Araştırma: Zombi virüsler yeni bir pandemiye neden olabilir!

zombi virüsler

Sibirya’da 48 bin yıl öncesinden gelen ‘zombi virüsler’ hala bulaşıcı ve yeni bir pandemiye neden olabilir!

Bilim insanları, antik mikro-organizmaların neden olduğu bir hastalığın ilk vakalarını tespit etmek üzere bir izleme ağı planlamaya başladı bile.

Aix-Marseille Üniversitesi’nden genetikçi Jean-Michel Claverie, “Şu anda pandemi tehditlerine ilişkin analizler, güney bölgelerde ortaya çıkıp daha sonra kuzeye yayılabilecek hastalıklara odaklanıyor. Buna karşın, uzak kuzey bölgelerinde ortaya çıkıp daha sonra güneye yayılabilecek bir salgına çok az ağırlık veriliyor Ve ben bunun bir ihmal olduğuna inanıyorum. Orada insanlara bulaşma ve yeni bir salgın başlatma potansiyeline sahip virüsler var” diyor.[1]


Rotterdam’daki Erasmus Tıp Merkezi’nden virolog Marion Koopmans da bu görüşü şu sözlerle destekliyor: “Permafrostta hangi virüslerin saklı olduğunu bilmiyoruz ama bence bir salgını, örneğin eski bir çocuk felci türünü tetikleyebilecek somut bir risk var. Böyle bir şeyin olabileceğini varsaymak zorundayız.”

Daha önce aktarmıştık; yeni bir küresel sağlık krizinin tetiklenebileceğine dair korkuları artıran bu ‘zombi virüsler’ bir süredir mercek altında. Claverie ve ekibi, Sibirya’daki virüslerin binlerce yıldır donmuş toprakta gömülü olmalarına rağmen tek hücreli organizmaları enfekte edebildiğini ortaya koymuştu.

Permafrost nedeniyle oluşan soğuk, karanlık ve oksijensiz ortam nesli tükenmiş antik canlıların fosillerini kusursuz bir şekilde koruyor.

zombi virüsler

Geçen yıl yayınlanan ileri araştırmalar[2] Sibirya’daki yedi farklı bölgeden birkaç farklı viral türün varlığını ortaya çıkardı ve bunların kültürlenmiş hücreleri enfekte edebileceğini gösterdi. Virüs örneklerinden biri tam 48 bin 500 yaşındaydı.

Claverie, “Bizim üzerinde çalıştığımız virüsler sadece amipleri enfekte edebiliyordu ve insanlar için herhangi bir risk oluşturmuyordu. Ancak bu, şu anda donmuş hâlde bulunan diğer virüslerin insanlarda hastalığa yol açamayacağı anlamına gelmiyor. Örneğin, iyi bilinen patojenler olan poxvirüs ve herpesvirüslerin genomik izlerini tespit ettik” diyor.

Permafrost nedir?

Uzun yıllar boyunca tamamen donmuş hâlde bulunan toprak tabakasına permafrost deniliyor. Kuzey yarımkürenin beşte birini kaplayan permafrost, iklim değişikliği nedeniyle hızla çözülüyor; böylece virüs ve bakterilerden yünlü mamutlara, hatta kusursuz şekilde korunmuş bir mağara ayısına kadar bir dizi antik kalıntı gün yüzüne çıkarıyor.

permafrost

Dünyanın permafrostu değişiyor

Claverie geçtiğimiz günlerde Observer’a verdiği demeçte konuya şöyle açıklık getiriyor: “Permafrost ile ilgili en önemli nokta soğuk, karanlık ve oksijenden yoksun olması. Bu da biyolojik materyalleri korumak için mükemmel bir ortam sağlıyor. Mesela permafrosta yoğurt koyduğunuzda 50 bin yıl sonra hâlâ yenilebilir durumda olabilir.”

Ancak dünyanın permafrostu değişiyor. Gezegenin Kanada, Sibirya ve Alaska’daki ana rezervlerinin üst katmanları, iklim değişikliğinin Kuzey Kutbu’nu orantısız bir şekilde etkilemesi nedeniyle eriyor. Meteoroloji uzmanlarına göre bölge, küresel ısınmadaki ortalama artış oranından birkaç kat daha hızlı ısınıyor.

Bilim insanları bazı permafrost katmanlarının yüz binlerce yıldır donmuş vaziyette olduğunu tahmin ediyor.

Claverie, en acil riski oluşturan şeyin sadece donmuş toprakların erimesi olmadığını söylüyor ve şöyle devam ediyor:


Tehlike küresel ısınmanın bir başka etkisinden kaynaklanıyor: Arktik deniz buzunun ortadan kalkması. Bu da Sibirya’da gemicilik, trafik ve endüstriyel gelişimin artmasına olanak sağlıyor. Büyük madencilik operasyonları planlanıyor; petrol ve cevher çıkarmak için derin permafrostta büyük delikler açılması öngörülüyor. Bu operasyonlar büyük miktarda patojeni serbest bırakacak. Madenciler içeri girecek ve virüsleri soluyacak. Bunun sonuçları felaket olabilir.

Bilim insanları permafrostun en derin seviyelerinde bir milyon yıllık (yani yaklaşık 300 bin yıl önce ortaya çıktığı düşünülen türümüzden çok daha eski) virüsler olabileceğini düşünüyor. Claverie’e göre “Bağışıklık sistemlerimiz bu mikropların bazılarıyla hiç temas etmemiş olabilir ve bu da başka bir endişe kaynağı.”

pithovirus sibericum
30 bin yıllık pithovirus sibericum’un makro görentüsü. Fotoğraf: Claverie’nin arşivi

Koopmans ise geçmişten örnek veriyor: “Salgın hastalıkların geçmişine bakarsanız, en önemli etkenlerden birinin arazi kullanımındaki değişiklikler olduğunu görürsünüz. Nipah virüsü, insanlar tarafından yaşam alanlarından sürülen meyve yarasaları tarafından yayılmıştır. Benzer şekilde, maymun çiçeği Afrika’da kentleşmenin yayılmasıyla ilişkilendirilmiştir. Kuzey Kutbu’nda da tanık olmak üzere olduğumuz şey de bu: Arazi kullanımında tam bir değişim. Ve daha önce de gördüğümüz üzere bu tehlikeli olabilir.”

Bu nedenle Claverie ve diğer bilim insanları kutup bölgesinde uluslararası bir eğitim ağı olan UArctic Üniversitesi ile birlikte karantina tesisleri kurmak ve ilk vakaları tespit ederek enfeksiyonu kontrol altına almak amacıyla yerel bir proje üzerinde çalışıyor. Claverie, “Bir zamanlar bir Neandertal‘e bulaşan bilinmeyen bir virüsün bize geri dönmesi senaryosu, düşük de olsa bir olasılık hâline geldi” diyor ve ekliyor:

“Artık somut bir tehditle karşı karşıyayız. Bununla başa çıkmak için hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bu kadar basit.”

Bilim insanları 50 bin yıl sonra antik ‘zombi’ virüsü yeniden canlandırdı ve sonuç: Halen bulaşıcı!

zombi virüsler

Bilim insanları, antik ‘zombi’ virüsleri donmuş topraktan çıkarıp yeniden canlandırmayı başardı ve onların hâlâ tek hücreli amipleri enfekte edebildiğini keşfetti.

Kuzey Kutbu’ndaki sıcaklıkların artması, bölgenin donmuş toprak tabakasını (permafrost) çözüyor ve on binlerce yıl uykuda kaldıktan sonra hayvan ve insan sağlığını tehlikeye atabilecek virüsleri harekete geçirme potansiyeli taşıyor.[3]

Kuzey Yarımküre’nin yaklaşık beşte birini kaplayan permafrost, binlerce yıldır Alaska, Kanada ve Rusya’daki Arktik ormanların temelini oluşturuyor. Adeta bir zaman kapsülü görevi gören permafrost, antik virüslerin yanı sıra bir dizi soyu tükenmiş hayvanın kalıntılarını da muhafaza ediyor.

Permafrostun iyi bir depolama ortamı olmasının nedeni sadece soğuk değil aynı zamanda ışığın nüfuz etmediği oksijensiz bir ortam olması. Ancak günümüzde Kuzey Kutbu’ndaki sıcaklıklar gezegenin geri kalanından dört kat daha hızlı ısınarak bölgedeki permafrostun üst katmanını zayıflatıyor.

Fransız profesör Jean-Michel Claverie, Sibirya’daki çeşitli permafrost alanlarında geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan donmuş virüs türleri buldu. En eskisi 48 bin 500 yıl öncesine ait olan tür, bir yeraltı gölünden alınan toprak örneğinden geliyordu. Yünlü bir mamut kalıntısının midesinde ve postunda bulunan en genç örnekler ise 27 bin yaşındaydı.


Kaynak: Zombie viruses may cause a new pandemic!

X Hastalığı nedir? Disease X, koronavirüs ile bağlantılı mı?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.