Türkiye anksiyete ve depresyonda Avrupa birincisi oldu

Tıp dergisi The Lancet’in 9 Ekim’de yayımladığı bir araştırmaya göre pandeminin en sert etkisinin yaşandığı 2020 yılında küresel çapta depresyon rahatsızlığı yüzde 28, anksiyete (kaygı) bozukluğu ise yüzde 26 oranında arttı.

Anksiyete: Çağın vebası

Lancet’te yayımlanan araştırmaya göre Türkiye anksiyete ve depresyonda Avrupa birincisi oldu.

Araştırmaya göre kadınlar erkeklere göre daha fazla depresyon ve anksiyete problemi yaşadı.


Covid-19 kaynaklı depresyon ve anksiyete vakalarının artışında Avrupa’da ilk sırada yer alan ülke ise Türkiye. Türkiye, Arjantin, Güney Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerde bu oran depresif bozukluklarda yüzde 38,7, anksiyete bozukluklarında ise yüzde 28’in üzerinde artış gösterdi.

Milliyet gazetesinden Can Şişman ve Senim Tanay Karakuş’un haberine göre, pandemiyle birlikte derinleşen sosyo-ekonomik güçlüklerin de Türkiye’deki psikiyatrik tablonun kötüleşmesinde rol oynadığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Semra Baripoğlu ise, “Geçim kaynağının kesilmesinin, depresyon ve kaygı bozuklukları hatta intihar girişimi için tetikleyici rol oynadığı bilinen bir gerçek” ifadelerini kullandı.

Anksiyete nedir?

Anksiyete bozukluğu olan kişilerde, yoğun, sürekli devam eden bir endişe hali ve günlük hayatta rastlanılan durumlara karşı korku vardır. Panik atak krizleriyle de kendini gösterebilir. Bu duyulan aşırı endişe, kaygı, panik durumu günlük aktivitelerin süregelmesini sekteye uğratır.

Anksiyete bozukluğunun birkaç türü:

Genelleştirilmiş Anksiyete Bozukluğu: Ortada bir neden olmadan duyulan aşırı endişe ve gerginlik hissiyatı.

Panik Atak: Ani ve yoğun korku, beraberinde panik atakları meydana getirebilir. Bu esnada göğsünüzde ağrı hissedebilir, vücudunuzda ter boşalması yaşayabilir, kalp atışlarınızda hızlanma gözlemleyebilirsiniz. Bazen süreç boğulduğunuzu ya da kalp krizi geçirdiğinizi düşünmenize sebep olacak kadar ağır seyredebilir.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Bireysel ilişkilerinizde, başkalarının sizin yaptıklarınızı yargılaması, alay etmesine karşı endişe, stres duyma haline denir.

Belirli Fobiler: Yükseklik korkusu şeklinde kendini gösterebilir. Bu korkuya sahip olan kişiler uçağa binmek ya da yüksek katlı evlerde oturmaktan dolayı endişe duyabilir.


Agorafobi: Kalabalığın içinde, acil bir durum yaşandığında hareket kabiliyetiniz kısıtlı olduğu için korku, endişe duyabilirsiniz.

Ayrılık Kaygısı: Sevdiğiniz kişiler yanınızdan ayrıldığında çok endişe duyuyor ve her an gözünüzün önünde olsun istiyorsanız ayrılık kaygısı problemi yaşıyor olabilirsiniz.

Seçici Dilsizlik: Bazı çocuklar ailesiyle konuşarak iletişim kurabilirken, toplum içinde konuşamamaktadırlar. Bu sosyal kaygıya seçici dilsizlik denmektedir.

Depresyon nedir?

Depresyon, sürekli bir üzüntü ve ilgi kaybına neden olan bir duygu durum bozukluğudur. Depresyon aynı zamanda majör depresif bozukluk veya klinik depresyon olarak da adlandırılır.

Bu durumdan muzdarip bireylerin hissettikleri, düşünceleri ve davranışları etkilenir ve bunlardan dolayı çeşitli duygusal veya fiziksel sorunlar ortaya çıkabilir. Normal günlük aktiviteler yaparken sorun yaşanabilir ve bazen hayat yaşamaya değmez gibi gelebilir.

Depresyon sadece bir keyifsizlik veya anlık bir zayıflık değildir. Depresyon aynı zamanda bir anda çözülebilecek kadar basit bir sorun değildir. Depresyon tedavi edilebilir ve tedavi gerektiren tıbbi bir durumdur. Bu tedavi süreci bazı vakalarda uzun sürebilir.

Depresyonu olan bireylerin çoğu ilaç, psikoterapi veya ikisinin birleşimi ile devam eden bir tedavinin sonucunda iyileşebilirler.


Depresyon genellikle 20’li veya 30’lu yaşlarda başlar, ancak her yaşta ortaya çıkabilir. Erkeklere oranla çok daha fazla sayıda kadına depresyon teşhisi konulmaktadır. Bunun nedeninin ise kadınların daha yaygın olarak tıbbi yardım istemesi olduğu düşünülmektedir.

21. yüzyıl yetkinlikleri meselesi


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.