Özgürlüğü ararken

Belki de daha bizler doğmadan önce başlamıştı içimizdeki bu asi ruh…

özgürlüğü ararken

Milyonlarca spermin içinden sıyrılıp kendi ruhuna, kendi varlığına ulaşmak için sarf ettiğimiz onca çaba ve yorgunluk…

Belki de bilmediğimizin öncesi de olmuştu… Onca bildiğini düşündüğümüzün ne kadarı gerçeğe daha yakın. Ya da gerçek bildiklerimizin ne kadarını düşünecek kadar özgür bırakabilmiştik düşüncelerimizi.

“Hey! Ben Özgür Ruh!”

Diye başlarken serzenişlerimiz gerçekten ama gerçekten “özgür” müyüz?

Bugün özgürlüğünü arayan 2 kuş tanıyorum. Bir anlık ihmalin özgürlüğe açılan 4 kanadı.

Peki, aradıklarını bulabilmiş miydi? Diyecekseniz belki yine farklı bir pencerenin kıyısına konmuş, birileri onları yine evlerinde ağırlamıştıı. Ama soruyorum size, o açılan kanat zaman dilimi kadar da olsa kaçımızın gerçekten yaşayabildiği bir özgür ruhu olmuştu?

Sabah güneşinin yüzüme yansıyan gün doğumu yine bana neler düşündürüyor böyle. Gökyüzüne açılmış martı sesleri hangi düşlerde ağırlıyordu yine beni.

Ama şunu diyebilirim ki her ne kadar kendi kararlarımızı alıyor, kendi dünyamızı inşa edecek ruha sahip olursak olalım, yine de bizi tutan bir şeyler olacaktır.

Çünkü daha öncesi ve ötesini bilmiyor, sıkıştığımız bu dünya içinde bilinmezliğin ötesine geçemiyor, hadi geçiyor olsak dahi sil baştan bir hayat ile hatırlayamıyoruz. Bazı olaylar, durumlar karşısında tek diyebildiğimiz şey ‘dejavu’.

Tek mutlak gerçek irade huzurunda onun varlığında güç ve ilham alan varlığımız…

Diyeceğim o ki, sorumluluklarınıza, varlığınıza değer katan her şeye sahip çıkın. Hayatı, hayatınızı akışına bırakıp yormayın kendinizi. Ve unutmayın ki, ne kadar çabalarsanız çabalayın, ne kadar yol kat ederseniz edin, varacağınız yer faklı bir başlangıç olacak ve tam anlamıyla özgürlüğe ulaşamayacaksınız.

Bilmediğini istemek… Bilmeyeni arzu etmek tıpkı özgür ruhlu iki kuşun varacağı farklı bir pencere olacaktır.

Gönlümüzde biriktirdiğimiz kuraklığımız


Tuğba Altun Souci
TV Medya & Sosyal Medya Uzmanı | Köşe Yazarı | Kurumsal İletişim Danışmanı | Sosyal Sorumluluk Proje Geliştiricisi Tuğba Altun, medya ve iletişim alanında 14 yılı aşkın deneyime sahip, televizyon yayıncılığı ve dijital medya üzerine uzmanlaşmış bir iletişim profesyonelidir. Kariyeri boyunca birçok televizyon projesinde ve dijital platformda aktif görev almış; içerik üretimi, yayın koordinasyonu ve sosyal medya stratejileri alanlarında etkin çalışmalar yürütmüştür. Uzun yıllar boyunca farklı medya organlarında köşe yazarlığı yaparak, toplumsal olaylar, kültür, sosyal sorumluluk ve insan hikâyeleri üzerine düşünsel katkılar sunmuştur. Yazılarında güçlü bir toplumsal hassasiyet ve insan merkezli bakış açısını yansıtmaktadır. Aynı zamanda, Türkiye’nin önde gelen kadın odaklı sivil toplum kuruluşlarından birinin basın ve medya iletişimini yürütmekte; kuruluşun kamuoyuyla olan tüm yazılı iletişimini stratejik olarak planlamakta ve yönetmektedir. Tuğba Altun, sosyal etki yaratan projeleriyle de öne çıkmaktadır. Kurucusu olduğu başlıca sosyal sorumluluk projeleri arasında Haydi Gülümse, Haydi Gülümset, Bir Kitap da Sen Bağışla ve İnsanlık Ölmedi Ben Buradayım yer almakta olup; bu projeler aracılığıyla geniş kitlelere ulaşan, sürdürülebilir ve insan odaklı toplumsal fayda hedeflenmektedir. Alanında derinleşmiş deneyimi, yüksek farkındalık bilinci ve kalemiyle oluşturduğu güçlü iletişim diliyle; Tuğba Altun medya dünyasında güvenilir, üretken ve ilham veren bir isim olarak yerini almıştır.