Bahçeli halktan ‘sabır’ istedi: Enflasyon artmış olabilir ama bunların hepsi geçici

Devlet Bahçeli: Bugünkü şartlarda enflasyon artmış olabilir, hayat pahalılığından şikâyet ve sızlanmalar da görülebilir ama bunların hepsi geçicidir. Daha huzurlu günlere ulaşmak için sabırla, metanetle tarihi yolculuğumuza devamdan başka seçeneğimiz yoktur.

bahçeli

Video aşağıda – MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan’ın ardından Bahçeli de ekonomideki buhranla ilgili vatandaşlardan “sabır” istedi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta Dolmabahçe Ofisi’nden canlı bağlantı ile katıldığı Malatya Çevre Yolu 1. Kısım Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, yoksulluk ve ekonomik kriz karşısında vatandaşlardan “sabır” istemişti.


Erdoğan, “Türkiye uluslarası alanda itibarını arttırmış, içeride hayat pahalılığı ile mücadelede daha hızlı adımlarla yürümeye başlayacaktır. Milletimizden sabırlı olmasını, bize güvenmesini istiyorum.” diye konuşmuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarına benzer bir açıklama da bugün Bahçeli’den geldi. Meclis’te partililere seslenen MHP lideri Bahçeli, “Bugünkü şartlarda enflasyon artmış olabilir, hayat pahalılığından şikâyet ve sızlanmalar da görülebilir ama bunların hepsi geçicidir. Daha huzurlu günlere ulaşmak için sabırla, metanetle tarihi yolculuğumuza devamdan başka seçeneğimiz yoktur.” dedi.

Akıllara MHP’li Kayseri Milletvekili Ersoy geldi

Öte yandan MHP Kayseri Milletvekili Mustafa Baki Ersoy, “Açıklanan rakamların üzerinde enflasyon oranları var. Zamlar bu milletin belini büküyor. Bunlar gerçek. Bunları görmemezlikten gelemeyiz. Bunları konuşmamız gerekiyor. Bunları yok sayamayız. Bir şey yok saydığınızda problem ortadan kalkmıyor ve bu tepkiyi getiriyor” demecinin ardından partisinden ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edilmişti.

MHP Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Öztürk konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Kayseri milletvekili olan Mustafa Baki Ersoy, tüzüğümüz uyarınca tedbirli olarak, parti üyeliğinden ‘kesin çıkarma cezası’ ile tecziyesi için Merkez Disiplin Kurulumuza sevk edilmiş olup, parti üyesi hakkında disiplin işlemleri başlatılmıştır” demişti.

Bahçeli anket şirketini hedef aldı: Hiç kimse yalan anketlerle bize ayar veremez!

Bahçeli’nin bugünkü grup toplantısında yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:

Dün haklıydık, bugün haklıyız, yarın da haklı çıkacağız, MHP barajlarla sınırlanamaz.

Kamuoyu nezdinde partimizin eridiğini, gerilediğini yazan, çizen, açıklayan kokuşmuş araştırma şirketleri, alayınıza soruyorum, siz anketleri yaparken CHP Genel Merkezi’nde mi dolaşıyorsunuz, Kandil’de mi geziyorsunuz?

Bir ara bizim denizimizde yaşayıp şimdilerde kendi yapay dereleriyle övünenlerin, merhum Türkeş beyi ağızlarına almaya ne hakları ne vefaları yetecektir.

2023 Haziran ayında sokağa çıkacak gücünüz dahi olmayacaktır. Bizi bilmek ve öğrenmek isteyenler aziz milletimizin iradesine bakarak görebilecektir.

Hiç kimse yalan anketlerle bize ayar veremez, gözümüzü korkutamaz. Biz kendimizden eminiz.

Durduğumuz yer, baktığımız yer doğrudur. Bayrak düşmesin, ezan dinmesin, vatan bölünmesin diyerek koyun koyuna yatan şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. MHP, bugün çok daha güçlü, çok daha tesirli, şuurludur, gelecek Allah’ın izniyle Cumhur İttifakı ile birlikte MHP’dedir.

“Enflasyon artmış olabilir ama hepsi geçici”

Bugünkü şartlarda enflasyon artmış olabilir, hayat pahalılığından şikâyet ve sızlanmalar da görülebilir ama bunların hepsi geçicidir. Daha huzurlu günlere ulaşmak için sabırla, metanetle tarihi yolculuğumuza devamdan başka seçeneğimiz yoktur.

Kovid-19’un yaraları henüz sarılmamıştır. Salgının neden olduğu tıkanmalar henüz açılmamıştır. Dünya çapında makroekonomik dengeleri istikrarlı hiçbir ülke, hiçbir devlet de yoktur. Beşeriyete musallat olan hastalık bütün beklentileri bozmuş, bütün dengeleri sarsmış, bütün hedefleri kesintiye uğratmıştır.

Çünkü insan ve toplum sağlığının müdafaası için her devlet imkanları nispetinde seferber olmuş, kaynaklar bu uğurda harcanmıştır. Salgın geçti geçiyor derken, 24 Şubat’tan itibaren Rusya ile Ukrayna’nın savaşı enerji ve gıda güvenliğini zedelemiş, bundan mütevellit zincirleme sorunlar bütün coğrafyaları sarmıştır.

Objektif bir şekilde diyebiliriz ki, ülkemiz ve tüm dünya benzerine çok az rastlanan bir sınavdan geçmektedir. Bunu görmeden, buna dikkat etmeden, Türkiye ekonomisiyle ilgili felaket tamtamları çalmak; bittik, tükendik, iflas ettik, perişan olduk masalları anlatmak sorumlu bir tavrın alameti olarak değerlendirilemez.

“Bugün elimizde yoksa, yarın olacağına inanırız”

Hiç kimsenin mağdur olmasını istemeyiz. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmasına göz yumamayız. Allah nimetin kefilidir, bugün elimizde yoksa, yarın olacağına inanırız.

Ancak pirenin deve yapılmasına, bir kaşık suda fırtınalar koparılmasına asla duyarsız, asla ilgisiz kalmayız, kalamayız.

Unutmayalım ki, insan kemale erdikçe tavır ve davranışlarında sükûnete ulaşacak, bu da hüsnü tabiatını gösterecektir.

Boşa sallayıp dolu tutmanın merak ve arayışında olanlar suizan içindedir ve zillet çarkına kapılmışlardır.

KDV indirimlerine rağmen hala fiyat etiketlerini indirmeyenler insafsızlığın ve izansızlığın pençesindedir.

Stokçuluk kanalıyla cebini ve cüzdanını düşünenler ülkesine ve milletine nankörlük ve namertlik yapan fırsatçılardır.

Bizim fırsatçılığı, karaborsacılığı geçim kapısı görenler değil faziletli duruşa ve basirete sahip olanlar baş tacımızdır.

Çıkan enflasyon elbirliğiyle indirilecektir, dün yaptık, gene yaparız. Hayat pahalılığının üstesinden milli birlik ve dayanışma ruhuyla geliriz.

CHP’nin, İP’in ve diğer güdümlü zillet partilerinin küresel ekonomideki sarsıntıların Türkiye’ye yansımasından rant devşirme gayesi ve bunu istismar etme hırsları hastalıklı bir siyasettir.

Türk milleti hangi geceyi görmüştür de sabahına çıkamamıştır? Türkiye hangi sorunlara muhatap olmuştur da bunu çözme feraseti sergileyememiştir?


CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu haksız ve hayasız eleştiriden başka bugüne kadar ne yapabilmiş, hangi yaraya merhem olabilmiş, taş üstüne taşı ne zaman koyabilmiştir?

Acıda yoklar, tasada yoklar, sevinçte yoklar, mücadelede yoklar, fedakarlıkta yoklar, ahlakta yoklar, millikte yoklar, Türkiye’nin hak ve çıkarlarını savunmakta hiç yoklar.

Ancak yalan oldu mu varlar, talan oldu mu yarıştılar, iftira oldu mu meydandalar, sahtelik ve yüzsüzlük oldu mu rekor üstüne rekor kırarlar.

Bakarsınız Kobani’ye selam salarlar, bakarsınız PKK/YPG’ye arka çıkarlar, sonra da dönüp biz Kuvayı Milliye’yiz deyip kafalarına geçirdikleri kalpakla fotoğraf verirler.

Bu zillet taifesine sesleniyorum, kalpak da taksanız, fistan da giyseniz, masaya da otursanız sizi bekleyen akıbetten, sizin yolunuzu gözleyen mağlubiyetten kurtulamayacaksınız.

Cumhurun iradesinden asla kaçamayacaksınız. CHP’si, İP’i, HDP’si ve alayı birden Sorosçu Kavala’yla yatıp kalkıyorlar, terörist Demirtaş’ı cezaevinden çıkarmayı planlıyorlar.

Teröristi serbest bırakacağız diyen Kılıçdaroğlu, sorarım sana, gazileri içeri mi tıkacaksın? Şehitlerimizin kemiklerini mi sızlatacaksın? Terörle mücadeleyi mi keseceksin?

Türkiye’yi peşinde sürüklendiğin küresel siyaset ve cinayet baronlarına peşkeş mi çekeceksin?

Sayın Kılıçdaroğlu, sen aslında çift kişiliksin, birincisi karanlıkta uyanık, ikincisi de aydınlıkta gafilsin.

CHP, HDP ile can ciğer kuzu sarması, aynı yumurta ikizidir.

Terörist Demirtaş bunların ortak paydasıdır. Aysel Tuğluk değildir.

Ne tuhaftır ki, İP’in başkanı da terörist Demirtaş ile Sorosçu Kavala’nın hukuki süreçlerini şaibeli olarak görüyormuş.

Bir teröristin, bir ajanın cezaevinde olmasını, dolambaçlı yollarla adalet ve hukukun olmadığına yormuş.

Dokunulmazlığı kaldırılan HDP’li bir milletvekilinin yasa dışı yollardan Suriye’ye geçtiği, terörist arkadaşlarına sığındığı, buna da hiç kimseden ses çıkmadığı anlaşılmaktadır.

CHP kuzuların sessizliğine gömülmüştür. İP deseniz, o zaten üç maymunu oynamakla meşguldür.

Hukuken ve ne acıdır ki, TBMM üyesi olan bir şahsın terör örgütüne doğrudan katılması üzerine yapılması gereken ilk iş, bu kadının milletvekilliğinin derhal düşürülmesidir.

Biz TBMM’de terörist ve terör örgütü sempatizanı görmek, seslerini duymak, aynı havayı teneffüs etmek istemiyoruz.

Bir tarafta milletvekili maaşı alıp, diğer tarafta terör kamplarına kaçmak hainliktir.

Sayın Kılıçdaroğlu neyi bekliyorsun, neden susuyorsun, haydi bunu da eleştir?

Mertsen bu rezalete de tepki göster? Sadece dokunulmazlığı kaldırılmış bir milletvekilinin PKK/YPG’nin arasında ne aradığını, ne yaptığını, Suriye’ye nasıl geçtiğini yürekliysen sor, adamsan üstüne git?

Bu vatanın ekmeğini yiyip devletten maaş alanların düşman saflarına irtica etmeleri, buna destek verilmesi, bu kepazeliğe göz yumulması şerefsizlik değildir de nedir?

Siyasi dolandırıcılığın, siyaset kalpazanlığının hakim olduğu bir düzende, gerçeği haykırmak, maskeleri indirmek iftihar edeceğimiz Ülkücü bir erdemdir.

Islanmışın yağmurdan pervası olmaz. İhanetin de milli duruşun karşısında ayakta kalması söz konusu olamaz. Türkiye işin aslında siyaset vasıtasıyla çok ciddi bir tehdit altındadır. Tehdidin adı zillet ittifakıdır. Tehdidin bileşenleri, CHP, İP, HDP ve diğer vagon partilerdir.

2023 yılının Haziran ayında yapılacak Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimi’nde doğru ile yanlış, hak ile batıl, sadakat ile sahtelik, millet ile zillet, istiklal ile ihanet arasında bir tercih yapılacaktır.

İnanıyorum ki, Türk milleti zillete Türkiye’nin kaç bucak olduğunu gösterecektir.

İnanıyorum ki, geliyor gelmekte olanlar tantanasıyla avunanlar, siyaset çöplüğüne atılacaktır.

İnanıyorum ki, kazanan Türkiye olacak, zafer Türk milletinin hanesine yazılacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin 2023 çağrısı açıktır ve şunlardır:


Yeni sistem, güçlü siyaset, milli destek, kutlu emanet; gönüllerde fütüvvet, siyasette müessiriyet, saygıda mecburiyet, sevgide mazhariyet, ekonomide hakkaniyet, mücadelede celadet, terörde mahkûmiyet, zorluklarda mukavemet, diyaloglarda hususiyet, bekada ebediyet, dünyada mevcudiyet, millette memnuniyet, ülkede mensubiyet, insanda meftuniyet, devlette muzafferiyet, zillette mağlubiyet, sandıkta ekseriyet, Cumhur İttifakı’nda da muvaffakiyettir.

Akşener’den Erdoğan’a: Gençlere tavsiye vermek istiyorsan ‘Benim gibi olmayın’ demen yeterlidir


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.