Medeniyetler kenti Antakya depremden sonra bu hale geldi

Kahramanmaraş merkezli depremlerden en çok etkilenen il olan Hatay’ın Antakya ilçesinde fotoğraf karelerine yansıyan görüntüler, yıkımın boyutunu gözler önüne serdi.

antakya

Medeniyetler kenti Antakya depremden sonra bu hale geldi

Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde Antakya’da birçok bina yıkıldı.


antakya

Depremlerin ilçede yol açtığı yıkım, fotoğraf karelerine yansıdı. Fotoğraflarda, enkazın önünde üzerindeki gelinlikle ayakta duran cansız manken de görülüyor.

medeniyetler şehri

Antakya’nın tarihi sokaklarında tescilli binaların yıkıldığı ve enkazın yola saçıldığı yerde ise “Moloz dökmek yasaktır” yazısı ile kent merkezinde arama kurtarma çalışması yapılan bir apartmanın enkazında asılı kalan pelüş oyuncak ve duvarları yıkılan evlerdeki asılı perdeler dikkati çekiyor.

kilise deprem

Antakya’nın 638 yılında Müslüman Arapların eline geçtiği dönemde inşa edilen, avlusunda Hazreti İsa’nın üç elçisinin mezarı bulunması nedeniyle Müslümanlar için olduğu kadar Hristiyanlar için de önemli merkezler arasındaki hoşgörü, kardeşlik ve huzurun sembolü Anadolu’nun ilk camilerinden Habib-i Neccar Camisi de depremin meydana getirdiği etkiyle tamamen yıkıldı.

medeniyetler şehri

Hatay’ın ilçesi Antakya’nın tarihi milattan önceye dayanıyor.

Burası daha sonra gelişip büyüyerek Roma İmparatorluğu’nun en önemli dört kentinden biri oluyor. O dönemden kalma, tarihin meşalelerle aydınlatılan ilk caddesi de depreme kadar ayaktaydı. Medeniyetler beşiği diye anılan Antakya’nın günümüze kadar gelen kültürel yaşamı içinde Süryanilerden Müslümanlara, Yahudi ve Rumlara, çok çeşitli dinler ve onların ibadet yerleri var. Ne yazık ki dünyanın en eski kiliselerinden biri olup camiye dönüştürülmüş Habibi Neccar Camii’nin yanı sıra Musevi Havrası, Uzun Çarşı, Rum Ortodoks ve Antakya Protestan Kilisesi ve daha yeni örneklerden Hatay Meclis Binası’nın yıkılmış olması kentin en önemli kayıplarından.


cami hasar

Tarihi eser restorasyon uzmanları, bakanlık projeleri kadar onların iş vereceği müteahhitlerin yapacağı hatalı müdahalelerden de korkuyor ve örnek olarak Gaziantep’te depremde kesme şeker gibi dökülüp yıkılan kale duvarlarını gösteriyor ve bunların son restorasyonu yapan müteahhitin taş işleri olduğunu söylüyorlar.

medeniyetler şehri

Korum levhaları takıldı

Şimdilik hem Kültür ve Turizm Bakanlığı’na hem de kamuya ait kültürel varlıkların hasar tespitlerinin tamamlanmış olması ve mülkiyeti özel kişilere ait binalara da koruma levhaları takılarak bilinçsiz olarak enkaz kaldırılmasının engellenmesi, bakanlığın Hatay ve Antakya için bölgedeki bütün tescilli yapıların sorumluluğunu üstlenmesi koruma açısından çok önemli ve yararlı. Bundan sonrası ise bölgenin uzmanlarıyla da birlikte çalışarak Adıyaman’daki yıkılmayan tek bina olan Kommagene Kültür Merkezi ve Nemrut Alan Yönetimi gibi kalıcı işler yapılması. Antakya, tarihi boyunca hep böyle büyük depremlerle yıkılmış, yerle bir olmuş, yüz binlerce insan kayıpları vermiş ama küllerinden yeniden doğmayı başarmış.

antakya

Antakya Kültürel Mirasını Koruma Derneği Başkanı Kenan Yurttagül de depremde rastlantı eseri sağ kalanlardan. Yaşadıklarını anlattığı birartıbir.org’a verdiği röportajında ayrılmak zorunda kaldıkları kente yeniden döneceklerini, ancak restorasyon için acele edilmemesi gerektiğini söylüyor. “Mart başında TOKİ evlerine başlanması talimatı verilmiş, inanılır gibi değil. Kentin beklediği büyük Antakya depremini de düşünerek yeniden planlanması gerek. Yıkıntı alanına aynı binaları dikerek insanları ölüme mahkûm etmeye izin verilmemeli. Bunca enkazı nereye boşaltacaklar? Amik Ovası’na boşaltılması tarımı bitirmek demek olur” diyor.

tarih deprem hasarı

Antakya Kültürel Mirasını Koruma Derneği Başkanı Kenan Yurttagül’ün “Geri döneceğiz, umudu yitirme Hatay” dediği gibi bölgenin insanlarıyla da uzun vadeli ortak projeler üretilmesi gerekiyor. Antakya, Hatay, ne bir Başakşehir olmalı ne de müze şehir. Yaraları sarmak, iş bitirici olmak, yıkıntıları kaldırmak, insanlara barınacakları yerler yapmak, kültür varlıklarını korumak elbette çok önemli. Ama geri dönüşü olmayan hatalar yapmak yerine felaketi kazanca dönüştürmek ve Antakya’yı yeniden kurmak da mümkün olmalı. On gün sonra inşaata başlamak olsa olsa müteahhitleri kazandırır.

medeniyetler şehri

Prof. Dr. İlber Ortaylı: Hatay’ın tarihi restorasyonu için komisyon kurulmalı

Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, depremde en büyük hasarı alan Hatay’la ilgili açıklamalarda bulundu. Ortaylı, televizyonda yaptığı açıklamada; “Antakya bize binlerce yıllık imparatorlukların mirasıdır. Onu korumak zorundayız. İnanıyorum ki bu korumayı da Türkiye Cumhuriyeti yapacaktır. Etrafta buna el atabilecek, düzenleyebilecek başka bir güç, iktidar düşünülemez. Eski ile yeni yan yana. Eskiye belli ki kötü müdahaleler yapılmış zaman zaman. Onu tekrardan aslı ile ortaya çıkarmak şart olmalı. Antakya için hususi bir komisyon kurarak işi götürmeliyiz” dedi.

hatay

tarihi yıkım
Atatürk Caddesi’nde binaların altındaki iş yerleri de enkaza döndü.

antakya hatay habibi neccar antakya meydan asi nehri antakya


Fotoğraflar: AA, Twitter

Arşivden: Antakya: Mistik ve gizemli şehir Antioch (1. Bölüm)


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.