Kızılay’ın kan stoğu kritik seviyede: Hastalar kendi çabalarıyla kan buluyor!

Türk Kızılay Kan Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Saim Kerman, ulusal kan stoğunun asgari seviyenin altına düştüğünü söyleyerek, “3 günlük kan stokumuz var” dedi.

kızılay kan stoğu

Dr. Kerman dün DHA’ya yaptığı açıklamada, ulusal kan stoğunun asgari seviyenin altına düştüğünü duyurdu ve vatandaşları kan bağışı yapmaya çağırdı.

Türkiye’de ulusal güvenli kan temininden sorumlu tek kuruluş olan Kızılay, kan stoğunun kritik seviyeye gelmesinin sebeplerini şöyle açıklıyor:


  • Her yıl Ramazan ayında yaşanan kan bağışlarındaki düşüş,
  • Afet illerimizde kan bağışı alınamaması ancak ihtiyacın sürmesi,
  • Tüm hastanelerde kan ihtiyacının artması sonucu kan stoklarının azalması.

BBC Türkçe’ye konuşan sağlık profesyonellerine göre, Türkiye’de her yıl Ramazan ayında kan bağışları azalsa da ulusal kan stoku hiç bu seviyelere gerilememişti.

6 Şubat depremlerinde çadır ve kumanya satmak gibi pek çok uygulamasıyla eleştirilen Kızılay, bu kez de asli görevi olan kan bağışı ve teminindeki sorunlar sebebiyle eleştiriliyor.

Kan tedariki ile yetkilendirilmiş başka bir kuruluş olmadığı düşünüldüğünde, Kızılay’daki stoklarının asgari seviyenin altına düşmesi, ciddi risklere işaret ediyor.

Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Eşbaşkanı Kubilay Yalçınkaya, “Kimse holdingleşerek ticari işlere giren bir kuruma kanını vermek istemez. İnsanlar bağış yapmaktan kaçınıyor” diyor.

Kan tedariki sadece Kızılay’ın yetkisinde

Türkiye’de toplu bağış yoluyla güvenli kan temini sağlama yetkisi ve yükümlülüğü sadece Kızılay’da bulunuyor. Nitekim hastalara kan sağlamak, Kızılay’ın asli görevleri arasında yer alıyor.

Çoğu büyük kamu hastanesi “kan bankası” ismi verilen birimlerde kendi kan stoklarını tutuyor ancak ek ihtiyaç halinde yine Kızılay’a başvuruyor. Dolayısıyla ülkedeki kan ihtiyacının hemen hepsi, Kızılay’ın topladığı kan bağışları ile karşılanıyor.

kan bağışı

“Hastalar kendi çabalarıyla kan buluyor”

Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Eşbaşkanı Kubilay Yalçınkaya da depremden beri Kızılay’a kan bağışlarında ciddi bir azalma olduğunu aktarıyor.

“İnsanlar ameliyat için kaygılanırken şimdi bir de kan bulma telaşına giriyor; rica minnet ile çevresinden bir şekilde kan bulmaya çalışıyor” diyor Yalçınkaya.

Yalçınkaya, kan bulabilmek için sendikadan yardım isteyen ve sendika aracılığıyla daha fazla kişiye ulaşmaya çalışan hasta sayısında ciddi bir artış olduğunu söylüyor:

“İnsanlar şu an, normalde rahatça bulunabilecek bir kan grubuna bile ulaşamıyor. Eskiden bize sadece ender bulunan kan gruplarına ilişkin talepler gelirdi. Şimdi her kan grubuna yönelik ihtiyaçla bize başvuruyorlar, kan ihtiyacını üyelerimize duyurmamızı istiyorlar.”

Yalçınkaya, “Hastalar şu an kendi çabalarıyla kan buluyor. Çevresindeki eş dost ya da kurumlardan yardım istiyor” diyor:

“Eskiden akrabalık ve sosyal ilişkiler daha genişti, çok daha kolay kan bulunabiliyordu. Artık giderek daralaN sosyal ilişkiler sebebiyle kendi sosyal çevresinden kan bulmak da zor oluyor.”

“Sağlık Bakanlığı’nın devreye girmesi gerekiyor”

Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’na ait 900’den fazla hastane bulunuyor. Üniversite hastaneleri ve özel hastaneleri de eklediğimizde, bu sayı 1.500’lere ulaşıyor.

Yalçınkaya, güvenli kan temini için Sağlık Bakanlığı’nın devreye girmesi gerektiğini ve hastanelerde kan alınması gerektiğini değerlendiriyor:

“Madem Kızılay artık ticarileşti ve güven kaybetti, Sağlık Bakanlığı kan toplama işini kendi sorumluluğuna almalıdır. Zaten hastaneleri, soğuk zinciri ve kan bankaları var.”

“Ya Kızılay’ın bu durumdan kurtarılması ya da bu işin Kızılay’ın elinden alınması gerekiyor. Çünkü bunun sonunda yaşam hakkı dediğimiz kan hakkının riske atılması söz konusu.

“Eğer vatandaşın tepkisi dindirilemiyorsa ve Kızılay’a bağış söz konusu değilse, Sağlık Bakanlığı’nın vatandaşları kan bağışı için hastanelere yönlendirmesi lazım.”

Kan bulunamadığı için ameliyatı geciken hastalarla ilgili olarak, “Hastanede kan arayan hastanın muhatabı Kızılay değil, Sağlık Bakanlığı’dır” diyor:

“Bakanlığın nasıl hastanesinde yatan hastanın tedavisine ilişkin tıbbi malzemeyi sağlaması gerekiyorsa, o vatandaşın tedavisi için gerekli olan kanı da sağlaması gerekiyor.”


kızılay kan bağışı

“Vatandaşlar kan bağışı yapmaya devam etmeli”

Sağlık profesyonelleri, Kızılay yönetimine getirilen tüm eleştiriler bir yana, bu krizde yine bizzat vatandaşların mağdur olacağını belirtiyor.

Tezdiğ, “Kan tedariki konusunda Kızılay’ın bir alternatifi yok. Burada yine bizim insanlarımız mağdur olacak” şeklinde açıklıyor:

“Evet çadır satmış, şirketler kurmuş ve ihaleleri yandaşlarına vermiş olabilirler ama vatandaşlar kesinlikle Kızılay’ı kan konusunda mahrum bırakmasın.”

Bir ünite kanın bile bazen bir hayat kurtarabildiğini söyleyen Ökten ise, “Yöneticilerin Kızılay’ı bu hale getirmesine tabii karşıyız ama diğer taraftan da başka bir alternatifimiz yok. Vatandaşı tüm bunlara rağmen Kızılay’a kan bağısı vermeye çağırıyorum” diyor.

Peki, kan ihtiyacındaki sıkıntı bir karaborsa ortamına sebep olabilir mi?

Şu anda böyle bir durum gözlenmediği söyleyen Yalçınkaya, “Bu kadar ekonomik darboğazın olduğu bir yerde insanlar kan ararken çözümsüz kalırsa, bu gibi şeyler yaşanabilir” diyor.

Türkiye’nin kan stokunda kırmızı alarm

Deprem bölgesinde kan bağışlarının olmaması, ramazana bağlı olarak her yıl yaşanan bağış azalması nedenleriyle Türkiye’deki ulusal kan stoku asgari seviyenin altına düştü.

Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, AA muhabirine, ramazanda kan stokunun azaldığını söyledi.

kızılay kerem kınık

Bu yüzden kan bağışı çağrısında bulunan Kınık, “Kızılay ulusal güvenli kan temin programından sorumlu tek kuruluş. Türkiye’de kanı her gün 300 noktada bağışçılardan alıyoruz. Alınan bu kanlar, Kızılay’ın 4 referans laboratuvarlara getiriliyor. Bunların ileri tetkiklerini yapıyoruz. Daha sonra her kanı eritrosit, trombosit ve plazma olarak 3’e ayırıyoruz.” dedi.

İşlemlerden geçirilen kanı ihtiyaç duyan vatandaşlara ulaştırdıklarını belirten Kınık, şöyle konuştu:

“Bu kan, ihtiyaç duyulan 1500’e yakın hastanede vatandaşlarımıza ulaştırıyor. Biz her ramazanda bağışlarda genel anlamda bir düşüş yaşarız. Depremzedelerimizden bu anlamda kan talep etmiyoruz ama bu bölgelerde de kan ihtiyacı aynı şekilde devam ediyor. Hatta artarak devam ediyor. Dolayısıyla aslında 71 vilayetimiz, Türkiye’nin tamamını buradaki 11 vilayetle beraber, omuzlamış durumda. Dolayısıyla bu ihtiyaçlarımızın artması, deprem bölgelerinde kanın alınamaması, ramazanda her yıl yaşadığımız düşüklük nedeniyle ulusal kan stoklarımız asgari stok seviyesinin altına indi. Bu bizim için kırmızı alarm seviyesidir.”

“Başka bir kaynağı yok”

Kan bağışı çağrısında bulunan Kınık, şunları söyledi:

“Bu kırmızı alarm seviyesine geldiğimiz noktada biz çok acil vatandaşlarımıza duyuru yapıyoruz ve bu stok seviyelerimizin hızlıca 50 binlerin üzerine çıkarılması için onlardan talepte bulunuyoruz. Kızılay ramazanda iftar ve sahur vakitlerine göre mesailerini ayarlıyor. www.kanver.org web sitemiz üzerinden vatandaşlarımız çalışma saatlerini, kendilerine en yakın lokasyondaki kan bağışı bilgilerine erişebilirler. Ayrıca randevu alarak randevularıyla istedikleri saatte vatandaşlarımız kan bağışında bulunabilirler.”

Kanın sürekli bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kınık, şöyle devam etti:

“Kan, biliyorsunuz sürekli bir ihtiyaç. Bizim her gün 8 ile 9 bin ünite vatandaşımızdan kan alıp yaklaşık 20 bin ünite kan bileşenini hastanelerimize ulaştırmamız gerekiyor. Bunun başka bir kaynağı yok. Tek kanal Kızılay ve 1500 hastanemizdeki her yıl yaklaşık 6 milyon hastaya ulaştırdığımız bu kanı bugün hastalarımız bekliyor. Tedavilerinin gecikmesi onlara sıkıntı oluşturabilir. Dolayısıyla kan bağışçılarımızı, Kızılay’a ve ihtiyaç sahibi vatandaşlarımız için kan bağışı noktalarına davet ediyoruz. Bunu düzenli olarak ve her gün yapmak durumundayız. Çünkü kan acil değil, sürekli bir ihtiyaçtır.”

Kızılay’ın duyurusunun ardından Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Kaftancıoğlu’ndan kan bağışı çağrısı

Kılıçdaroğlu

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu Kızılay’ın ‘kan bağışı’ duyurusunu paylaşarak vatandaşlara kan bağışı yapma çağrısı yaptı.

Türkiye Kızılay Derneği, “Ulusal kan stoklarımız asgari seviyenin altına düşmüştür. Kan bekleyen hastalarımızın mağduriyet yaşamaması için tüm vatandaşlarımızı kan bağışına davet ediyoruz” çağrısı yaptı.

Kılıçdaroğlu Twitter’dan “Sevgili halkımızı davet ediyorum. Kan verelim.” ifadelerini kullanırken; İmamoğlu Twitter’dan Kızılay’ın çağrısını alıntılayıp yönetimine tepki olduklarını da not düşerek şu açıklamayı yaptı:

“Biliyorum mevcut Kızılay yönetimine kızgınsınız. Ben de tepkiliyim. Ne yazık ki bu asil kurum, başındaki zat ve ona bu görevi layık gören zihniyet yüzünden zor durumda. Bakmayın sıralanan bahanelere, ulusal stokların tükenmesinin tek nedeni bu yönetim. 14 Mayıs’tan sonra Kızılay yine liyakatli bir yönetime kavuşacak. Ama şimdi kan bağışı zamanı. Tüm duyarlı vatandaşlarımı kan bağışına davet ediyorum.”

“Yöneticilerinin kötülüğünü Kızılay’a mal etmeyelim kan bağışında bulunmayı ihmal etmeyelim”


CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da Twitter’dan yaptığı paylaşımda; “Kişilerin ya da yöneticilerinin kötü olması kurumların kötü olduğu anlamına gelmez. Kızılay Cumhuriyetin köklü kurumlarından biri olup çok yakında liyakatli yöneticiler eliyle yönetilecek. Yöneticilerinin kötülüğünü #Kızılay’a mal etmeyelim kan bağışında bulunmayı ihmal etmeyelim.” ifadelerini kullandı.

Fatih Altaylı’dan Kızılay çıkışı: O kan senin babanın kanı mı?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.