Hekimler isyanda: MHRS randevuları tıkanmış durumda!

Son dönemde sağlık çalışanlarının, en çok da hekimlerin iş bırakma şeklindeki eylemleri giderek artıyor. Sağlık emekçileri artık sürdürülemez olan sağlık sistemine karşı isyan ediyor. Sağlık çalışanları akın akın yurt dışına gitmeye çalışıyorlar. MHRS randevu sistemi tıkanmış durumda. Vatandaşlar bölümlerin sürekli dolu olduğundan şikayetçi. Sağlıkta şiddet olayları giderek artıyor.

Hekimler mhrs

Sağlıkçılar aldıkları ücretle geçinemiyor, 5 dakikada bir hasta bakarak yoğun iş yükü altında çalışıyor, şiddete uğruyor, tükeniyorlar. Sağlık emek ve meslek örgütleri pandemiyle birlikte artan şekilde sağlık emekçilerinin taleplerini, tepkilerini alanlara taşıdı, sağlık eylemleri yaygınlaştı.

Düşük ücretler, uzun çalışma saatleri (uzun derken gerçekten uzun, 48 saat içinde 36 saatlik nöbet gibi), giderek artan ve çığrından çıkan şiddet. Gerçekten de sorunlar yeni değil, çoğu yılların birikiminin bir sonucu ama pandemi başından beri olan bitenler sabırları taşırmış durumda.


MHRS tıkanmış durumda!

Hastanelerde yaşanan yoğunluk veya sistemsel hatalar sebebiyle 182 MHRS üzerinden randevu almak artık oldukça zorlaştı. İstedikleri bölümlerden randevu alamayan hastalar, hastanelerden nasıl randevu alacağını kara kara düşünmeye başladı.

Neden randevu alınamıyor?

Kısa süredir pek çok vatandaş MHRS üzerinden randevu alamadığı için dert yanarken hastaneden yüz yüze randevu almak da artık çok zor.  İlgili bölümün sekreterliğinden sabahın erken saatlerinde gidilirse eğer randevu oluşturabiliyor. Birçok kamu sağlık kuruluşu bunu da yapmıyor. Eğer MHRS üzerinden randevu bulunmuyorsa ALO 182 hattını arayarak operatör ile şansınızı denemek zorundasınız.

MHRS üzerinden randevu alamayan vatandaşlar bölümlerin sürekli dolu olduğundan şikayetçi olurken bu durumun kasıtlı yapıldığını düşünüyor.

mhrs randevu

Aylarca randevu talebinde bulunan vatandaşlar sürekli ‘talebinize uygun randevu bulunamamıştır’ yazısı ile karşılaşıyor. Hatta bu durum yoğun ilgi gören bölümler için değil, hemen hemen her bölüm için geçerli.

MHRS randevuları: 5 dakikada bir muayene olur mu?

CHP Kütahya Milletvekili, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi Dr. Ali Fazıl Kasap, “Türkiye genelinde Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) randevularının 5 dakikada bir olarak düzenlenmesi ve hekimlerimizin günlük 90’dan fazla hastayı muayene etmesi mümkün mü? 5 dakikada bir muayene olur mu? Kum saati eşliğinde temsili olarak test ettik, olmadı!” diyor.

“Sağlık çalışanları akın akın yurt dışına gitmeye çalışıyorlar”

Nevşin Mengü’nün Youtube yayınına konuk olan Dr. Kutlu Kağan, sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunları şöyle özetliyor:

• Bugün geldiğimiz noktada hastanelerde branş hekimleri bulunamaz noktaya geldi. Sağlık çalışanları akın akın yurt dışına gitmeye çalışıyorlar. Günde 40’larda istifa ve göç oluyor. Bu işin ucu artık doğrudan hem siyaset kurumuna hem de millete dokunmaya başladı.

• İktidar hekimlere kulaklarını kapatmış durumda. Birkaç ay önce verdikleri bir zam vardı. O da döner sermaye ve sabitin hazineye aktarılmasından ibaretti. Fakat şimdi onu da geri aldılar. Dolayısıyla hekimlerin maaşı şu anda ortalama bir asgari ücret ile memur maaşı arasında salınıyor. Bu durum tabi ki hekimlerde yurt dışına göçü ön plana çıkardı.

• Bir de çalışma şartlarımız sıkıntılı. 36 saatlik nöbetlerden bazı arkadaşlarımız kazalar geçirip hayatını kaybetmeye başladı. Bir takım hekim hataları oluşmaya başlıyor. Çünkü hiçbir insanın dayanabileceği bir yük değil.

Hekimler 14-15 Mart’ta iş bırakma eylemi yapacak

Türk Tabipleri Birliği (TTB), hekimlerin 14-15 Mart’ta ülke genelinde iş bırakma eylemi yapacağını açıkladı. TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Emeğimiz, haklarımız için, sürekli dile getirdiğimiz acil taleplerimiz için adım atılmazsa 14-15 Mart Pazartesi ve Salı günleri uzmanı, asistanı, akademisyeni, pratisyeni, aile hekimi, tıp öğrencisi, stajyeri, genci, yaşlısı, çalışanı, emeklisi bütün hekimler bütün Türkiye’de, bütün sağlık kurumlarında g(ö)revde olacağız” dedi.


”G(Ö)REVDE OLACAĞIZ”

Türk Tabipleri Birliği (TTB), hekimlerin 14-15 Mart’ta ülke genelinde iş bırakma eylemi yapacağını açıkladı.

TTB, daha önce başlattığı “Emek Bizim Söz Bizim” eylem programının devamını bugün düzenlediği basın toplantısıyla duyurdu.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Emeğimiz, haklarımız için, sürekli dile getirdiğimiz acil taleplerimiz için adım atılmazsa 14-15 Mart Pazartesi ve Salı günleri uzmanı, asistanı, akademisyeni, pratisyeni, aile hekimi, tıp öğrencisi, stajyeri, intörnü, genci, yaşlısı, çalışanı, emeklisi bütün hekimler bütün Türkiye’de, bütün sağlık kurumlarında g(ö)revde olacağız” diye konuştu.

Fincancı, “Pandemide her gün 300’e yakın insanımızın ölmesine, 100 bine yakınının hastalanmasına göz yumanlara, sağlıksızlık vadeden sağlık politikalarına karşı alternatifsiz olmadığımızı; yeni bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu anlatacağız” dedi.

Sağlık emekçilerine 3 günde 3 saldırı

Sağlıkta şiddet hız kesmeden sürüyor. Son 3 günde sağlık emekçilerine yönelik 3 saldırı yaşandı. Şırnak’ta bir hekim, savcı tarafından hakkında ‘adli takibat’ başlatmakla tehdit edilirken Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan Nöroloji Uzmanı Doktor Ebru Ergin, farklı bir ilaç yazmadığı gerekçesiyle hastası tarafından darp edildi. Darp edilen doktor, çalıştığı hastanede tedavi altına alındı. Ankara Karaköprü 1 Nolu ASM’de ise bir hasta hemşirelere hakaret edip aynı günün akşamında da doktorun telefonuna ulaşarak arayıp küfür ve hakaretler etti.

“Can korkusu var”

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, hasta hekim ilişkisinin karşılıklı güven duygusuna dayandığına vurgu yaparak bu saldırıların bu güven ilişkisini de zedelediğini söyledi. Hekimlerin, hemşirelerin ve tüm sağlık emekçilerinin artık güne can kokusuyla tedirgin olarak başladığını belirten Fincancı, “Her an saldırı olabilir korkusuyla dinlediğiniz bir hastayı iyi bir şekilde tedavi de edemezsiniz. Bu şiddetin böyle sonuçları da var. Ayrıca bu saldırılar nedeniyle mesleği bırakan, memleketi bırakıp gidenler de var” dedi.

Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç ise “Taleplerimizi görmezden, duymazdan gelenlere buradan yeniden sesleniyorum: Bu mücadele haklarımızı alana dek devam edecektir” diye konuştu.

TTB, eylem takvimi şöyle açıklandı:

  • 24 Şubat-20 Mart 2022: TTB Merkez Konseyi il gezilerinde olacak.
  • 26 Şubat 2022: TTB Genel Yönetim Kurulu toplanacak.
  • 1 Mart 2022: ‘TTB ve Tabip Odaları Hekimlerin Taleplerini Açıklıyor’ başlığıyla basın toplantısı düzenlenecek.
  • 11 Mart 2022: Pandeminin ikinci yıldönümünde ölen yurttaşlarımızı, meslektaşlarımızı unutmayacağız, unutturmayacağız. ‘Pandeminin Sorumluları’ kitlesel basın açıklamaları gerçekleştireceğiz. Merkez Konseyi olarak Sağlık Bakanlığı önünde olacağız.
  • 11 Mart 2022: Aynı gün akşam, uluslararası katılımlı bir çevrimiçi toplantıda ‘Pandemide Yaşananlar Önlenebilirdi’ başlığıyla önlenemeyenleri ve önlenmesi için yapılması gerekenleri konuşacağız.
  • 13 Mart 2022: İstanbul’da Beyaz Buluşma ve Yürüyüş gerçekleştireceğiz.
  • 14-15 Mart 2022: Büyük ‘g(ö)rev’deyiz.
  • 15 Mart 2022: Siyasi parti gruplarını ziyaret edeceğiz.
  • 16 Mart 2022: Dr. Nevzat Eren Ulusal Halk Sağlığı Sempozyumu’nda ‘Başka Bir Sağlık Sistemi: Neden, Nasıl’ birlikte tartışacağız.
  • 19-20 Mart 2022: İllerde Büyük Beyaz Buluşmalar gerçekleştireceğiz.

“Sosyal devlet ilkesine uygun bir sağlık sistemine geçilmeli; yoksa ülkemize maliyeti çok çok yüksek olacak!”

Dr. Nuriye Ortaylı, YetkinReport’ta kaleme aldığı “Sağlık Çalışanlarının Eylemleri: Sektör Dibe Doğru” başlıklı yazısında sağlık sisteminde yaşanan sorunları özetliyor.

Dr. Ortaylı’nın yazısı yapılması gerekenleri şöyle açıklamış:

• Aslında yapılacaklar belli. Birincisi sağlık çalışanlarına devletin en yüksek katından sahip çıkılması. Açıkça, amasız, fakatsız, kamuoyu önünde. TTB’nin çoktan taslağını hazırladığı sağlıkta şiddet yasa taslağının hızla yasalaştırılması. Kamunun, özel hastanelerin önüne yem olarak bıraktığı, çoğu asgari ücretin altında, berbat koşullarda çalıştırılan, ya da başka sektörlere geçen binlerce sağlık çalışanının kamu hizmetine alınması. Sağlık çalışanlarının ücretlerinin, emeklilik haklarının yeniden düzenlenmesi.

• Uzun vadede de dünyanın en zengin ülkesi ABD’nin bile sürdüremediği, maliyet-verimlilik oranı çok yüksek özelleştirilmiş sağlık hizmetinden, malpraktis yasası denen garabetten vazgeçilip, sosyal devlet ilkesine uygun bir sağlık sistemine geçilmesi.


• Yoksa Tıp Fakültelerimiz, yüksek maliyetlerle, Türkiye’de hekim olmak yerine Norveç’te kasiyer olmayı tercih eden mezunlar üretmeye devam edecek. Bunun ülkemize maliyeti çok çok yüksek olacak.

Türkiye’de 107 bin doktor 130 bin imam var – İndigo Dergisi’ni Facebook, Twitter, Instagram ve Telegram hesaplarımızdan takip edebilirsiniz!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.