İyi bir ilişkiye sahip olmanın 8 kuralı: İlişkiye zarar veren davranışlar

İyi bir ilişkiye sahip olmak kadar, onu sürdürebilmek de önem taşıyor. İlişkilere zarar veren bu davranışlara dikkat!

ilişkiye zarar

İnsan varoluş sebebiyle sevgisiz, ilgisiz ve en önemlisi bağsız yaşayamaz. İlişkilerin temelinde de bağ kurma isteği yatar. Bu bağı nerede, ne zaman kuracağımızın çocukluk yıllarımızdan itibaren programlana programlana ilerlediğini söyleyen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Psk. Serhat Özmen, bağ kurmak kadar ilişkimizi iyi şekilde yürütmemizin de önemli olduğuna dikkat çekiyor.

İyi bir ilişkiye sahip olmanın 8 kuralı:

“İyi bir ilişki için sürekli gelişmeye ve sevmeye hazır olmak gerekir” diyen Psk. Özmen, iyi ilişkilere zarar veren tutumları ele alıyor.


1- Kişilik

İlişkilerde kişilik meselesi geniş bir yer kaplıyor. Hayatımıza alacağımız insanın kişiliğine tolerans gösterip göstermememiz ilişkilerimizin gidişatını da etkiliyor. Sevgi ile kişilik arasında temel bağlar bulunduğuna dikkat çeken Psk. Özmen, “Sevgi dolu ilişkiler bulunmaz, oldurulur. O yüzden kaldırılması zor kişiliklerde, ilişki yaşamak epey zorlayıcı olabilir. Bu açıdan da partnerimizi iyi tanımaya çalışmamız, tanıdıkça da buna uygun bir sevgi ve saygı modeline de geçmek gerekebilir. Burada kendimize sormamız gereken esas soru ‘Ben bu kişilik yapısıyla yaşayabilir ve mutlu olabilir miyim?’ olmalı” diyor.

2- Aşkın sürmesi

romantik aşk

Her ilişkinin başı heyecan doludur. İlişkinin başlarındaki aşkın yoğunluğu ve şekli her zaman için aynı çizgide devam etmez. Psk. Özmen, bir ilişkinin devam etmesi için aşk ile başlanılması ve daha sonra sabır, olgunlaşma, sorumluluk, dürüstlük ve şefkat gibi diğer duygularla devam edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Bir ilişkide empati, üretim, sosyalleşme gibi diğer bağların da en az sevgi kadar kıymetli olduğunu hatırlatan Psk. Özmen, şöyle devam ediyor:

“İlişkiler aşkla veya aşksız başlar, sevgiyle devam eder, sabırla olgunlaşır ve bu güven ortamında da uygun bitkiler, meyveler yetişir. Her meyve her sezon aynı şekilde hasat vermez.”

3- Duygular

Psk. Serhat Özmen, ilişkilerdeki en son konuşulan şey duygular olduğunu söylüyor. İlişkimizi iyi bir şekilde sürdürebilmek için basit bir şekilde duygumuzun her türünü ifade etmeyi öğrenmemiz gerektiğini anlatan Psk. Özmen, duygularını abartarak ifade etmenin ve duygularını esirgemenin sık sık yaptığımız ama farkında olmadığımız yanlış tutumlar olduğunu belirtiyor. Kimsenin mükemmel olmadığını hatırlatan Psk. Özmen, sözlerini şöyle sürdürüyor:


Karşımızdakinin hangi konuda mükemmel olmasını bekliyoruz. Alınmak, eleştirmek, yargılamak veya tam tersi bihaber olmak da iki ucu temsil eder. Bu tutumlar da ilişkinin dinamiklerini çokça olumsuz etkiler. İlişkilere gelene kadar birçok ilişkiden geçeriz, biz buna ilişki çemberi diyelim. Bu ilişki çemberi, başka başka çemberlerden de geçer bu yüzden de travma, acı kaygı ve üzüntüler uzun bir süre devam eder. Bu da sevgi sorunlarına, anlaşılmama veya incinme sorunlarına yol açar. Bu konuda da uygun destekler alınmalıdır.

4- Yalan ve aldatma

İlişkilerdeki ana sorunlar genel anlamda yalanlarla başlıyor. Yalanın üç yanı bulunduğunu anlatan Psk. Özmen, “Birincisi, yakalanmamak için bir hırsız gibi saklanma isteği, ikincisi yalan söylediği için karşı tarafa inanamama. Üçüncüsü ise her defasında yalanları atlamasının verdiği kayrılma duygusu. Yalan ev ortamına girdiği andan itibaren huzursuzluk, güvensizlik bunun yanında psikolojik sorunları da beraberinde getirir. Bu, insanların bize inanma kapasitesine zarar vermek demektir” diyor.

duygusal ilişki

5- Ekonomi

Evlilik ve ilişkinin temellerinden biri de ekonomi… Miras veya boşanma davalarında ekonomik savaşlara şahit oluyoruz. İlişki veya evlilikte eşimizi ekonomik olarak rehin almanın daha derin sorunların pekişmesine yol açacağını hatırlatan Psk. Özmen, bu konuların kadınlar daha fazla mağdur ettiğinin altını çiziyor.

6- Birey olmak

Psk. Özmen “İlişkiyi geliştirme kısmını tatil köyünde iki gün vakit geçirmek olarak görmek de doğru değildir” diyor. İlişkiyi geliştirmek için çiftlerin ayrı ayrı ve ortak dünyaların olması gerektiğinin altını çizen Psk. Özmen, şunları söylüyor: “Aynı yastığa baş koymak önemli ama yastığa kadar ki vakitte kendinizi kalbinizi bedeninizi ve zihninizi geliştiren güzel etkinlikler, arkadaşlar gibi şeyler de bulmak gerekir. Biz aynı sofrada oturan farklı tabaklarda yemek yiyecek bireyler olabiliriz. Bazen istersek ortak bir tabakta da yemek yiyebiliriz.”

yalnızlık

7- Kurtaranın yarası

İlişkileri kurtarıcı veya yatışma merkezi gibi görme isteği de ilişkilere zarar veriyor. DoktorTakvimi.com uzmanlarından Psk. Serhat Özmen, maalesef ülkemizdeki aile içinde oluşan stresli, gerilim, şiddet ortamı ve ihmalden dolayı birçok kişinin erkenden evlenme kararı alabildiğinin altını çiziyor. İlişkilerin kurtarıcı olmadığını hatırlatan Psk. Özmen “Sadece iyi ilişkilerde insanlar kalbini, sevgisini hayata karşı tüm zorlukları beraber omuzlayacağı biriyle kalbini avutabilir” diyor.

8- Kalenin dışında kimler bekliyor?


Çiftlerin etrafında sürekli onları onaylayan ve arkasında duran kişiler, bazen ilişkilere en büyük zararı verebiliyor. “Bütün görüşlerinizde ve hatalarınızda arkanızda duran arkadaşlarınızın dediklerini iki defa zihinsel bir elekten geçirmelisiniz” diyen Psk. Özmen, bize eğriyi doğruyu söyleyen dostların gerektiğini hatırlatarak bu dostların adil ve destekleyici olduklarını söylüyor. “Dost acı söyler”in ilişkilerde bir rehberlik cümlesi olacağını da hatırlatıyor.

Kişilik testi: Resimde ne gördüğünüz sinir bozucu özelliğinizi söylüyor


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.