Pazarda dolarla satış dönemi başladı!

Sebze ve meyve fiyatlarında yaşanan artışlar nedeniyle Siirt’te pazar esnafı meyveyi Amerikan dolarıyla satmaya başladı. Fiyatlar çok pahalı olduğu için öğlene kadar siftah yapamayan çok sayıda pazarcı da bulunuyor.

Pazarda dolarla satış

Pazarda dolarla satış dönemi başladı! Pazarcı Bedri Oturan, “Geçen buraya bir kasa nar bıraktım hepsi darbeli. Bildiğin çürüktür. Adam yani düşün utanıyor ben eve götüreceğim demeye. ‘Ben hayvanlarıma götüreceğim’ diyor. Ki biliyorum tanıyorum adamı evine götürecek, imkanı yok. Çürük malın bile müşterisi var” dedi.

Meyveyi dolar ve euro ile satan semt pazarı esnaflarından Ferhat Gündüz, ”Fiyatlar her şey pahalı olmuş. Çilek 35 lira olmuş. Hurma 15 lira, kivi 22 lira. Alınamayacak hale gelmişler. Millet artık pazara parayla gelmesin dolarla gelsin kısacası. Pahalı olduğu için öyle yazıyoruz. Türk parasıyla çeviremiyoruz” dedi.


“Türk parasının kıymeti kalmadı”

Türk lirasının giderek değer kaybettiğinin belirten semt pazarı esnafı Emin Gültekin şunları söyledi:

“Geçen sene patates 1 liraydı, bu sene 6 lira. Her şey pahalı, kimse pazara gelmiyor artık. Geçimimizi nasıl sağlayacağız. Hiç kimse almıyor hepsi boş kalıyor kimse almıyor. Çilek zaten toptan 35 lira. Maliyetidir, şudur budur adam bakıyor çilek 35 lira toptan buraya getiriyor 40 lira oluyor. Kimse alamıyor 40 liraya. Geçen sene çilek 10 liraydı, bu sene 40 lira. Zaten bizim Türk parasının bir kıymeti kalmadı. Artık millet geldiği zaman dolarla, euroyla pazara girecek.”

Çiftçinin mazot parasını çıkaramadığını anlatan semt pazarı esnafı Bedri Oturan da şunları söyledi:

“Komisyoncularla konuşuyoruz. Bazen bahçe sahiplerini arıyoruz. Adamın söylediği bu çoğu zaman ‘bizim mazot paramız çıkmıyor’. Çiftçi söylüyor bunu. Çiftçi batsa bile suç onun değil. Şimdi bazı çiftçiler var, kendi arkadaşlarım da var tavuk üreticisi adam şu an bütün tavukları sattı. 5-6 bin de borçlu kaldım diyor. Çünkü masrafı çıkmıyor. Onun için zordur. Zaten kendin de görüyorsun meyvenin biraz düşük fiyatlı olanı var o da güzel değil. Millete verdiğin zaman ‘yenilmiyor, güzel değil’ diyor. Diğerini alamaya çalışsan bu sefer de milletin alım gücü yok.”


“Bazı arkadaşların siftahı bile yok”

”Onun için bak saat 12.00-13.00 oldu, birçok arkadaşımızın daha siftahı bile yok. Çünkü millette alım gücü yok. Gelip bakıyor fiyatı söylediğin zaman çekip gidiyor. Biz bazen kendimiz ürünler getiriyoruz satıyoruz satmasına ama nasıl satıyoruz. Getirdiğim fiyatın aynısına satıyoruz, kafa kafaya çıkıyor parasını veriyoruz. Sıfıra sıfır bir şey kalmıyor. Mesela bu ürün diğerine göre düşük. Hem alışı düşüktür hem kalitesi düşüktür. Ama bu sefer de mesela tepki geliyor, bizim yapabilecek bir şeyimiz yok. Bu fiyata o ürün var başka bir şey yok.”

“Adam utanıyor ben eve götüreceğim demeye”

Bir kasada darbeli ve çürük ürünleri tuttuğunu belirten Oturan konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bir adam geldi. ‘Abi kaç paraya?’ dedi. Zarar fiyat söyledik. ‘2 liraya kendine götür’ dedim. Adama sanki beleş veriyorum gibi sevindi. Geçen buraya bir kasa nar bıraktım hepsi darbeli. Bildiğin çürüktür. Adam yani düşün utanıyor ben eve götüreceğim demeye. ‘Ben hayvanlarıma götüreceğim’ diyor. Ki biliyorum tanıyorum adamı evine götürecek, imkanı yok. Çürük malın bile müşterisi var. Bezen insanlar akşama doğru geliyor, çürükler olsun diye. İnsanın kendi evine çekindiği ne varsa gelip imkanı olmadığı için alıyor. Diyor ne yapalım, çürük kısmını atacağım diğerini yiyeceğiz. Çünkü imkanımız yok diyor.”

“Müşteriye 2. poşeti vermeye çekiniyoruz”

”Çilek, kilosunu 25-30 liraya alırsan ya getireceksin getirmediğin zaman müşteri istediğinde o da olmuyor. Bazen sırf müşteri istiyor getiriyoruz çileği ama bunun yarısını biz çöpe atıyoruz. Bize zarar olarak geri geliyor. Türkiye’de TL’nin değeri yok. Birçoğuna poşet veriyoruz, bu poşet bile artık dolar üzeri geliyor. Mesela bundan bir ay önce 7-8 liraya aldığım poşeti şimdi 20 liraya alıyoruz. İnancın olsun müşteri birçok kere 2. poşeti ver diyor veremiyoruz. Çünkü içinden 100 tane poşet çıksa sattığın zaman o sana 500 liraya mal oluyor. 2. poşeti verdiğin zaman zaten oradan kar ettiğini poşete yatırıyorsun. Öyle gidiyor.”

“Emekliyim, hiçbir şekilde bu maaşla geçinemiyorum”


Semt pazarına alışveriş yapmaya gelen Siirtli vatandaşlardan Aydın Arıtürk, ”Millet pazara gidip geliyor boş. Bir şey alamıyor. Fiyatlar çok pahalı. Dolar var mı ki alalım. Vatandaş bir şey alamıyor. Emekliyim maaş alıyorum. Hiçbir şekilde bu maaşla geçinemiyorum. Alıyorum 2000 küsur iki tane çocuk okulda okuyor. Evi geçindir çocuklara bak olmuyor. Geçim yok, zor.”

Hülya Avşar: Gerekirse simit yiyeceğiz ama bugünleri atlatacağız


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.