Türkiye gri listede: OECD’ye bağlı Mali Eylem Görev Gücü (FATF), Türkiye’yi kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele konusunda ‘gri liste’ye aldı.
Mali Eylem Görev Gücü (FATF), kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanını engellemede eksikleri olduğu için Türkiye’nin daha sıkı izlenmesini gerektiren gri listeye alındığını duyurdu.
Merkezi Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan ve OECD’ye (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) bağlı kurum, bu hafta düzenlenen Genel Kurul’da alınan kararları bugün bir basın toplantısıyla duyurdu.
Buna göre en son 2019’da yapılan değerlendirmede bu alanlarda bazı eksiklerinin olduğu vurgulanan Türkiye, yakından takip edileceği anlamına gelen gri listeye girdi.
FATF Başkanı Marcus Pleyer, basın toplantısında Türkiye’de mali sektörün, emlakçı ya da değerli maden ticareti yapan kişiler gibi farklı aktörlerin daha sıkı denetlenmesi gerektiğini vurguladı.
Gri listede yer alan 22 diğer ülke arasında Arnavutluk, Fas, Suriye, Güney Sudan ve Yemen yer alıyor.
Bu kararla beraber Türkiye, kurumun Uluslararası İşbirliği İnceleme Grubu tarafından izlemeye tabi tutulacak.
Türkiye dışında bu toplantı sonunda Ürdün ve Mali de gri listeye alındı.
Botsvana ve Mauritius ise gri listeden çıktı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen temmuz ayında yayımladığı genelgede FATF tavsiyelerinin dikkate alınarak, “Türkiye’de Suç Gelirlerinin Aklanması ve Terörizmin Finansmanı ile Mücadelede ve Müsadere Uygulamalarında Etkinliğin Artırılması Strateji Belgesi (2021-2025)”nin hazırlandığını duyurmuştu.
Yabancı yatırımda azalma gözleniyor
İngiltere merkezli Financial Times gazetesi, bu hafta içinde yayımladığı ve iki Batılı kaynağa dayandırdığı haberinde Türkiye’nin gri listeye alınmasının beklendiğini kaleme almıştı.
Haberde halihazırda yabancı yatırımcı çekmekte zorlanan Türkiye’nin bu kararla daha zora girebileceği belirtilmişti.
IMF’in yaptığı bir araştırmaya göre gri listeye alınan ülkeler, yabancı yatırım çekmekte zorluk yaşıyor.
Araştırmanın yazarlarına göre gri liste, sıcak para olarak tabir edilen bir ülkeye giren portföy akışının azalmasına neden oluyor.
Araştırmaya göre bu azalma bir ülkenin GSYH’sının yüzde 3’ü oranında gerçekleşiyor, benzer bir azalma doğrudan yabancı yatırım oranında da gerçekleşiyor.
“Varlıkların dondurulmasında iyileştirme yapılmalı”
Kurum, 2019 yılında Türkiye’ye dair yaptığı değerlendirmede “terörizmle ve kitle imha silahlarının yaygınlaşmasıyla ilişkili varlıkların dondurulması” tarafında iyileşmelerin yapılması gerektiğini vurgulamıştı.
Türkiye’nin son yıllarda kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla ilgili kanunlarını ve düzenlemelerini güçlendirdiği aktarılmış; ancak kara para aklama soruşturmalarının sayısının çoğaltılması gerektiğini belirtmişti.
2019 yılındaki raporda bu alanda çok az sayıda hüküm verildiği ifade edildi.
Terörizmin finansmanı açısından ise Türkiye’deki yetkililerin sadece terör zanlılarının elindeki varlıkların tespit edilmesinde rol oynadığı aktarılmış, ancak bu varlıkların toplanması, mali hareketin önüne geçilmesi, fonların kullanılmasının engellenmesi açısından da önlem alınması gerektiği vurgulanmıştı.
2019’daki değerlendirmede Türk yetkililerin yabancı mevkidaşlarıyla işbirliği ve bilgi paylaşımında verimli olduğu ifade edildi.
Türkiye’deki bankaların ise suçlara ilişkin mali işlemlere dair iyi bir anlayışının olduğu, ancak terörizmin finansmanıyla ilgili bu kadar gelişmiş bir kavrayışının olmadığı belirtilmişti.
Finansal sistem dışında kalan emlakçı ya da değerli maden ticareti yapan kişiler gibi farklı aktörlerin ise maruz kaldıkları risk açısından yeterli bilgisinin olmadığı kaleme alınmıştı.
Finans sektörünün ve diğer sektörlerin denetiminin gelişmiş olduğu, ancak kurallara uyulmaması takdirinde uygulanan yaptırımların etkili olmadığının altı çizilmişti.
FATF nedir?
Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı MASAK’ın (Mali Suçları Araştırma Kurulu) internet sitesinde yer alan bilgilere göre FATF, 1989 yılında G-7 ülkeleri (ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Kanada) tarafından kara para aklamanın uluslararası alanda önlenmesi amacıyla OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) bünyesinde kuruldu.
11 Eylül 2001 tarihinden sonra vizyonuna terörün finansmanı ile mücadeleyi de dahil eden FATF’nin halen 32 ülke ve 2 bölgesel kuruluş olmak üzere toplam 34 üyesi bulunuyor.
Türkiye, 24 Eylül 1991 tarihinde FATF’e üye oldu.
FATF’in üyeleri şöyle:
ABD, Almanya, Arjantin, Avustralya, Avusturya, Belçika, Brezilya, Çin, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Güney Afrika, Hollanda, Hong-Kong, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Japonya, Kanada, Lüksemburg, Meksika, Norveç, Portekiz, Rusya Federasyonu, Singapur, Türkiye, Yeni Zelanda, Yunanistan, Avrupa Komisyonu, Körfez İşbirliği Konseyi.
FATF faaliyetlerini, Genel Kurul toplantıları ve çeşitli konularda çalışmak üzere oluşturulan çalışma gruplarının gerçekleştirdiği toplantılar yoluyla yürütüyor.
FATF, her yıl üç Genel Kurul toplantısı gerçekleştiriyor.
Bu toplantılar her yıl genellikle Ekim, Şubat ve Haziran aylarında yapılıyor.
FATF, üye ülkeleri kara para aklama ve terörün finansmanının önlenmesi konusunda gösterdiği gelişmeler bakımından periyodik olarak denetlemekte ve değerlendirmekte.
FATF, ülke raporunda tespit edilen eksiklikleri iki yılda bir yapılan güncelleştirme (Biennial Update) ve düzenli izleme (Regular Follow Up) ile takip ediyor.