Milli Saraylar’dan ‘Kaşıkçı Elması kayıp’ iddialarına açıklama

Tarihi elmasların en büyüğü ve en meşhurlarından biri olan 86 karatlık Kaşıkçı Elması’nın Topkapı Sarayı’ndan çalındığı ileri sürüldü. Sosyal medya söz konusu iddiayla çalkalanırken, Milli Saraylar’dan açıklama geldi.

kaşıkçı elması

Çevresi 49 adet çift sıra halinde iri pırlantayla süslenmiş, 86 karatlık Kaşıkçı Elması’nın, sergilendiği Topkapı Sarayı’ndan çalındığı iddiası sosyal medyada gündem oldu.

Elmasın nerede olduğunu soran binlerce paylaşım yapıldı. İddia kısa sürede TT listesinin zirvesine yerleşirken, başka müzelerdeki çeşitli eserlerin de kayıp olduğu iddiası tartışmaları boyutlandırdı.


Bunlar şöyle sıralandı:

“• Dolmabahçe Sarayı’nda 92 kg altın vazolar kayıp

  • Zeugma müzesinde 9 milyon dolar değerindeki 10 eser kayıp
  • MSÜ Müzesi’nde 404 eser kayıp
  • Resim ve Heykel Müzesi’nde 250 milyon dolar değerinde 302 tablo kayıp
  • Batman Müzesi’nde 20 altın sikke kayıp.”

Milli Saraylar’dan açıklama geldi

Tartışmalar sürerken Milli Saraylar’dan açıklama geldi. “Tarihî elmasların en büyüğü ve en meşhuru olarak gösterilen Kaşıkçı Elması, 2,5 yıldır Topkapı Sarayı’nda silah koleksiyonunun yer aldığı Dış Hazine Bölümü’nde sergilenmektedir” denen açıklamada şunlar kaydedildi:


“Kaşıkçı Elması’nın kaybolduğu veya değiştirildiği ile ilgili gerçek dışı iddialar, Türkiye turizminin canlanmaya başladığı şu günlere hareketliliği baltalamaya yönelik maksatlı ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik girişimlerdir. Başkanlığımızın her türlü iletişim ve bilgi sunma kanalları kamuoyuna açıktır. Gerek basında gerekse sosyal mecralarda yer alan mesnetsiz ve gerçek dışı iddialarla ilgili hukuki yollara başvurulacaktır.”

Kaşıkçı Elması hakkında bilgi

kasikci diamond

Dünyanın sayılı mücevherleri arasında gösterilen “Kaşıkçı Elması”nın, birçok elmas uzmanı tarafından 19. yüzyıl başında kaybolan tarihi “Pigot Elması” olabileceği kanıtlanmaya çalışılsa da, bu elmasın 1680’lerin başında Saray Hazinesi’ne satın alma yoluyla girdiği belirtiliyor.

Kaşıkçı Elması’nın Saray’a gelişi hakkında çok değişik görüşler ileri sürülse de Sultan IV. Mehmed döneminde Defterdar Sarı Mehmed Paşa’nın kaleme aldığı ‘Zübde-i Vekaiyat (Olayların Özü)’ adlı eserde ileri sürülen görüş öne çıkıyor. Defterdar Sarı Mehmed Paşa bu eserinde 1090 (Mayıs 1679) olayları sırasında ‘Kaşıkçı Elması’nın bulunuş öyküsünü şöyle anlatıyor:

kaşıkçı elması

Nasıl bulundu?

“Eğrikapı semtindeki çöplükte yuvarlak bir taş bulunmuş ve yaymacı üç kaşığa değişerek hırdavat arasına bırakmıştı. Sonra gösterdiği kuyumculardan birisi bu taşı 10 akçeye satın almış ve kendi meslektaşlarından birisine göstermişti. Taşın elmas olduğu anlaşılınca o da hisse talep etmiş, bu yüzden aralarında münakaşa çıkmış, sonunda olay kuyumcubaşıya aksetmişti. O da her iki kuyumcuya birer kese akçe verip taşı ellerinden almıştı. Daha sonra Vezir-i Azam Mustafa Paşa Hazretleri bu taştan haberdar olmuş ve kuyumcubaşıdan almaya karar vermişti ancak vaziyet padişaha aksetmiş, o da bu taşın Saray’a gönderilmesini emretmişti. Hasılı, taş meydana çıkarılıp, işlettirilince 84 karat büyüklüğünde eşsiz bir elmas olduğu anlaşıldı ve padişah tarafından zaptedildi. Bu vesileyle kuyumcubaşıya kapıcıbaşılık ve birkaç kese akçe ihsan edilmiştir.”


Kaşıkçı Elması’nın 84 karat ve 86 karat olarak kayıtlarda değişik geçmesinin nedeni metrik ve antik karat sistemleri arasındaki farktan kaynaklanıyor.

Kripto para piyasasında deprem: Bitcoin ve Ethereum çakıldı, Tether 1 doların altına indi!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.