Kuraklık nedeniyle buğday, gelişimini sağlayamadı. Bu olumsuzluğun yüzde 40’lara varan verim kaybına neden olabileceğini ifade eden Niğdeli buğday üreticisi Rasim Yücel, maliyetler nedeniyle sulama yapamadıklarını anlattı.
Tarımda kuraklık krizi: Verim kaybı yüzde 40’ı aşabilir!
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin Hasaköy köyünde, ocak ayının son haftasına girilmesine rağmen, yağmur ve kar yağışı olmadığı için buğdayların toprak altından çıkamadığı tarlalarda incelemelerde bulundu.
Buğday üreticisi Rasim Yücel, kar ve yağmur yağmadığı için kuraklığın büyük ölçüde buğday tarlalarını olumsuz etkilediğini söyledi. 2-3 ay önce toprakla buluşturdukları tohumların bu mevsimde en az 4 parmak büyüklüğünde toprağın yüzeyine çıkması gerektiğini söyleyen Yücel, tohumun ürün olarak yüzeye çıkmadığını belirtti.
Sözcü’de yer alan habere göre; bu olumsuzluğun yüzde 40’lara varan verim kaybına neden olabileceğini ifade eden Yücel, “Normal şartlarda kuraklık olmasa idi bu tarladan dekar başına 700-800 kilogram verim alınabilirdi. Ancak en iyi şartlarda yüzde 40 verim kaybı olacak” dedi.
‘SULANAN TARLALARDA BİLE VERİM DÜŞÜK OLACAK’
Gürer’e, kuru tarım yapılan tarlaya komşu olan ve yer altından elektrikle çıkarılan kuyu suyla sulanan buğday tarlasını da gösteren Yücel, “Bu tarla da sulanmasına rağmen yine de verim çok düşük olacak. Bitki beklenen seviyede büyümemiş. Elektrik faturaları artınca çiftçi geliri kadar su kullanınca yeterli sulama yapılamıyor” şeklinde konuştu.
‘SULAMA SUYUNUN SAATİ 250 LİRA’
Sulama suyu ücretinin de yüksek olduğuna dikkat çeken Yücel, “Saati 250 liradan sulama yapıyoruz. 4 saat sulasak 1000 lira ödemek zorunda kalıyoruz. Birkaç kez suladığımızda buradan elde edeceğimiz kârı zaten su parasına yatırmış oluyoruz” diye konuştu.
‘TARSİM İŞİ YOKUŞA SÜRÜYOR’
Kahvelerde çiftçilerle de görüşen Gürer’e dert yanan çiftçiler, ÇKS’ye kayıtlı çiftçilerin TARSİM’e ücret yatırarak ürünlerini sigortalatabildiklerini ancak TARSİM’in hasar ücreti öderken çeşitli bahanelerde ödeme işi yokuşa sürdüğünü söylediler.
Gürer kuraklıkla ilgili yıllardır yapılan uyarıları, AKP iktidarlarının sürekli kulak ardı ettiğini belirterek, “Her yıl kuraklıkla ilgili sorunlar masaya yatırılırken, AKP sorunun çözümüne yönelik ciddi hiçbir girişimde bulunmadı” dedi.
‘İKİNCİ ÜRÜN İÇİN DESTEK ŞART’
Kuraklığın neden olduğu olumsuzlukların net bir şekilde kendini gösterdiğine değinen Gürer, en azından Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin kuraklıkla ilgili sorun yaşanan tarlalarda inceleme yaparak, bu arazilerde ikinci ürün ekimi için çiftçiyi desteklemesi ve yol göstermesi gerektiğini vurguladı.
‘İKTİDARIN BİR SU POLİTİKASI DA YOK’
Gürer şöyle konuştu;
“Tohum geçen kasım ve aralık aylarında toprağa atıldı. Tohumun gün yüzüne çıkarak belirgin olması gerekirdi. Ekili tarlalarda tohum toprağı yarıp çıkamamış. İktidarın bir su politikası da yok.
Aladağlardan çıkan su Akdeniz’e akıyor. Karadeniz ve Akdeniz’e boşa akan su kaynaklarının yönü Anadolu topraklarına döndürülmelidir. Suyun ilerleyen süreçte daha büyük sorun olacağı görülmektedir. Su planlaması sorunu bilen uzmanlar tarafından kapsamlı olarak hızla hazırlanmalıdır.
Bakanlık kuraklık için ne yapacak? Kısa ve uzun vadeli politikaları açıklayarak uygulamaya vermelidir. Başka ülkeler de sorun varmış gibi gösterip bizi sorun yok algısıyla susturmaya çalışanların tarıma verdikleri zarar büyük olmaktadır.”
Son bin 200 yılın en kötü kuraklığı
Guardian gazetesi Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) kuraklığın sonuçlarını araştırdı. Çalışmada kritik eşiğin aşıldığına ve Güneybatı ABD’de bin 200 yılın en kurak döneminin yaşandığına dikkat çekildi.
Mevcut mega kuraklığı araştıran uzmanlar ağaç halkalarını analiz ettiler.
Araştırmacılar ağaç halkaları ve toprak nemi arasındaki ilişkiye bakıldığında, 2000 yılında başlayan mevcut kuraklık döneminin MS 800’den bu yana benzeri görülmemiş olduğunu fark etti.
Nature Climate Change dergisinde yayınlanan 2022 araştırması, son yirmi yılın sıcaklık ve kuraklık koşullarının yüzde 42’sini küresel ısınmaya bağladı.