1999 sonrası yapılan binalar da tehlikede mi?

Prof. Dr. Yusuf Kadıoğlu, “İstanbul’da 1999 sonrası binalarda güçlendirme yeterli mi? Karot alımı yeterli olur mu? Beton ömrü nasıl anlaşılır? Zemini nasıl anlarız?” sorularına çarpıcı yanıtlar verdi.

1999 sonrası binalar

“İstanbul’da 1999 sonrası yapılan binalar da tehlikede mi?” sorusuna yanıt veren Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Dekanı Prof. Dr. Yusuf Kadıoğlu; “İstanbul’da binaların yüzde 69’u yaşlı. Yeterli olmaz, binaların bir kısmı yönetmeliğe uyulmadan yapıldı. Sahada çalışma yaptık. Şunu gördük, 2018-2019 yılında yapılan binalar ciddi anlamda hasar görmüş ve yıkılmış. Her ne kadar deprem yönetmeliği mevcut olsa da binanın içerisinde kullanılan betonların çalışmasını yaptık.” ifadelerini kullandı.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından dün akşam meydana gelen Hatay depremi sonrası tüm Türkiye bölgeyi yakından takip ediyor. Endişe veren bir bölge daha var Marmara. Peki megakent İstanbul depreme ne kadar hazır?


Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yusuf Kadıoğlu, CNN Türk’te katıldığı yayında İstanbul’da binalar güvenli mi? Marmara Bölgesi Depreme hazır mı? sorularına yanıt verdi. Kadıoğlu’nun açıklamaları şöyle:

Olası Marmara depreminden İstanbul nasıl etkilenir?

Jeolojik açıdan Marmara fayına en yakın kesimler Fatih, Avcılar, Büyükçekmece en çok etkilenebilecek bölgelerdir. Bu bölgelerde Fatih yarımadasındaki tarihi konumda olmasından dolayı binalar eski. Bu binaların depreme karşı dayanıklık güçlerinin hepimizce oldukça zayıf olduğunu biliyoruz.

Binaların bir kısmı yenilendi özellikle devlete ait olan binaların önemli bir bölümü yenilendi. İnsanların egemen yaşadığı kısımlar Fatih yarımadasında, Avcılar’da, Beşiktaş’ta binaların önemli bir bölümü eski. Son 2019 yılında İstanbul depremi gerçekleştiği zaman bu bölgede devlet bir araştırma yaptı. Bunlarla ilgili olarak aslında hangi bölgenin daha çok riskli olduğunu ve özellikle tsunamiye karşı hangi bölgenin ne kadar su altında kaldığına dair belgeler mevcut.

Marmara Depremi yakın mı? Nasıl önlem alınmalı?

Bireysel olarak üzerimize düşen çok şey var. Bir tanesi yaşadığımız bölgenin önce bir yapısını bilip özellikle Çevre Bakanlığı’na başvurup binamızın sağlamlık açısından belirlenmesi için teşebbüste bulunmamız gerekiyor. İncelenip ona göre karar verilmesi lazım.

Jeolojik olarak zemine bakıldığı zaman Antakya örneği, Elbistan örneği buna canlı bir örnektir. Zeminin daha çok alüvyon yatağından oluşması bölgenin içerisinde dalganın çok daha etkili bir şekilde 10 kat artarak yıkıcı etkisini gördük. Ciddi hasarlara neden oldu.


Zemini nasıl anlarız?

İnsanların bireysel anlamda bilmesine gerek yok daha önce ölçüldü. İnsanların bilmesi gereken en önemli husus zemini ölçmesinden ziyade binasının sağlam olup olmadığına bakması gerekiyor.İstanbul’da deprem olacak mı? Olacak tabi ama ne zaman olacağını kimse bilemiyor.

1999 sonrası binalarda güçlendirme yeterli mi?

İstanbul’da binaların yüzde 69’u yaşlı. Yeterli olmaz, binaların bir kısmı yönetmeliğe uyulmadan yapıldı. Sahada çalışma yaptık. Şunu gördük, 2018-2019 yılında yapılan binalar ciddi anlamda hasar görmüş ve yıkılmış. Her ne kadar deprem yönetmeliği mevcut olsa da binanın içerisinde kullanılan betonların çalışmasını yaptık.

“Yeni binaların da kontrol edilmesinde fayda var”

Beton petografisine baktığımızda içerisinde kireç oranının fazla olduğu, 2019 yılında yapılan binalarda dere kumu kullanıldığını gördüm. İstanbul için de aynı şey söz konusu. Yeni binaların da kontrol edilmesinde yarar vardır. Beton kalitesinin test edilmesinde yarar vardır. 2000 sonrası yapılan bina sayısı yaklaşık 360 bin.

Karot alımı yeterli olur mu?

Değil, karot alımı yeterli olmayabilir. Dikkat etmek lazım binaya zarar vermeden alım yapmak lazım. Rastgele her yerden almak doğru değil. Binanın petografisine bakmak lazım. Betonun ömrü söz konusu.

Kıyı şeridinde yaşayan insanların binaları nem oranı yüksek olmasından dolayı beton daha çok yıpranmaktadır. İzmir’de İstanbul’da çok bariz. Sadece demir değil betonun da ömrü önemli.

Beton ömrü nasıl anlaşılır?


Sizin binanızın temeli suyun altında kalmışsa binanın ömrünü tüketecektir. Temel hiçbir zaman su görmemişse ömrü 50 senedir. Bazı binaların temeli su altında kalabilmektedir. Demirlerin korozyona, betonların çürümesine neden olabiliyor. Bunlar binanın sağlamlığını düşürmektedir. (Milliyet)

İBB bina tespit uygulamasında değişiklik: İmamoğlu açıkladı


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.