Kılıçdaroğlu doktrini 100 yıl sonra başarılı olabilir ama bugün değil!

‘Kemal Kılıçdaroğlu siyaseti’, ‘Kılıçdaroğlu doktrini’, veyahut ‘Kılıçdaroğlu düşüncesi’ bugün neden başarılı olamaz? Daha doğru bir ifade ile Kılıçdaroğlu neden başarılı değil ve neden artık siyaseti bırakmalıdır?!

kemal kılıçdaroğlu

Kılıçdaroğlu doktrini 100 yıl sonra başarılı olabilir ama bugün değil!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu son genel seçimlere kadar gerçekten siyasette yapılmayan demokratik, ahlaki/etik siyaseti tam anlamıyla ortaya koydu. Takdir edilmesi gereken bir durumdu. Belki de “Karaoğlan” Bülent Ecevit‘ten sonraki en omurgalı politik duruşu sergiledi. Siyaseti ilkeli yaptı.


70 yaşındaki bir adamın yüzlerce kilometre yürüyerek “adalet” duygusunu tüm dünyaya örnek olacak şekilde gösterdi.

Türk milletinin bir kısmı anlayamasa da, bugün birçok kazanım Kılıçdaroğlu’nun talebiyle, politik isyanıyla gerçekleşti. Dönemin bakanı Mehmet Şimşek “Siz o kadar ücreti halka verin, ben de CHP’ye oyumu vereceğim” demişti. Daha sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği oldu ve bir anda asgari ücret artışı gerçekleşti.

Emekli ikramiyesi diye ortada bir şey yokken, Kılıçdaroğlu ‘bayram ikramiyesi’ diye bir kavram ortaya attı. ‘Olmaz, molmaz’ denilirken, bir an da AKP iktidarı emekliye Ramazan ve Kurban bayramı ikramiyesi vermeye başladı. Halk bunları görmedi veyahut görmek istemedi. Ve şimdi de emekli ‘7.500 lira yetmiyor’ diye isyan ediyor. Garip bir durum olsa da, sonuç itibari ile Türkiye’de yaşıyor ve bu tezatlıkları sıkça görüyoruz.

Kemal Kılıçdaroğlu ‘temiz siyaset’ içerisinde yer alabilecek bir lider. ‘Kirli siyaset’ Kemal Kılıçdaroğlu’nun olabileceği bir platform değil. Örneğin Kılıçdaroğlu; Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık veya İskandinav ülkelerinde olacak veya olması gereken bir lider. Şu da olabilir; Türkiye’ye 80 ila 100 yıl sonra gelip ülkeyi yönetmesi gereken bir lider de olabilir.


Kemal Kılıçdaroğlu demokrat, adaletli, insan haklarına saygılı duruşu ile bugüne kadar geldi. Ancak kendisi, şu an için bu ülkeye fazla. Yanlış bir zamanda, yanlış bir dönemde ülke siyasetine girdi diyebiliriz. Demokratik bir zeminde, bilinçli ve ne yaptığını bilen, anlayan, kavrayan, yorumlayan ve sorgulayan bir toplumda, oldukça başarılı bir siyaset adamı olarak eminim tarihe geçebilecek biriydi.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk doğru zamanda geldi. Türkiye için kimsenin yapamayacağı şeyleri yaptı ve sonrasında gitti. CHP’nin şu anki lideri Kılıçdaroğlu ise maalesef doğru zamanda gelmedi, gelemedi.

Osmanlı’dan itibaren bu topraklarda yaşayan toplumlarda; ast/üst kimliksel siyaset, mezhepsel/etnik politika, ideolojik duruş bozukluğu, yetersiz ve eksik kültürel gelişim vb. nedenler, ülkenin gelişimini engellemiştir. O yüzden matbaa 250 yıl sonra bu topraklara gelmiştir.

Bugün de gelişemeyen ve (bilerek, isteyerek) gelişmesinin önüne geçilen kültürel ve bilinç durumu doğru, temiz siyaseti elinin tersiyle ötelemiştir.

Gelişen konjonktürel siyasi ortam, artık Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasette olmaması gerektiğini göstermektedir. Yüz yıl sonra olması gereken ‘Kılıçdaroğlu düşüncesi’ni Türk toplumu istemiyor, benimsemiyor. Doğrusunu söylemek gerekirse başarılı da değil. Bu toplumda ‘bulgur, kömür siyaseti’ ile kısa bir süre daha yola devam edilmelidir! Çok değil, sadece 100 yıl! Kemal Kılıçdaroğlu yüz yıl sonra başarılı olabilir ama bugün değil!


O yüzden Kemal Kılıçdaroğlu artık ceketini alıp siyaseti bırakmalıdır. Çünkü bugünün politikasında ‘Kılıçdaroğlu zihniyeti’ başarılı değil. Çünkü bugünkü düzen bunu sevmiyor, istemiyor ve benimsemiyor…

Politika yazıları


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…