Böbreklerin sağlıklı olup olmadığı nasıl anlaşılır?

Böbreklerin sağlıklı olup olmadığını görmek için idrar tahlili ve kan kreatin değerlerine birlikte bakılmalı!

Böbreklerin sağlıklı

Böbrek sağlığının başta kalp ve damar sistemi olmak üzere tüm organları etkilediğini söyleyen Nefroloji uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkök, özellikle kronik böbrek hastalıklarının sinsi ilerlemesi nedeniyle hastaların semptomları göremediğini söyledi. Böbreklerin sağlıklı olup olmadığın görebilmek için kan kreatin değerleri ve idrar tahlilinin birlikte bakılması gerektiğine işaret etti.

Fazla tuz tüketiminden obeziteye, hareketsiz yaşamdan genetik etkenlere kadar birçok etken böbrek hastalıkları için zemin hazırlayabiliyor. Bununla birlikte iyi çalışmayan böbreklerin çok daha ciddi sorunlara neden olabileceğini söyleyen Nefroloji uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkök, özellikle diyabet, hipertansiyon, taş hastalığı ve ailesinde böbrek hastalığı olan kişilerin rutin olarak böbrek sağlığı açısından takibinin çok önemli olduğunu söyledi.


Ailenizde böbrek hastalığı var mı?

Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Nefroloji uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkök’ün verdiği bilgiye göre, toplumda en sık görülün böbrek hastalıklarının başında, şeker hastalığına bağlı gelişen diyabetik nefropati geliyor. Sağlıksız beslenme, obezitenin artması hareketsiz yaşam gibi birçok etkene bağlı olarak diyabet sıklığının giderek artmasının yakın gelecekte diyabetik nefropati vakalarında da artışa neden olabileceğine işaret eden Prof. Dr. Abdullah Özkök, böbrek hastalıklarıyla ilişkili diğer sorunlarla ilgili şu bilgileri verdi:

“Böbrek hastalığına yol açan İkinci en sık hastalık ise hipertansiyondur. Burada artan tuz tüketiminin çok kötü etkiler yarattığını söyleyebilirim. Türk Nefroloji Derneği kayıtlarına göre son dönem böbrek yetersizliği hastalarının yüzde 36’sında böbrek hastalığı sebebi şeker hastalığı, yüzde 26’sında ise hipertansiyondur. Diğer en sık sebepler glomerulonefritler, polikistik böbrek hastalığı ve böbrek taşlarını sayabiliriz.

Polikistik böbrek hastalığı genetik bir hastalıktır, hastalığın genetik geçiş oranı yüksektir. Bundan dolayı ailenin bir bireyinde bu hastalık saptandığında, diğer aile bireylerinin de incelenmesi gerekir. Aynı şekilde bazı glomerulonefrit ve taş tipleri de genetik ve ailesel olarak geçebilmektedir. Bu yüzden ailede böbrek hastalığı olan kişilerin böbrek sağlığı açısından kontrol edilmesinde fayda vardır.”

İyi çalışmayan böbrekler tüm sistemi etkiliyor

Böbreklerin vücuttaki toksik maddelerin atılması, sıvı dengesi ve kan yapımını sağlayan hormonların salgılanması gibi önemli görevleri olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Abdullah Özkök, “İyi çalışmayan böbreklerin toksik maddelerin vücutta birikmesi, kalbin iyi kasılamaması, kalp etrafında sıvı birikmesi, damar tıkanıklıkları ve damar duvarında kireçlenme, vücutta fazla sıvı birikimine bağlı olarak akciğerlerde sıvı toplanması ve akciğer ödemi, yeterli hemoglobin üretilemediği için kansızlık gibi birçok sorunu da beraberinde getirecektir” diye konuştu.


İleri evrelerde geri dönülmez hasara neden olur

Böbrek hastalıklarının en problemli yönünün çok sinsi ilerlemesi olduğunu belirten Prof. Dr. Özkök, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Böbrek hastalıklarında başlangıçta halsizlik, gece sık idrara çıkma gibi hafif şikayetler görülür. Diğer organları da etkileyen daha ciddi bulgular ortaya çıktığında ise genellikle hastalık çok ilerlemiş ve bazı hastalarda maalesef geri dönüşümü olmayan evreye geçmiş olur.”

Kan Kreatin değeri, tek başına böbreklerin sağlıklı olduğunu göstermez. Neden mi?

kreatin kan testi

Böbrek hastalıklarının genellikle idrarda protein veya kan kaçağı şeklinde başlayarak en son evresinde süzme fonksiyonlarında bozukluğa ve kan kreatinin değerlerinde artışa neden olduğunu anlatan Prof. Dr. Abdullah Özkök, “Dolayısıyla idrar tahlili yapmadan sadece kan tahlillerindeki kreatinin değerlerine bakarak kimseye böbreklerin sağlıklı denilemez” dedi. Prof. Dr. Abdullah Özkök, bu nedenle çocukluk çağından başlayarak herkesin idrar tahlili ve kan kreatinin değerlerinin kontrol edilmesinin asemptomatik, belirti vermeyen böbrek hastalıklarının yakalanması açısından önem çok önemli olduğunun altını çizdi.

Prof. Özkök sözlerine şöyle devam etti: “Kan kreatinin değeriniz normal olabilir fakat çok ciddi böbrek hastalığınız olabilir. Bu yüzden basit tam idrar tahlilinin gözden kaçırılmaması ve kontrollerde mutlaka bakılması gereklidir.  Kanda kreatinin değerinin, tam idrar tahliliniz ve üriner sistem ultrasonunuzun üçü birden normalse böbrek sağlığınız çok yüksek bir ihtimalle iyi olduğu söylenebilir. Bu üç tetkik de böbrek sağlığını değerlendirmede için çok önemlidir.”

Diyabet hastaları yılda bir kez mutlaka böbreklerini kontrol ettirmeli!

Diyabet, hipertansiyon, taş hastalığı ve ailesinde böbrek hastalığı olan kişilerin rutin olarak böbrek sağlığı açısından takibinin yapılması gerektiğinin altını çizen Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Nefroloji uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkök, “Özellikle diyabet hastalarının hiçbir şikayetleri ve böbrek hastalığı olmasa bile en az yılda bir kez kanda kreatinin değeri, tam idrar tahlili ve idrarda albümin kaçağı açısından kontrol edilmesi gerekir. Bu hastalıklara bağlı böbrek tutulumu olan hastalar, hastalık durumlarına göre daha sık da takibe ihtiyaç duyabiliyor.”

Tansiyon normal bile olsa fazla tuz kullanımı böbrekleri bozabilir


Toplumsal olarak böbrek sağlımızı korumak için öncelikle diyabet ve obeziteyle mücadele edilmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Abdullah Özkök, alınması gereken önlemler konusunda şunları anlattı: “Fruktoz ve glukoz şurubu içeren içeceklerden mümkün olduğunca uzak durmalıyız. Tuz tüketimini azaltmalıyız. Siz her ne kadar yemeklerinize tuz eklemiyorsanız da eğer fast-food ve hazır, işlenmiş gıda tüketiminiz fazlaysa, çok yüksek oranda tuz tüketiyorsunuz demektir. Tansiyon değeriniz normal olsa bile fazla tuz tüketimi böbrek sağlığı açısından sakıncalı olabilir.”

Böbrek hastalıklarında beslenme nasıl olmalı?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik hiçbir oluşumun parçası değildir.