Beslenme, yaşam tarzımızın önemli bir parçası ve sağlığımızın korunmasında çok yüksek bir etkiye sahiptir. Sağlıklı beslenme, vücutta oluşan üreme süreçlerini etkileyerek, kronikleşen hastalığın korunmasına yardımcı olabilecek kritik bir faktördür. Bu noktada pro-inflamatuar ve anti-inflamatuar olarak ifade edilen kavramlar ortaya çıkmaktadır.
İnflamasyon nedir?
İnsan vücudunda travma, hastalık, enfeksiyon gibi durumlarda değişen yenileşme süreci olarak düşünebiliriz. Akut dönemlerde koruyucu bir etki sağlar. Vücudun toparlandığı sağlıklı ve olması gereken bir süreçtir. Fakat bu evre uzayan süreçte eğer inflamasyon devam ediyorsa vücuda zarar vermeye başlamaktadır. Yani kısaca değerlendirecek olursak inflamasyon, vücudun kendini korumak için verdiği tepkidir. Bu tepki uzadığı zaman ne yazık ki çok fazla savaş verdiği için bu sefer insan vücuduna zarar vermeye başlar. Örnek olarak diyabet hipertansiyon ve haşimato gibi oto-imümin hastalıklar inflamasyonla ilişki olduğu düşünülmektedir.
Pro-inflamatuar beslenme modeli nedir? sağlıklı mıdır?
Doymuş hayvansal yağlar, trans yağlar, kırmızı et, kızartma, gluten içeren besinler, basit karbonhidratlar (şeker ve şekerleme türevi) tuz, ve işlenmiş ürünler yönünden zengin gıdalar ile beslenmeyi sürdürülmesi şeklidir. Bu tarzda beslenmeye fazla ağırlık veren toplumlar inflamasyonu tetikleyerek ve şiddetini arttırarak kronik hale gelmesine neden olmaktadır.
Sağlıklı değildir! Çünkü bu şekilde inflamasyon sürecini uzattığınız için vücuttaki iltihap enfeksiyon ve hastalık uzamış hale gelir.,
Trans Yağlar
Proinflamatuar etkileriyle bilinen trans yağlar, fast-food ürünleri, kızartmalar ve hazır yiyeceklerde yaygın olarak bulunur. Karaciğer ve kalp etrafında yağlanma oluşumuna önemli derecede olumsuz etkisi olan trans yağlar kardiyak hastalık riskini de arttırmaktadır.
Basit karbonhidratlar : Beyaz un ve şeker gibi basit karbonhidratlar, yüksek glisemik indeksli gıdalardır. Glisemik indeksi yüksek olan gıdalar tüketildiğinde, kan şekeri hızla yükselir. Aynı hızla kan şekeriniz kısa sürede düşecektir. Bu durum kişinin kan glikoz düzeyini bozduğu için gün içinde yaşam kalitesini düşürür.
Doymuş Yağlar ve Kırmızı Et : Hayvansal yağlar ve kırmızı et aşırı tüketiminde kan kolesterol seviyesi artar buda kardiyak riski arttırmaktadır.
Anti-inlamatuar beslenme modeli nedir? Sağlıklı mıdır?
Evet Sağlıklıdır. Akdeniz diyeti olarak da bilinen anti-inflamatuar beslenme, organik ve lifli besinlerden oluşan beslenme tarzıdır. Buna karşı gluten ve kazainden fakirdir. Sebze, meyve, mantar, baklagiller, balık, deniz ürünleri, baharat zeytinyağından oluşan beslenme tipidir bu beslenme ile kalp krizi riski ve felç riskinin azaltıldığı birçok günlük çalışma mevcuttur
Antiinflamatuar beslenme modeli metabolizma dostudur. Sindirim sistemi için düzenleyicidir. sağlıklı yağlar içerir. Bu besinler, antioksidan, vitamin ve mineral açısından oldukça zengin içeriğe sahiptir.
Meyve ve Sebzeler
Mevsimine uygun taze ve meyvede zengin vitamin ve mineral bulunmaktadır. Mutlaka her gün taze meyve ve sebzeler en az 2 porsiyon olmak üzere tüketilmelidir. Anti-inflamatuar dır.
Omega-3 Yağ Asitleri
Omega-3 yağ asitleri, somon, sardalye, keten tohumu ve chia tohumu gibi gıdalarda bulunur. Bu yağlar vücutta doğal şekilde emilebilir ve sindirilebilir yağlardır. Kalp sağlığı açısından koruyucudur. Beyin aktivasyonunu arttırdığı bilinmektedir.
Kuruyemişler ve Tohumlar
Ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişler ve chia tohumu, keten tohumu gibi tohumlar, sağlıklı yağlar ve antioksidanlar bakımından zengindir. Antiinflamatuar içeriğine sahiptirler.
Zeytinyağı
Antiinflamatuar özelliklere sahip sağlıklı bir yağdır. Zeytinyağı tüketen toplumlarda kardiyo-vasküler hastalık görülme sıklığı azdır. Karaciğer yağlanması yapmaz ve Kalp-damar sağlığı açısından olumlu bir çok yönü vardır.
Proinflamatuar ve antiinflamatuar beslenme modelleri, vücuttaki inflamasyon süreçlerini belirler. Sağlığınız için önemli bir rol oynar. Sağlıklı bir yaşam için, proinflamatuar besinleri sınırlamak ve antiinflamatuar besinleri ise arttırmak gerekir.
Unutulmamalıdır, her bireyin beslenme ihtiyaçlarının farklıdır. Bireysel ihtiyaçlarınız ve hastalık durumunuza en uygun beslenme planını oluşturmak için Diyetisyene Mutlaka başvurun. Sağlıklı ve Umut dolu günlerde görüşmek üzere… Sevgiyle kalın.
Nurettin Şahinli
Beslenme ve Diyet Uzmanı
Umut Psikoloji ve Diyet Klinik Müdürü