Ölüme yakın deneyim yaşayan iki kadın anlattı: Hayatı dolu dolu yaşamanın 7 yolu

Hayatınızın tümü bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçse gördükleriniz acaba sizi mutlu eder mi? Pişmanlıklarınız olur mu? Ölüme yakın deneyim yaşayan iki kadın anlattı.

Ölüme yakın deneyim

Ölüme yakın deneyim yaşayan iki kadın anlattı: İşte hayatı dolu dolu yaşamanın 7 yolu…

BBC muhabiri Emma Barnett, ölüme yakın deneyimleri olan iki kadın yazarla konuşup hayata bakışlarının nasıl değiştiğini sordu.


Georgina Scull ve Tanya Shadrick, ‘ikinci hayatlarına’ geçişin çok hızlı bir süreç olmadığını, sabırlı ve cesur bir şekilde hayatlarını değerlendirip, yeni kararlar almaya çalıştıklarını anlatıyor.

Georgina’nın hikayesi

Georgina, 37 yaşındayken dış gebelikten dolayı fallop tüplerinin (yumurta kanalı) patlaması sonucu neredeyse ölüyordu.

İyileştikten sonra hayatı dolu dolu yaşamanın ne demek olduğunu anlamak için benzer deneyimleri olan başka kadınlarla konuşmaya karar verdiğini söyleyen Georgina, yaşadıklarını şu şekilde anlatıyor:

“İyileştikten sonra kendimi geçmişle gelecek arasında sıkışmış hissetmeye başladım. Hayatımda bazı değişimler yapmam gerektiğinin farkındaydım ama bu çok yavaş bir süreç oldu, yıllar sürdü.

“Eşimden hemen ayrılmak istemedim ama bir noktada ayrılmam gerektiğini hissettim. İşimi de değiştirmek istiyordum. Ama ilk etapta korktum hayatıma aynı şekilde devam ettim.

“Pişmanlıklar çoğu zaman başka insanların beklentilerine göre yaşamaktan geliyor. Ben de bir noktada beni mutsuz eden şeyleri oturup tek tek değerlendirdim. Ama kendimi geçmişten ayırmam zordu.”

Tanya’nın hikayesi

Tanya ise 33 yaşında doğum sonrasında arteriyel kanama geçirdi. Komadan çıkınca Tanya ‘ikinci hayatını’ farklı bir şekilde yaşamak istediğine karar verdi.

“Çok ani bir şekilde oldu. Bir anda kanamaya başladım. Öleceğimin farkındaydım, çok korkutucuydu” diye deneyimini anlatan Tanya sözlerine şöyle devam ediyor:

“‘İlk hayatımdaki’ korkaklığım yüzünden çok pişman oldum. Kağıt üstünde gayet başarılı görünüyordum ama aslında hayattan kaçıyordum.

“Hayatta uyanma çağrıları çok ani oluyor, genellikle bu tür acil durumlarda yaşanıyor. Bu çağrıları en iyi şekilde değerlendirmek de vakit alıyor.”

Georgina Scull Tanya Shadrick

Georgina ile Tanya hayatı dolu dolu yaşamanın 7 yolunu paylaştı:

1- Ne istediğin konusunda dürüst ol

Georgina, hayatımızın arkadaşlarımız, ailemiz ve işimiz gibi çeşitli bölümlerden oluştuğunu ve hayattan istediklerimizin zaman zaman değiştiğini paylaşıyor.

Hayatımızın farklı bölümlerini ara sıra gözden geçirip bizi mutlu etmeyen şeyleri hayatımızdan çıkarmayı, mutlu edenlere ise daha çok sarılmamızı öneriyor.

Tanya hayatta kendimizi çeşitli sebeplerden dolayı özgür hissetmediğimiz zamanlarda pişmanlık duygusuna kapılmanın veya yeni maceralara atılmak istemenin çok normal olduğunu söylüyor.


Tanya, bu konuda iç sesimizi dinlememizin, kendimize güvenmemizin ve sabırlı olmamızın önemini vurguluyor.

2- Yapmak istediklerini erteleme

Georgina, hayatta herkesin gelecek için planlar yaptığını ancak bazen geleceğe fazla odaklanıldığında hali hazırda neler yapıldığının veya yapılabileceğinin görmezden gelindiğini anlatıyor.

Georgina, “Gitmek istediğiniz o geziye gidin, buluşmak istediğiniz arkadaşınızla buluşun, yeni hobilere başlayın. Bunları yapmak için mükemmel bir zaman yok. Şimdinin tadını çıkarın” diyor.

Tanya, “Hayatta her zaman belirli hedeflerinizin olması gerekmiyor ama her yolculuk yaşamaya değer. Yeni deneyimlere açık olun” diyor.

3- Geçmişi değiştirmeye çalışmayın

Georgina, hayatta verdiğimiz bazı kararların geçmişimizi değiştirmek için bir çaba olduğunu anlatıyor.

Georgina, “Maddi imkanları kısıtlı bir ailede büyüdüyseniz hayatınızda önceliğiniz para kazanmak olabilir. Veya sevgi dolu bir ailede büyümediyseniz hep sevgi arıyor olabilirsiniz. Ama geçmişi değiştirmenin imkansız olduğunu unutmayın. Yapabileceğimiz tek şey şimdiyi dolu dolu ve istediğiniz şekilde yaşamak” ifadelerini kullanıyor.

4- Kendinize zaman kısıtlaması koymayın

Tanya, “Toplumumuz her soruna hızlı çözümler arıyor. Bir ayda nasıl 10 kilo verebilirim, ya da 6 haftada nasıl 5 kilometre koşabilirim gibi hedeflerimiz var. Aslında kendimize daha uzun süreler tanıdığımızda çok daha ilginç şeyler olabiliyor” diyor ve sözlerine devam ediyor:

“İngiltere’de çıraklık yapmanın süresi genelde 7 yıldır. En çok yapmak istediğimiz şeylere neden bu kadar süre tanımayalım? Kendinize şu soruyu sorabilirsiniz, 10 veya 20 yıl içinde bir konuda uzmanlaşma garantiniz olsa hangi konuyu seçerdiniz?”

5- Yeni şeyler denemeye devam edin

Georgina, “Bir rutinin içinde hapsolmak çok kolay. Arada gittiğiniz yerleri ve yaptığınız aktiviteleri değiştirmeyi deneyin. Yeni insanlarla tanışın. Eğer bunları yapmazsanız dünyanız gitgide küçülecektir” diyor.

Tanya ise, “Yaşamak için nasıl mı heyecanlanabilirsiniz? Sevdiğiniz 100 şeyi sıralamayı deneyebilirsiniz mesela. Günler veya haftalarca bununla uğraşın. Bu sürecin sonunda sizi mutlu eden ve heyecanlandıran şeylerin farkına varacaksınız” önerisinde bulunuyor.

Tanya, “Sevdiğiniz 100 şeyi sıralamayı deneyebilirsiniz” diyor.

6- Sevgiyi tanıyın

“…Ve sadece romantik sevgiden bahsetmiyorum. Arkadaşlarınıza, ailenize, kendinize veya işinize olan sevgiyi de tanıyın” diyen Georgina sözlerine şöyle devam ediyor:

“Bazen sevgi hemen önümüzdeyken değerinin farkına varamayabiliyoruz. Ancak mutluluğumuza ve yaşama sevincimize katkıda bulunmak için yapabileceğimiz en etkili şeylerden biri hayatımızdaki sevgiyi tanımak ve onun değerini bilmek.”

7- İnsanların ne düşündüğünü unutun

Tanya, “Kaç kişinin sosyal medya paylaşımlarınızı beğendiğini, veya insanların tercihleriniz hakkındaki yorumları dikkate almamaya çalışın” diyor ve devam ediyor:

“Hayatta yapabileceğiniz en büyük değişim daha fazla deneyime evet demek, partilere gitmek, yaşamdan saklanmamak. Yapmakta en çok zorlandığımız ve yapmamayı seçtiğimiz şeyler bize daha sonra pişmanlık olarak geri dönüyor.


“Değer verdiğiniz şeyler için biraz cesaret göstermeyi deneyin.” (Kaynak: BBC)

Resimde ilk gördüğün sembol, ‘en iyi karakter özelliğini’ ortaya çıkarıyor!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.