Nedeni toplumsal yaşam koşulları ile ilgili bazı psikolojik rahatsızlıkların çözümü de haliyle toplumsal yaşam koşullarına göre davranmak olsa gerekir.
Psikolojik rahatsızlıkların ağırlıklı olarak genetik ve bireysel özellikler ile olduğu gerçeğini saklı tutarak, stres gibi esasen biyolojik yolaklardan dolayı psikolojik sonuçları olan rahatsızlıkların nedenleri arasında toplumsal yaşam koşulları, ülkenin ve toplumun içinde bulunduğu durum, rejim ve düzenin üretim ilişkilerini biçimlemesi nedeniyle insan ilişkilerini değiştiriyor olması gibi pek çok dışsal/sosyo-ekonomik nedenler sayılabilir.
Örneğin stresin sürekli hissedilme hali olan kalıcı duruma dönüşmesi, insanı teslim alacak düzeylere ulaşması ve çözümsüzlük hissi olarak tanımlanabilecek olan “kronik stres”, birçok insanın dertlerinden birisidir.
Toplumsal algı, yaşam biçimi, olumsuzluklar, hayat düzeni, iş ve ilişkiler gibi çoğu dışsal uyaran ve olumsuzlukların algı ve değerlendirilmeleri sonucu oluşan ve kalıcı hale gelen “kronik stres”, biyolojik rahatsızlıkların da başat nedenlerinden birisidir.
Kronik stres örneğin, bağışıklık sistemini zayıflatır. İnsülin salınımını arttırarak insülin direnci ve şeker hastalığına yol açar. Keza kortizol ve adrenalin salınımını arttırarak yüksek tansiyon ve obeziteye neden olur. Dahası kanser oluşumunu kolaylaştırır, hafızayı zayıflatır.
Çok daha başka hastalığın tetikleyicisi olan kronik stres, baş edilmesi gereken ama çok daha önemlisi, önü alınması gereken bir hastalık ve hastalık tetikleyicisidir.
Peki, çözüm nedir? Doğaya dönmek. Meşguliyet bulmak. Çalışmak, yarar sağlamak, işe yaramak, aldırmamak, takmamak, duyarsızlaşmak, uyum sağlamak vb.
İyi ama bunlar aynı zamanda biraz kaçış, biraz teslimiyet, biraz da kendini koruma, biraz dönüşme, biraz bozulma gibi yaklaşım ve davranışları içermiyor mu? Kesinlikle evet…
O halde asıl ve etkin çözüm nedir? Strese teslim olup, kronik stres tutsağı olmamak… İyi de nasıl?
Elbette “atın ölümü arpadan olsun”, “pilavdan dönenin kaşığı kırılsın” şeklinde değil ama bunun asıl ve biricik çözümü “stresi yaratan etkilere, etkenlere, olay, kişi ve olgulara karşı bireysel ve örgütlü mücadele stratejileri ve yöntemleri geliştirerek”… Çünkü “mücadele, strese karşı en iyi çözümdür”…
Bir şey yapmadan strese teslim olmak yerine bir şeyler yaparak stres yaşamak tehlikeli olan “kronik strese” karşı koruyucu etki yaratır. Çünkü çaresiz ve çözümsüz hissetmediğin sürece, yani umudu diri tuttuğun sürece, stres yaşansa da “kronik stres hastası” olunmaz…
Örneğin kötüler, hele hele örgütlenmiş kötüler kolay kolay “kronik stres” hastası olmazlar.
Siz bir hırsızın, talancının, rantçının, ihale yiyicilerinin kronik stres hastası olduğunu duydunuz, okudunuz veya gördünüz mü?
Kronik stres iyi, dürüst ve düzgün insanları teslim alır. Duyarlılık iyidir ama duyarlılık ile çaresizlik ikisi bir arada çözümsüzlüğe mahkum yaşamaktır.
Özetle örgütlenerek mücadele etmeyi öğrenemeyen her düzgün, dürüst ve iyi insan kronik stres hastası olmaya veya kaçmaya, unutmaya, saklanmaya, kendine bir hayat kurmaya mahkumdur.
Unutmayalım ki; Nedeni toplumsal yaşam olan her şeyin sonucu toplumsaldır. Haliyle çözümü de…