26 yıl önce dondurulmuş sperm ile dünyaya gelen ‘mucize bebek’ yeni bir tartışmayı gündeme getirdi: “Olası bir durumda asırlık sperm de kullanılabilir mi?”
Britanya’da, yaz aylarında yapılan bir yasa değişikliğiyle beraber, 50 yıl öncesine kadar donmuş spermlerden kullanılarak daha fazla bebeğin dünyaya gelmesinin önü açıldı. Uzmanlar, 1996 yılında dondurulmuş spermle bir bebeğin doğması üzerine, ‘asırlık’ spermin de olası bir durumda kullanıp kullanılamayacağı üzerinde tartışmaya başladı.
The Guardian’da yer alan habere göre; Peter Hickles, 1996 yılında kendisine ‘Hodgkin lenfoma’ teşhisi konulmasının ardından spermlerini dondurdu. Hickles’ın donmuş spermi kullanılarak, bir erkek çocuğu dünyaya geldi. Spermi dondurulduğunda, bunun yalnızca 10 yıl kullanılabileceğini düşünen babası Peter Hickles tarafından bir ‘mucize’ olarak tanımlanan bebek, spermin toplandığı tarih ile doğum arasında geçen en uzun süre rekorunu elinde tutmaya yakın.
Uzmanlar, sperm dondurma teknolojisinin onlarca yıldır var olduğunu söylüyor, ancak yaz aylarında yapılan yasa değişikliğinden önce, bazı doğurganlık sorunları olan kişiler için uygulanan istisnalar dışında, sperm ve yumurtalar yalnızca 10 yıl saklanabiliyordu.
Yasa değişikliğiyle, bu süre şimdi 55 yıla uzatıldı, ancak Sheffield Üniversitesi’nde androloji profesörü olan Allan Pacey, bu sınır için tıbbi bir neden olmadığını söyledi. Pacey, “Yasal olan 55 yıllık sınırın spermin raf ömrüyle veya başka bilimsel nedenlerle hiçbir ilgisi yok. Daha çok parlamenterlerin toplum için doğru olduğunu düşündükleri şeylerle ilgili. Donmuş spermlerin aktifliği bulunmadığından, bir kez dondurulan spermlerin neden yüzlerce yıl saklanamadıklarına anlam veremiyorum” dedi.
Sığır yetiştiriciliği endüstrisi dışında uzun vadeli çalışmalar olmamasına rağmen, daha eski spermleri kullanmanın herhangi bir sağlık riski olduğuna inanılmadığını söyleyen Pacey, “Ödüllü boğalardan elde edilen spermler, bariz bir sorun olmadan, normalde insan spermlerini tuttuğumuzdan çok daha uzun süre depoda tutulur” ifadelerini kullandı.
Pacey, eski spermlerin kullanılmasının verebileceği muhtemel zararların kanıtı olmadığından, bu tür çalışmaların finansman bulmakta zorlanacağını ve Hickles’ınki gibi vakaların hala nadir olması nedeniyle küresel ölçekte olmaları gerektiğini söyledi.
Spermi on yıllarca muhafaza etmek, teorik olarak bebeklerin artık yaşamayan insanlardan doğmasını sağlayabilirken, yasanın sperm pazarının oluşmasını engellemesi ve kullanımını donör başına 10 aile ile sınırlaması nedeniyle Britanya’da henüz mümkün değil.
Manchester Üniversitesi’nde biyoetik uzmanı olan Dr. Lucy Frith ise, yasa değişikliğinin kuşak farklılıklarına yol açabileceğini söyledi. Frith, “Dondurulmuş sperm eğer bağışlanmışsa, dünyaya gelen çocuklar artık hayatta olmayan biyolojik babalarını aramaya da çalışabilirler” dedi.
Oxford Üniversitesi’nde etik profesörü olan Julian Savulescu da artık hayatta olmayan bir biyolojik babaya sahip olmanın duygusal etkisi ve genel sağlık da dahil olmak üzere, daha eski sperm kullanımının yaygın hale gelmesi için uzun vadeli refah çalışmalarına ihtiyaç olduğunu söyledi.
Savulescu, “Gerçekten bir deney yapıyoruz ve ben bunlardan yanayım, ancak bilgi üretmek ve sonuçlara göre uygulamayı değiştirmek için ahlaki bir yükümlülüğünüz var” dedi.
Ayrıca Savulescu, “Spermin dondurulmasının ancak 1950’lerde başladığı düşünüldüğünde, bunlar ‘bilim kurgu endişeleri’ olarak kalsa da, örneğin 250 yıl öncesinden çok eski sperm kullanılmışsa, bunun etik soruları gündeme getirebilir. Çünkü toplum ve insanların genomları kökten değişmiş olabilir” diye konuştu.