Prof. Cenk Yaltırak: İstanbul depremi 2026’ya kadar olacak, 4 fay kırılacak!

Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Kahramanmaraş’ta meydana gelen deprem ve beklenen İstanbul Marmara depremi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Profesör Yaltırak, Marmara’da 4 fayın olduğunu 2026’ya kadar kırılacağını söyledi.

İstanbul depremi

T24 yazarı Cansu Çamlıbel, Prof. Dr. Cenk Yaltırak ile Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6’lık depremler ile Marmara’da meydana gelecek İstanbul depremi hakkında ezber bozan açıklamalarda bulundu.

“Maraş’ta 2 değil, 3 fay aynı anda kırıldı!”

Cenk Yaltırak “1999’da TPAO diyor ki Marmara’da tek ve basit bir fay yok. Biz TPAO olarak 4300 kilometre veri topladık. Bu verilere göre yaptığımız harita budur ve Marmara çok faylı bir alandır, öyle tek bir fay yok. Ama bunu yapan adamlar mühendis olduğu için. Bu da İngilizce yayınlanmadığı için kimse bunu bilmiyor veya gündeme getiremiyor. Ve medya sadece tek fayı biliyor” ifadelerini kullanırken Kahramanmaraş için de 2 değil 3 fayın aynı anda kırıldığını söyledi.


Cansu Çamlıbel’in yazısının ilgili bölümleri şu şekilde:

Maraş’ta birinci deprem dediğimiz o anda aslında iki deprem aynı anda oldu diyorsunuz. Herkes iki deprem diye açıkladı. Ama aslında 3 deprem mi oldu?

bağımsız depremler

Evet. 1999 depremi de öyledir mesela. Ama iç içe geçtikleri için onu göremiyorlar. Bunu görebilmeniz için çok hassas yer hareketi ölçen aletlere bakmanız lazım. Ground motion ölçen aletlere baktığınız zaman bunu görebilirsiniz.

Bir tane 7.4 oldu, bir tane 7.6 oldu aynı anda. İkisinin toplam enerjisi yaklaşık 7.8. Bunu tam hesaplamak için daha çalışmamız lazım ama üç aşağı beş yukarı böyle oldu diyebiliriz.

1999’de bir tane 6.9 oldu. Bir tane 7 oldu, sonra da 7.4 oldu. Bunlar arka arkayadır. 7.4 en büyük olduğu için diğerleri onun arasında kayboldu. Hala o depremi uluslararası kayıtçılar 7.6 olarak gösterir.

“Her fayın kendine has bir tekrarlanma periyodu var”

Biz sonra 1500 yılın tarihsel depremlerini biliyoruz. Biz Marmara’daki 38 tarihsel depremin ikiden fazla yıktığı kentlerin kapsadığı alanı biliyoruz. Mesela İzmit’e 1490, 1719, 1999. Her fayın kendine has bir tekrarlanma periyodu var. Marmara’daki faylar aynı şekilde çalışmıyorlar. Bunlar farklı büyüklüklerdeler farklı kovalar ve musluklar gibi, farklı hızlarda doluyorlar.

istanbul depremi

“110 km’lik fayın 7,7 deprem üretebildiği ortaya çıktı”

Maraş depremiyle 4 tane argüman yanlışlandı diyorsunuz. Bir, tehlike haritaları yanlışlandı. İki, “büyük deprem için fayın çok uzun olması lazım” tezi yanlışlandı.

Tabii burada Amanos segmenti 150 kilometre kadar kırıldı. Kuzeydeki Çardak segmenti de 110-120 kilometre kadar kırıldı. Halbuki birçok adama göre 110 kilometrelik fay 7.7 deprem yaratmıyor. Ama görülüyor ki iç içe geçtikleri zaman yaratıyormuş demek ki.

“Önemli olan fayın yarattığı enerjinin sizin bulunduğunuz zeminde yarattığı ivme”

Bir diğer yanlış argüman da şu diyorsunuz; faydan uzak olunca etkisini az hissederim…

Osmaniye’de, Adıyaman’da, Hatay’da gördünüz. Fayda uzaklıktan daha önemli olan fayın yarattığı enerjinin sizin bulunduğunuz zeminde yarattığı ivme.

Deprem yönetmeliği diyor ki buradaki tasarım ivmesi budur, sen buna göre bina yaparsan güvende olursun.

Yeni fay haritası: 7 üzeri deprem üretme potansiyeli olan 4 fay var!

cenk yaltırak
İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Profesör Doktor Cenk Yaltırak

“Deprem yönetmeliğinin dayandığı tehlike haritasının kendisi tehlikeli”

O zaman deprem yönetmeliği de sıkıntılı, doğru mu?

Deprem yönetmeliğinin dayandığı tehlike haritası tehlikeli bir harita. Çünkü o harita elmayı, armudu, eriği aynı yere atıyor ve bunların ortalama ağırlığını bir istatistik olarak alıyor. Sonra da senin karşına ayva çıkma olasılığı 2500 yılda bir diyor. Öyle bir sınıflama yapılamaz.

Çok önemli bir konu olduğu için tekrar sorarak net biçimde kayda geçirmek istiyorum. Ülkenin deprem tehlike haritaları yanlış, bunlar üzerine kurgulanmış deprem yönetmeliği de yanlış. Bunu mu söylüyorsunuz?

Evet. Haritalar da yanlış, haritalar üzerinden çalışılan senaryoları da yanlış.

Sizin haritanızda binalar yan yana bile olsa ikisine ivmenin farklı gidebileceğini görüyoruz, öyle mi?


Doğru görüyoruz. İşte ben o yüzden diyorum ki; deprem tehlike haritaları olasılıksal tehlike haritaları olmaktan çıkartmalı. Mesela Kuzey Anadolu fayında Erzincan depremi oldu. Tehlike haritasında Erzincan bölgesi hala kıpkırmızı. Ama orada 200 yıl hiçbir deprem olmayacak. Bitti orası. Orada yeniden 7’den büyük deprem olması için o fayın tekrarlanma periyodunun aşılması lazım.

Farklı haritanın pratik, bizim hayatlarımızı etkileyecek sonucu nedir?

Şimdi bizim hazırladığımız Marmara’nın 2022 model haritasında 22 bin kilometre veri var. Marmara’nın tek fay haritasının dayandığı veri 1630 km. 12 kat daha fazla veri var bizde demek. Artı denizin 10 kilometre altındaki yapıyı da haritaladık. Fayı sadece yüzeyde haritalamadık, derinliğine doğru da haritaladık. Biz böylece denizin tabanındaki 3 tane fayı derine doğruda bulduk. Fay derine doğru gidiyorsa deprem üretiyordur.

“İstanbul için 2019- 2026 aralığı sadece bir tahmin”

Siz 2002’de yazdığınız makalede zaten 4 fay demekle kalmamış bunların kırılmasının Marmara’da 7.5 büyüklüğünde deprem oluşturacağı tespitinizi de yazmıştınız. Hatta tarih aralığı da vermiştiniz. Bizim İstanbul depremi dediğimiz depremin 2019 ile 2026 aralığında olacağı yönünde iddialı bir öngörü de paylaşmıştınız.

E işte bir tahminim var. Ama o tahmin sadece bir tahmin. Bu nedenle bunu tekrar etmeye gerek yok.

Neden?

Çünkü içine girdik artık, o dönemin içine girdik.

cenk yaltırak

“Sizden 2 sokak ötede ivme farklı olabilir”

Sizin argümanınıza göre doğanın bir matematiği var ve aslında tarihsel depremlerin analizi bize net takvim veriyor.

Tabii. Bizim çalışmamız bunu çözdü. Bu bölgedeki bütün depremlerin nerede olduğunu biliyoruz biz. Periyodları da biliyoruz. Bu algoritmaları uygulamak için kod yazıldı. Fayların üzerinde geçen zamanı biliyoruz. 989’da 1509 arasında 520 yıl geçmiş ve o depremin büyüklüğü 7.66 olmalı. Neden? Burada yılda 20 milimetre hareket var. Yirmi milimetre toplam 9.3 metre yapıyor. 9.3 metreyi bilgisayara koyduğun vakit üretebileceği en büyük deprem bu; 7.66.

Hepimize söyleyin o zaman bizi ne bekliyor?

Niye söyleyeyim? Benim bunu kime söylemem gerekir?

Başta devletin ilgili kurumlarına herhâlde.

Evet. Peki devletin ne yapması lazım? Ciddiye alması lazım.

“İBB tek faya göre tehlike haritası yaptı”

Kaç kere anlattım hatırlamıyorum. Ama tek faya göre İBB tehlike haritası yaptı. Bu haritanın üzerinden yapacağınız hesaplama ve hasar diğeriyle aynı değil. Çünkü İBB’nin haritasında bir kilometrenin içindeki herkes aynı havuzda değerlendiriliyor. Oradaki bütün evlerin üzerinde oluşacak deprem yüklerinin yanlış hesaplanmasına neden oluyorsunuz.


Röportajın tamamı: Prof. Dr. Cenk Yaltırak: Türkiye’nin deprem haritaları da senaryoları da yanlış (t24.com.tr)


Prof. Dr. Cenk Yaltırak’ın bilimsel makalesi: Stress change generated by the 2019 İstanbul–Silivri earthquakes along the complex structure of the North Anatolian Fault in the Marmara Sea | Earth, Planets and Space | Full Text (springeropen.com)

Prof. Yaltırak: Aklı başında olan Marmara’dan gitsin!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.