Lokantacılar isyanda: Artık dayanacak gücümüz kalmadı!

Türkiye Lokantacılar Federasyonu Denetim Kurulu üyesi ve Eskişehir Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen, “Maliyetlerimiz satış fiyatlarımızın çok üstünde, adeta çırpınır hale geldik” dedi.

Lokantacılar

Türkiye’de hissedilen enflasyon ve ekonomik kriz giderek etkisini göstermeye başladı. Fiyatların artması halkın dışında esnafı da çok zor duruma sokuyor. Her gün gelen zamlar karşısında Eskişehir Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen isyan etti.

Dayanacak gücümüz kalmadı!

Bilen, gıda ve emtia fiyatlarına artık yetişemediklerini belirterek, bu ekonomik dalgalanmada ayrıca fırsatçılık yapanları da kınadıklarını söyledi.


Bilen, “Geçen ay tonu 500 TL olan odun fiyatı bugün 1.250 TL, unun çuvalı 250 TL, susam 35 TL, yağ, salça, gıda ve bakliyat ürünlerini zaten artık takip edemiyor duruma geldik. Esnaf olarak tükeniyoruz, dayanacak gücümüz kalmadı. Esnaf arkadaşlarımız dükkanlarını ya devir ediyorlar, ya da tamamen kepenk indiriyorlar. Yüksek enflasyon karşısında adeta yok oluyoruz” dedi.

Esnaf can suyu ile ayağa kaldırılmalı

Türkiye genelinde 2020 yılında 99 bin 588 esnafın kepenk kapattığını, 2021 yılı net verilerinin de bu tabloyu aratmayacak seviyede olduğunu sözlerine ekleyen Bilen şöyle konuştu:

* Esnafımıza acilen yükselen ve durmak bilmeyen enflasyon karşısında destek verilmesi zorunlu gereksinim haline gelmiştir.

* Esnafımız can suyu ile ayağa kaldırılmalı.

* Piyasadaki toptan tedarik zincirleri sıkı denetlenmeli.

* Sıfır faizli 6 ay geri ödemesiz ve uzun vadeli kredi sağlanmalı.


* Esnaf can suyu kredisi ile ekonomiye yeniden kazandırılmalı.

* Ekonominin barometresi olan esnafımızın yok olması ekonominin de yok olması demektir. Esnaf yok olursa işsizlik tırmanır ve sosyal yapı bozulur. Bu yüzden esnaf ve sanatkârlarımız mutlaka desteklenmeli ve ekonomiye yeniden kazandırılmalı.

Eve ekmek götüremez duruma geldik

Lokantacılar Odası üyesi olan ve tostçuluk yapan Murat Aldemir, gelen zamlar karşısında ne yapacağını bilemediğini söyledi.

Salgın döneminde zaten kötü günler geçirdiklerini ifade eden Aldemir, “İşletmelerimiz 15 aya yakın bir kapanma süreci geçirdi. İşletmeler açıldı. Bu arada borçlarımız da birikti. Tam belimizi doğrultacağız diye düşünürken gelen zamlar işlerimizi yeniden çıkmaza soktu. İlk başta kiralar fahiş şekilde arttı. Ardından akaryakıta gelen zamlar, dolar ve euronun yükselmesiyle iğneden ipliğe zam geldi. Bir aldığımız ürünü bir dahaki sefere mutlaka zamlı alıyoruz. Zamları ürünlerimize yansıtınca da müşteri kaçıyor. Ne yapacağımızı şaşırdık. Evimize ekmek götüremez duruma geldik. Küçük esnafı koruyacak düzenlemelerin acilen getirilmesi gerekiyor” dedi.

Birini kapatmak zorunda kaldım

Zor günler geçirdiklerini belirten lokantacı esnafı Nurgül Aydoğdu, önünü göremediğini söyledi. Salgın sonrası gelen zamların işlerini bitirme noktasına getirdiğini belirten Aydoğdu, “Kira ve vergileri ödeyemiyoruz. Önümüz kış. Doğalgaz ve elektrik faturaları da yüklü gelecek. Salgın döneminde dükkanlarımdan birisini kapatmak zorunda kaldım. Gelen zamlar nedeniyle dükkanıma erzak almakta zorlanıyorum. Eskisi gibi iş de olmuyor. Ne yapacağımı şaşırdım kaldım” ifadelerini kullandı.

Para değil, kepenk kapatmama derdindeyiz

Lokantacı Ali Şen de gelen zamlar nedeniyle azalan müşteri sayısı nedeniyle 2 kişiyi işten çıkartmak durumunda kaldığını söyledi.


Şen, “Dükkanımız kira. Kiralar aldı başını gitti. Üstüne akaryakıta gelen zamlar. Doğalgaz, elektrik, kira, vergi derken elde bir şey kalmıyor. Bunlara ilaveten gıda maliyetlerimizde de çok büyük bir artış oldu. Bütün maliyetlerimiz artmasına rağmen biz bunu fiyatlarımıza yansıtmamaya çalışıyoruz. Ama o da bir yere kadar. Şu anda para kazanma derdinde değil, dükkanımızın kepengini kapatmama derdindeyiz” dedi. (Sözcü)

Bankacılık sektöründe çalışan ve şube sayısındaki azalış dikkat çekiyor!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.