COVID-19 mutasyonları bitmiyor. Biteceğe de benzemiyor. Şimdi gelin, varyantların isimlendirmesi sırasında neler yaşandı, bir bakalım.
Pandemi (Küresalgın)
Pandemi, Çin’de bulunan Wuhan bölgesindeki bir virüsten yayılıp dünyayı etkiledi. Küresalgın hâlen de etkisini münferit ülkelerde farklı şiddetlerde sürdürüyor. Bir kış mevsimine daha belirsizlikler içinde giriyoruz. Almanya özelinde korkulan 4. dalga başladı bile. Bavyera bölgesindeki kimi hastanelerden kapasite aşımı sebebiyle diğer eyaletlere nakiller söz konusu.
Virüsün isimlendirmesi
Salgının başlarında, virüs ilk rastlandığı veya teşhis edildiği ülke ile anılıyordu. Yani ilk virüs Çin virüsü idi ancak pek çok kişi bu isimlendirmeye ihtiyaç duymuyordu. Diğer yandan, yeni varyantlar ortaya çıkmaya başlayınca ülke isimleri de anılmaya başlandı. Örneğin İngiltere, Güney Afrika, Brezilya varyantı gibi ifadeler yaygınlaştı.
Pandemi tüm hızıyla devam ederken, o zamanki ABD Cumhurbaşkanı Donald Trump sıklıkla Çinli virüsten (Chinese virus) söz etmeye başladı. İnsanları kutuplaştırabileceği ve ayrıştırabileceği gerekçesiyle çok eleştirildi bu ifade. Dünya Sağlık Örgütü, ülkelerin veya belirli kişilerin virüs tesmiyesinden zarar görmemeleri adına bir karar aldı. Bundan sonra, her türlü varyant, Yunan alfabesinin – ki alfabe kelimesi aynı elifbanın ilk iki harfi olan alfa ve betadan türer – harfleri ile isimlendirilecekti.
Mu ve sonrası
Eylül ayında tespit edilen virüse sıradaki harf olan ‘mu’ harfi verildi. Bir sonraki varyant ile karşılaşıldığında çok ilginç bir gelişme yaşandı. Bir sonraki Yunan harfi ‘Nu’ idi. Ancak İngilizce yeni anlamına gelen ‘new’ kelimesi ile karıştırılabileceği gerekçesiyle atlandı.
Daha da ilginci, bir sonraki ‘Xi’ harfine gelindiğinde yaşandı. ‘Xi’ isminin sıklıkla görülen bir soyadı olması sebebiyle bu harf de atlandı. Ancak bu noktada, bir konuyu da dile getirmekte fayda var. Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın adı Xi Jinping (okunuşu Şi Cinping). Her ne kadar Yunan alfabesindeki ‘Xi’ harfi, ‘Kzi’ olarak telaffuz ediliyor olsa da, haber kanalları bu ayrımı göstermeyecekler ve eğer Xi virüs için kullanılsa idi, birçok insanın aklına Çinli devlet adamı gelecekti.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verdiği kararda, Çin faktörünün etkisini kestiremesem de, ima etmeye çalıştığım nüfuzun söz konusu olabileceğini veyahut DSÖ’nün bir çekince ile bu kararı vermiş olabileceğini düşünüyorum.
Son söz: Gâlibin adı, virüse bile konmaz.