Kira fiyatları yüzde 65 arttı, kiracıların yüzde 40’ı ödemede zorlandı!

İstanbul’da kira fiyatları yüzde 65 arttı, kiracıların yüzde 40’ı ödemede zorlandı. Pandemi döneminde İPA tarafından konut problemine ilişkin yapılan çalışmanın saha araştırmasına da değinen İPA Başkanı Emrah Şahan, son bir yılda ortalama kiralar yüzde 65 oranında arttığını, kiracıların yüzde 40’ının kira ödemekte zorlandığını ifade etti.

Kira fiyatları

İstanbul Konut Zirvesi, 3-7 Aralık 2021 tarihleri arasında İstanbul Planlama Ajansı (İPA) ile İBB İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı iş birliğiyle düzenlendi. Zirveden öne çıkan bulgulara göre kira fiyatları yüzde 65 arttı, kiracıların yüzde 40’ı ödemede zorlandı!

“Konut sorununa etkili çözüm yollarının oluşturulması hedefleniyor”

İPA Başkanı Emrah Şahan, zirvenin açılış konuşmasında, “Koronavirüs salgınının getirdiği güvencesiz koşullar ve ekonomik krizle birlikte konut politikalarının yetersizliği daha belirgin hale geldi. Küresel ve yerel ölçekte konut sorununun boyutlarının anlaşılması, konut meselesinin barınma hakkı çerçevesinde değerlendirilmesi, konut politikalarına ilişkin kapsayıcı stratejilerin belirlenmesi ve kalıcı çözümlerin üretilmesi önemli gereklilikler olarak karşımıza çıkıyor” dedi.


“Kira fiyatları yüzde 65 arttı, kiracıların yüzde 40’ı ödemede zorlandı!”

Pandemi döneminde İPA tarafından konut problemine ilişkin yapılan çalışmanın saha araştırmasına da değinen Emrah Şahan, son bir yılda ortalama kiralar yüzde 65 oranında arttığını, kiracıların yüzde 40’ının kira ödemekte zorlandığını ifade etti.

Şahan, “İstanbul’a ilişkin veriler incelendiğinde kent içindeki nüfus hareketliliğinin boyutlarını da görüyoruz. İlçeler ve kentler arası nüfus hareketliliği yaklaşık 600 bin kişi. Söz konusu yoğun hareketlilik kent mekânına dair pek çok sorunu beraberinde getiriyor. Nüfusun belli yerlerde yoğunlaşması, ulaşımda da yoğunluklara sebep oluyor. İstanbul’un trafik, ulaşım, konut gibi pek çok sorunu birbiri ile ilişkilidir ve bu sorunlar kentin makro bir gelecek yol haritasının olmamasından kaynaklanmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Üretilen konutlar üst gelir grubuna yönelik”

Konut sorununun kadim bir mesele olduğuna dikkat çekerek konuşmasına başlayan İBB İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Gürkan Akgün, konunun sadece bugünün meselesi değil, birlikte yol haritası çizilmesi gereken kapsamlı bir konu olduğunu ifade etti.

İstanbul’da yoğun bir şekilde boş konut stokunun yani kullanılmayan konutun olduğuna dikkat çeken Gürkan Akgün konut üretimi olsa da bu konutların “kim için konut üretimi” yapıldığına bakılması gerektiğine dikkat çekti. Akgün şöyle devam etti:

“O zaman şu sorular karşımıza çıkıyor, bir konut üretimi var, gayrimenkul üretimi var ancak kim için konut üretiliyor? Gerçek ihtiyaç sahipleri için bir temel insan hakkı olarak barınma sorununu çözebiliyor mu, çözemiyor mu? Gördüğümüz noktada meseleye sadece bir gayrimenkul üzerinden bakıldığında dünyada ve Türkiye’de konut meselesinin finansallaşması olarak bakılmasıyla konutun gerçek ihtiyaç sahibine ulaşmadığını görüyoruz. Bu aynı zamanda bir şehircilik krizine yol açtığını görüyoruz. Ayrıca üretim açısından incelersek konutun özel sektör tarafından üretilmekte olduğu, kooperatifçiliğin artık bittiği (yüzde 1), kamunun ise yüzde 4-5 oranında konut üretimine dahil olduğu, İstanbul’a baktığımızda özellikle kamunun en çok konut yatırımı yapan TOKİ’nin, 135 projesinden sadece ikisinin alt gelir grubuna yönelik olduğu, 25’inin ise kentsel dönüşüm projelerine yönelik olduğu diğerlerinin ise gelir paylaşımı projesi olduğu aktarılmıştır. Bu konunun şehircilik anlamında konut ve barınma sorunlarında kamunun rolü açısından değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.”


“Yeterli, güvenli, sağlıklı konut bir insan hakkı”

UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton ise konut zirvesinin problemleri tespit etme ve uygulama geliştirme açısından çok önemli olduğu belirtilerek, yeterli konutun bir insan hakkı olduğunun altı çizdi. Kar için konut üretilmesi ve sonrasında boş kalmasının şaşkınlık yaratan bir şey olduğunu söyleyen Louisa Vinton sözlerine şöyle devam etti:

“Yeterli, güvenli ve sağlıklı konut uluslararası bir mücadele. Özellikle insan hakları sözleşmeleri bu savunuculuğu ortaya koymaları açısından önemli belgelerdir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne konut bir insan hakkı olarak belirtilmiştir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nden sonra bin 200 kadar belge daha üretilerek uluslararası bir şekilde konutun bir insan hakkı olduğu kabul edilmiştir. 1948’de ilk taahhütte bakıldığı zaman, bu hakkın sadece belirli bir insan için değil herkes için geçerli olduğu belirtilmiştir.”

İstanbul Konut Zirvesi

5 gün süren İstanbul Konut Zirvesi’nde masaya yatırılan konu başlıkları ise şunlar oldu:

“Zirvenin ilk iki gününde gerçekleşecek olan çevrim içi oturumlarda konut konusu ilgili aktörlerle birlikte farklı başlıklarda çok yönlü tartışıldı. Tartışmaların, konut sorununa etkili çözüm yollarının oluşturulması ve kapsayıcı ve bütüncül bir konut politikası ortaya konulması için yol gösterici olması amaçlandı. Programın 5-6 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek üçüncü ve dördüncü gününde ilk iki günde yürütülen tartışmalar ışığında, konut sorunuyla gündelik hayatında karşı karşıya kalan gruplar ile bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren, dört alt oturumdan oluşan bir atölye çalışması gerçekleştirildi.

Atölye; güvenli ve sağlıklı konuta erişim, konut kullanımında zorluklar, bu sorunlarla nasıl mücadele ettikleri üzerinden sorun tespitine yönelik Kadınların Barınma Hakkı, Gençlerin Barınma Hakkı, Misafir Addedilenlerin Barınma Hakkı ve Barınma Hakkı için Mücadele Stratejileri Geliştirmek: Kentsel Dönüşüm Mağdurları olmak üzere dört başlık üzerinden yürütüldü. Davet usulüyle gerçekleşen atölyede İstanbul’da konut sorunu yaşayanların ve bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşlarının ortak bir söylem-belge üretilmesi hedeflendi.”


Zirvenin son gününde ise İstanbul Planlama Ajansı’nın yürüttüğü İstanbul Vizyon 2050 çalışması kapsamında ‘İstanbul’da Konutun Geleceği: Strateji ve Politikalar Çalıştayı’ gerçekleştirildi. Çalıştayda, bütüncül ve kapsayıcı bir konut politikasının hayata geçmesini sağlayacak stratejilerin ortaya konulması amaçlandı. (Kaynak: Haber Global)

Hukukçulardan kira artış oranı uyarısı!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.