştahı”na sahip değilse o zaman bunun tek çaresi o kişiye o yetkinliği öğretmek değildir. Bu kişi, seçeceği ortağını risk iştahı olan birisi seçebilir. Çok inovatif ve yenilikçi olmayan bir ekip arkadaşı varsa İK’lar bunu tümden elemek yerine örneğin, ekibinin standardı sağlayan, regüle eden ve ayağı yere basan kişisi olarak konumlandırabilir vb.
Varmak istediğim sonuç şu ki, yetkinlikler önemli ve iş başarısını getiren belki de en önemli kavramlardan biri. Ancak bu 21.yüzyıl yetkinlikleri konusunu çalışanları, birbirine yakın bir forma sokacak kadar da önemli değil. Konunun ele alınış biçimi bilgiyi yordayan, açığa çıkaran, bilgi eksiğini gideren, işi alıp başka yerlere taşıyabilmek için kişinin kendini güncellemesi ve geliştirmesi olmalı. Bunun yerine çeşitli kişilik envanterleri ve mülakat teknikleri ile sadece belli başlı yetkinlikleri süzmek ve tüm süreci buna indirgemek maalesef lümpen bir yaklaşım. Fakat emin olmayan ellerde bu kavram biraz buna dönüşmeye başladı gibi…